Cumartesi Anneleri Avukat Faik Candan için adalet istedi

Cumartesi Anneleri, kaçırıldıktan 12 gün sonra 4 kurşunla infaz edilmiş halde bulunan Avukat Faik Candan için adalet istedi.

Tanıklıklara ve itiraflara rağmen bu davanın da cezasızlıkla sonuçlandığına dikkat çeken Cumartesi Anneleri, istinafa taşınan davada üst mahkemeyi, hukuka ve adalete uygun yeni bir karar tesis etmesi için göreve çağırdı.

Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 821’inci haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor.

Bu haftaki eylemde, 2 Aralık 1994 yılında kaçırıldıktan 12 gün sonra infaz edilmiş halde bulunan avukat Faik Candan için adalet istedi. Açıklamada ilk olarak konuşan Faik Candan’ın amcası İbrahim Candan, ailesi olarak tüm yasal yolları denediklerini ancak yıllar sonra dava açma imkanı bulduklarını söyledi.

İbrahim Candan: Türkiye bu cinayetleri kabul etmek zorundadır

Açtıkları davanın yıllarca devam ettiğine işaret eden İbrahim Candan, şunları aktardı:

“Ayhan Çarkın ve Mehmet Eymür olayları canlı olarak anlattılar. Duruşmalarda bizi tahrik ediyorlardı. ‘Kürdün kanı devletin eline bulaşmıştır, ne yaptıysak vatan bayrak için yaptık’ dediler. Her şey ayan beyan ortadayken dava düştü. Yıllardır bu davanın takipçisiyiz. Türkiye devletinin gözleri kör olmuş görmez, kulakları sağırdır duymaz. Biz bu davayı bırakmayacağız. Aradan çok uzun zamanlar da geçse davanın takipçisi olacağız. Türkiye bu cinayetleri kabul etmek zorundadır. Biz bu hesabı sormaya kararlıyız.”

Avukat Kanat: Faik Candan’ın kaçırıldıktan 12 gün sonra cansız bedeni bulundu

Faik Candan dosyasının avukatı Levent Kanat da, Candan’ın kaçırıldığı dönemde sağ salim bir şekilde ailesine teslim edilmesi için Çağdaş Hukukçular Derneği, İnsan Hakları Derneği ve pek çok sivil toplum örgütü basın açıklamaları ve yürüyüşler yaptığını belirtti. Ancak bir sonuç alamadıklarını ifade eden Kanat, Faik Candan’ın kaçırılmasından 12 gün sonra cansız bir bedeninin bir çoban tarafından bulunduğu haberinin geldiğini söyledi.

‘Savcılık sadece daimi arama evrakı düzenlemekle yetindi’

Bala Cumhuriyet Savcılığı’nın uzun yıllar sürdürdüğü soruşturmada hemen hemen hiçbir şey yapmadığını dile getiren Kanat, şunları aktardı:

“2010-2011 yıllarına kadar hemen hemen hiçbir şey yapmadı. Dosyada otopsi tutanağı, jandarmanın olay mahallinde tuttuğu tutanak gibi bir iki evrak dışında uzun yıllar sadece daimi arama kararı çıkardı. Daimi arama kararı faili meçhul dosyalarda tutulan bir tutanaktır.

Daimi arama kararının yerine getirilip getirilmediği, aramanın sonucunda neler elde edildiği gibi hiçbir şeyle ilgilenmeden sadece daimi arama evrakı düzenlemekle yetindiler. Birileri o dosyanın o şekilde çürümeye bırakılmasını istemişti anlaşılan. Bala Cumhuriyet Savcılığı da gereğini yapıyordu!”

‘Mahkeme bir çok dosyayı birleştirerek kendince derinleştirdi’

Daha sonra Ayhan Çarkın’ın birçok davaya ilişkin itiraflarda bulunduğunu hatırlatan Kanat, şunları kaydetti:

“Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı Faik’in de içinde olduğu birçok dosyayı birleştirdi ve kendince derinleştirdi. Sonuçta dönemin etkili ve yetkili kişilerinin yargılandığı 19 kişinin taammüden öldürülmesinden sorumlu tuttuğu ve ağırlaştırılmış müebbet hapis cezası istemiyle haklarında iddianame düzenlendi. Bu iddianame sonrası açılan davada hiçbir delil toplanmadı. Toplanan tüm deliller mağdur aileleri ve avukatlarını talepleri ile toplandı. Neticede şaşırtıcı değil ama üzücü bir şekilde mahkeme beraat kararı verdi. Dosya şuan istinaf mahkemesinde.”

