ABD Senatosu, Başkan Joe Biden’ın Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Başkanlığına aday gösterdiği eski diplomat William Burns’e onay verdi.
Senato Genel Kurulunda yapılan sözlü oylamada Burns yeterli çoğunluğa ulaşarak CIA tarihindeki diplomat kökenli ilk başkan (direktör) olarak kayıtlara geçti.
Daha önce Dışişleri Bakanlığı Yardımcılığı görevini de yürüten Burns, Demokratlardan olduğu kadar Cumhuriyetçilerden de önemli ölçüde destek almıştı.
Burns, Senatoda daha önce yapılan onay oturumunda ABD’nin en önemli küresel rakibinin Çin olduğunu ve bu konuda önemli adımlar atacaklarını ifade etmişti.
1998-2000 arasında ABD’nin Amman, 2005-2008 arasında da Moskova Büyükelçiliği görevlerini yürüten Burns, 2011-2014 arasında ise Dışişleri Bakan Yardımcısı olarak görev yapmış ve bu tarihte emekli olmuştu.
2014’ten bu yana Carnegie Uluslararası Barış Vakfının başkanlığını yürüten Burns’ün, Biden yönetiminin “önce diplomasi” temalı dış politika yaklaşımına uyumlu bir isim olarak görev yapması bekleniyor.
Burns Senato’daki oturumda Çin ve Rusya’yı tehdit olarak tanımladı
ABD Başkanı Joe Biden’ın Merkezi İstihbarat Teşkilatı (CIA) Direktörlüğüne aday gösterdiği eski diplomat William Burns, CIA Başkanı olabilmek için onay almak zorunda olduğu Senato İstihbarat Komitesindeki oturumda senatörlerin Çin, Rusya ve İran ile ilgili sorularını yanıtladı.
William Burns, Komite’ye, CIA Başkanı olduğunda ABD’nin Çin ve Rusya ile istihbarat anlamında rekabette güçlü olmasını sağlayacak tüm adımları atacağını belirtti.
Özellikle Pekin ile başta siber güvenlik olmak üzere teknoloji ve telekomünikasyon alanlarında ciddi bir mücadele halinde olduklarını vurgulayan Burns, CIA’in özellikle “teknolojik üstünlüğü” sağlamak için önemli yatırımlar yaptığının altını çizdi.
‘Çin ile rekabet öncelikli’
ABD’nin istihbarat konusundaki en önemli rakibinin Pekin olduğunu vurgulayan Burns, Çin ile rekabetin kendileri için asıl öncelik olacağını ifade etti.
Çin’in yurt dışında Konfüçyüs Enstitüleri üzerinden “sempati” yaratmaya çalıştığının farkında olduklarını, bu ve benzeri kurumların faaliyetlerini izlediklerini kaydeden Burns, ABD’deki Konfüçyüs Enstitülerine ev sahipliği yapan üniversite ya da benzeri kurumların dikkatli olması gerektiğini belirtti.
Burns, orta vadede Çin ile olan rekabetlerinde dezavantajlı duruma düşmemek için teşkilat bünyesinde Mandarin bilen personel sayısını artırmayı hedeflediğini de sözlerine ekledi.
“Putin’in Rusya’sını önemsiz görmek hatadır”
Rusya’nın da özellikle siber saldırılarla ABD’yi zorlamaya çalıştığını söyleyen Burns, “Solarwinds saldırısı, siber saldırılara karşı ne kadar uyanık olmamız gerektiği yönünde önemli bir uyarı mesajıdır. Bu tür dışarıdan gelen saldırıları tespit etmek CIA için temel önceliktir.” ifadesini kullandı.
Burns, daha önce Moskova’da da görev yaptığını hatırlatarak, “Orada öğrendiğim şey şudur; Putin’in Rusya’sını önemsiz görmek her durumda hatadır. Rusya birçok bakımdan gerileyen bir güç olabilir fakat Putin’in önderliğinde en az yükselen Çin kadar yıkıcı olabilir.” değerlendirmesini yaptı.
ABD’nin önceliği, İran’ın nükleer silahlara sahip olmaması
Biden’ın CIA Direktörü adayı, ABD için İran ile ilgili en temel önceliğin “Tahran’ın nükleer silahlara sahip olmaması” olduğunu vurguladı.
İran’ın nükleer anlaşmadaki orijinal taahhütlerine tamamen dönmesi durumunda ABD’nin de aynı şeyi yapmaya hazır olduğunu ifade eden Burns, CIA olarak bu konuda kendi alanlarına düşeni yapacaklarını belirtti.
Burns, “İran’ın tehditkar eylemlerine karşılık verebilmek için komple bir strateji olmalı; bu ister balistik füzelerle ilgili olsun, ister bölgesindeki istikrarsızlaştırıcı adımları olsun, isterse kendi halkına karşı insan hakları ihlalleri olsun.” şeklinde konuştu.
CIA’in daha önce “sorgulama yöntemi” olarak uyguladığı ve suda boğulma hissi yaratan “waterboarding” adlı yöntem konusundaki fikri sorulan Burns, “Bu uygulama ilgili yasalara göre bir işkencedir ve buna tamamen karşıyım.” dedi.
AA – WASHINGTON