HDP Kadın Meclisi Sözcüsü Başaran, Meclis’te 2 yıl boyunca çalışan İstanbul Sözleşmesi’nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu’nun raporunun açıklanması çağrısında bulundu.
Başaran, “tam kapanma” döneminde insanların açlıktan, yoksulluktan intihar ettiğine işaret ederek, “Ama iktidar her gün çıkıp sınır ötesi operasyonlarla hakikatin üstünü kapatmaya çalışıyor.” dedi.
Kadın Meclisi Sözcüsü Ayşe Acar Başaran, Genel Merkez binasında basın toplantısı düzenledi. İdam edilişlerinin 49. yıl dönümünde Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan ve Yusuf Aslan’ı anan Başaran, “49 yıl önce bugün 3 fidan bir siyasi cinayetle katledilmişti. Devrim ve demokrasi yolunda hayatını kaybedenleri buradan saygı ve minnetle anıyoruz.” dedi.
‘İnsanların açlıkla yüz yüze kaldığı süreçten geçiyoruz’
17 günlük “tam kapanma” döneminde işçinin, emekçinin, kadınların büyük bir zorlukla karşı karşıya kaldığını belirten Başaran, “Kadına yönelik şiddet uygulayanların, kadın düşmanlarının elini kolunu sallayarak sokaklarda dolaştığı, insanların açlıkla yüz yüze kaldığı bir süreçten geçiyoruz.” şeklinde konuştu.
‘Savunma giderleri son 10 yılda yüzde 86 arttı’
Başaran, iktidarın tam kapanmadan önce halka destek vermesi gerekirken güvenlikçi politikaların bir benzeri olarak savaş politikalarına ve operasyonlara devam ettiğini söyledi. Raporların son 10 yılda savunma giderlerinin yüzde 86 oranında arttığını gösterdiğine vurgu yapan Başaran, “Bu halkın cebinden çıkan vergi, bu halka harcanması gereken iş, aş, aşı olarak dönmesi gereken bu bütçe yüzde 86 oranında artarak savaş giderlerine aktarılmış durumda.” dedi.
‘Sınır ötesi operasyonlarla hakikatin üstünü kapatmaya çalışıyor’
Hala yoksul çocukların uzaktan eğitim alamadığını, eğitimi alabilmesi için ellerinde bilgisayarları, laptopları olmadığını hatırlatan Başaran, şöyle konuştu:
“Ama iktidar çıkıp ‘SİHA’larımız var’ diye propaganda yapıyor. Peki bu politikaların halka geri dönüşü nasıl oluyor? Yoksulluk ve açlık olarak geri dönüyor. Bu dönemde her gün intihar vakalarıyla karşı karşıyayız. Bu ülkede insanlar açlıktan, yoksulluktan intihar ediyor. Kapanma döneminde siftah yapamadığı için yaşamına son veren insanların yaşadığı bir ülkede yaşıyoruz. Ama iktidar her gün çıkıp sınır ötesi operasyonlarla hakikatin üstünü kapatmaya çalışıyor.”
‘Savaş politikalarından vazgeçilsin’
Abdullah Öcalan’ın İmralı’da tecrit altında tutulduğunu belirten Başaran, “Biz ısrarlı bir biçimde çözümün adresi olan İmralı’da Sayın Öcalan üzerindeki bu mutlak tecridin kaldırılması, her defasında denenen ancak başarısızlıkla sonuçlanan bu güvenlikçi politikalardan, savaş politikalarından vazgeçilmesi çağrısını yapıyoruz.” dedi.
‘İkizdere’de doğa yok edilmeye çalışılıyor’
İktidarın “doğa düşmanı” politikalarına da hız kesmeden devam ettiğini söyleyen Başaran, “Bunun son örneği de İkizdere. İkizdere’de yine AKP’nin rant politikaları, doğa düşmanı politikaları nedeniyle şu anda doğa yok edilmeye çalışıyor.” şeklinde konuştu. Günlerdir İkizdere halkının taş ocağına karşı direniş gösterdiğini ifade eden Başaran, “Günlerdir seslerini ulaştırmaya çalışıyorlar; ama önlerinde askerler, iktidar dikiliyor. Çünkü yine işin içinde iktidarın ortağı Cengiz Holding var.” diye kaydetti.
‘İkizdere halkının yanındayız’
Kadınların bütün mücadelelerin en ön saflarında oldukları gibi İkizdere’de de doğayı savunmanın öncülüğünü yaptıklarını söyleyen Başaran, doğa talanına karşı yaşamlarını savunan başta kadınlar olmak üzere İkizdere halkının yanında olduklarını belirtti.