‘İbrahim Şahin ve Abdullah Çatlı’nın mekan tespiti yaptıklarına tanık olundu’

Bu haftaki açıklamayı Cumartesi Anneleri adına Hatice Korkmaz okudu. Korkmaz, 32 yaşındaki 2 çocuk babası Faik Candan’ın HEP Ankara İl Başkanlığı yaptığı tarihten itibaren polis takibinde olduğunu, beyaz bir Toros tarafından takip edildiğini ve ölüm tehditleri aldığını aktardı. Korkmaz, şunları aktardı:

“Kardeşi içinde İbrahim Şahin ve Abdullah Çatlı’nın olduğu bir aracı Candan’ın evinin önünde görmüş ve onların mekân tespiti yaptıklarına tanık olmuştu. Candan’ın avukat arkadaşları, 2 Aralık günü saat 15:00 sıralarında dört kişi tarafından beyaz renkli Renault marka otomobille kaçırılan bir kişinin ‘Ben Avukat Faik Candan’ diye bağırdığını söyleyen bir tanık olduğunu ama can güvenliği nedeniyle konuşmadığını kamuoyuyla paylaştı.”

‘Yakından atılan 4 kurşunla infaz edildi’

Korkmaz, Faik Candan’ın yakından atılan dört kurşunla infaz edildiğini ve gözleri kravatla bağlanmış halde bir kanalın içinde cansız bedeninin bulunduğunu söyledi. Korkmaz, şunları ifade etti:

“Eski Özel Harekat Polisi Ayhan Çarkın 26 Mart 2011 tarihinde İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nda alınan ifadesinde ve 05 Haziran 2011 tarihinde Ankara 11. Ağır Ceza Mahkemesinde alınan sorgusunda; Faik Candan’ın kaçırılması ve öldürülmesi ile ilgili olayları tüm detayları ile anlattı. Savcılık Çarkın’ın beyanlarının olayla örtüştüğünü, yer gösterme işleminin de beyanını doğrular nitelikte olduğunu değerlendirdi.”

‘Eylemin icrasını İbrahim Şahin’e bağlı Siirtliler grubu içerisinde yer alan 11 polis  gerçekleştirdi’

Yürütülen soruşturma sonucunda Ankara Cumhuriyet Başsavcılığının hazırladığı iddianameye değinen Korkmaz, iddianameden şu bilgileri aktardı:

“19 Aralık 2013 tarihli iddianamede Faik Candan’ı öldürme eyleminin örgütlü bir faaliyet çerçevesinde Mehmet Kemal Ağar, Mehmet Korkut Eken ve İbrahim Şahin’in bilgisi, azmettirmesi ve talimatlandırması sonucunda işlendiği ve eylemin icrasını İbrahim Şahin’e bağlı Siirtliler grubu içerisinde yer alan 11 polisin gerçekleştirdikleri yazıldı. İddianame Mahkeme tarafından kabul edildi.”

‘Tüm sanıklar hakkında beraat kararı verildi’

Açılan davanın ilk duruşmasının 16 Mayıs 2014 tarihinde yapıldığını söyleyen Korkmaz, “Ancak Ankara 1. Ağır Ceza Mahkemesi, 13 Aralık 2019 tarihli karar duruşmasında Faik Candan’ın kaybedilmesi ve öldürülmesi ile ilgili eylemden tüm sanıkların beraatlarına karar verdi.” dedi.

Korkmaz, 90’lı yıllarda işlenen gözaltında kaybetme suçlarıyla ilgili açılan diğer davalarda olduğu gibi olayla örtüşen tanıklıklara, suça iştirak edenlerin itiraflarına rağmen bu davanın da cezasızlıkla sonuçlandığına dikkat çekti.

Korkmaz, istinafa taşınan davada üst mahkemeyi, hukuka ve adalete uygun yeni bir karar tesis edilmesi için göreve çağırdıklarını dile getirdi.

MA – İSTANBUL