‘3 ayda en az 108 kadın yaşamını yitirdi’
Pandeminin de kadınlara şiddet, işsizlik, açlık, yoksulluk biçiminde döndüğüne vurgu yapan Başaran, “Bakın Nisan ayı içerisinde en az 68 kadın şiddete uğradı, en az 17 kadın ve bir çocuk yaşamını yitirdi. 2021’in ilk 4 ayında en az 108 kadın yaşamını yitirdi ve 74 kadının şüpheli bir şekilde yaşamını yitirdiği basına yansıdı.” dedi.
‘Bana Yanık tebrikleri kabul etmekle meşgul’
Aile ve Sosyal Politikalar Bakanı Derya Yanık’ın göreve geldiği günden beri tebrikleri kabul etmekle meşgul olduğunu söyleyen Başaran, “Ama bu ülkede kendisi geldiğinden beri onlarca kadın yaşamını yitirdi. Bununla ilgili nasıl bir adım attı dersiniz? Elimizde koskoca bir hiç var. Çünkü dert şiddeti engellemek değil. Dert kadınlar için özgür bir gelecek yaratmak değil. Çünkü dert, kadınları kendi ‘makul ve makbul kadın’ kimliğine sıkıştırmak.” diye ifade etti.
‘İstanbul Sözleşmesi ile ilgili kurduğunuz komisyonun raporunu açıklayın’
Mecliste 2018 yılında KEFEK’in alt komisyonu olarak İstanbul Sözleşmesi’nin Etkin Uygulanması ve İzlenmesi Alt Komisyonu kurulduğunu hatırlatan Başaran, “Bu komisyon yaklaşık 2 yıl boyunca çalıştı. En son toplantısını 12 Şubat 2020’de gerçekleştirdi. Bu komisyonda çok fazla sivil toplum örgütü, baro ve kadın kurumu dinlendi. Bir rapor açığa çıkması gerekiyordu, ama bir yılı aşkındır bu komisyonla ilgili herhangi bir rapor sunulmadı.” dedi.
Yayınlanmayan söz konusu raporda, İstanbul Sözleşmesi’nin ne kadar gerekli olduğunun ifade edildiğine işaret eden Başaran, “Buyurun bağımsız, sizin kurduğunuz, çoğunluğu elinizde olan Meclis’te kurduğunuz komisyonun raporunu açıklayın.” çağrısında bulundu.
‘Halkı korumakla görevli olan üniformalı kadına şiddet uyguladı’
Bingöl’ün Karlıova İlçesi’nde Rahime Ö. adlı kadının Uzman Çavuş Ferhat K.’nin şiddetine maruz kaldığı olayı hatırlatan Başaran, şunları ifade etti:
“Halkı korumakla görevli olan bu üniformalı, bir kadına şiddet uyguladı ve sonrasında ‘Nereye gidersen git’ söylemini kurmaktan hiç çekinmedi. Biz bu pratiği hatırlıyoruz. Nereden hatırlıyoruz? Musa Orhan’dan hatırlıyoruz. İpek Er’e tecavüz edip, günlerce hürriyetinden yoksun bırakıp intihara sürükledikten sonra bile ‘Nereye gidersen git, ben yargılanmam. Daha önce de çok yaptım’ diyen Musa Orhan’dan hatırlıyoruz biz bu pratiği.”
‘Rahime Ö. hedef gösterildi’
Başaran, şiddete karşı sesini yükselten Rahime Ö.’nün dün sosyal medyada hedef gösterildiğine vurgu yaparak, “Kadınlara ‘biat edin, sesinizi çıkarmayın, erkektir yapmış, ne olacak’ söylemlerine prim vermeyeceğiz. İstanbul Sözleşmesi’ni savunmaktan vazgeçmeyeceğiz. Özgürlük mücadelesi vermekten vazgeçmeyeceğiz.” dedi.
Bugün kadınların en fazla bir arada olması gereken süreçlerden geçtiklerine işaret eden Başaran, “Çünkü tüm kazanımlarımız hedef halinde. Biz kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nin yıldönümü olan 11 Mayıs’ta ‘İstanbul Sözleşmesi bizimdir! İstanbul Sözleşmesi’ni uygulayın!’ demeye devam edeceğiz.” şeklinde konuştu.
Yeni1Mecra