Cumartesi Anneleri, Mardin’in Dargeçit ilçesinde yapılan ev baskınlarında gözaltına alındıktan sonra cansız bedenleri kuyularda bulunan 3’ü çocuk 7 kişi için adalet istedi.
Cumartesi Anneleri, “Dargeçit JİTEM davası” olarak bilinen 7 kişinin öldürülmesiyle ilgili 2 Kasım’da Adıyaman’da görülecek davaya ilişkin mahkemeden görevini yapması çağrısında bulundu.
Cumartesi Annelerinin adalet arayışı 814’üncü haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor.
Cumartesi Anneleri bu hafta 1995 yılında gözaltında kaybedildikten sonra kuyularda cenazeleri bulunan Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (13), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21) Süleyman Seyhan (57) için adalet istedi.
Kadri Doğan, kardeşi Seyhan Doğan’ın asker ve korucular tarafından gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alamadıklarını söyledi. Adalet mücadelesini sürdüren annesinin 20 yıl önce babasının ise 10 yıl önce hayatını kaybettiğini belirten Kadri Doğan, Adıyaman’da görülecek duruşma için duyarlılık çağrısında bulundu.
Mehmet Coşkun: Davamızdan vazgeçmeyeceğiz
Mehmet Coşkun ise, abisi Abdurrahman Coşkun’la birlikte 1995’te gözaltında kaybedilen 7 kişi için “çocuklarımızı kaybettik” diyerek, şunları ifade etti:
“Doğrudur kemiklerimizi bulduk. Gerçi katilleri de bulduk. Ama bu katilleri cezalandıracak, tutuklayacak ne bir mahkeme ne de bir adalet bulamadık. Bu gidişle bulamayacağız. Ama davamızdan da vazgeçmeyeceğiz.”
Abdulaziz Altunkaynak: 2 Kasım’da adaleti soracağız
Abdulaziz Altunkaynak da oğlu Davut Altunkaynak’ın 2 Kasım’da görülecek duruşmasını hatırlatarak, “Orada olacağız ve adaleti soracağız. Adalet sağlanıncaya kadar da davamızdan vazgeçmeyeceğiz. Çocuklarımızın katillerinin peşini bırakmayacağız.” şeklinde konuştu.
Avukat Kuzu: Dava güvenlik gerekçesiyle 5 yıldır Adıyaman’da görülüyor
Dargeçit JİTEM Davası avukatlarında Erdal Kuzu da, davanın güvenlik gerekçesiyle Adıyaman’a nakledildiğini ve davanın duruşmalarının 5 yıldan beri burada görüldüğünün söyledi. Bu süreç içerisinden birden fazla heyetin değiştiğine vurgu yapan Kuzu, heyet değişikliklerinin davayı uzattığına işaret etti.
‘Dargeçit JİTEM davası kaybedilen 7 kişinin infaz edildiğini kanıtlayan dosya’
Dargeçit JİTEM davasının 7 sivil kişinin gerek resmi gerek kayıt dışı gözaltına alındıkları ve “infaz” edildiklerini kanıtlayan bir dava dosyası olduğuna vurgu yapan Kuzu, “Kaybedilen 7 insanın tamamı cenazelerine ulaşıldı. Kaybedilen 7 insanın ne şekilde, hangi yöntemlerle infaz edildikleri bütün gerçekliği ile açığa çıkarıyor.” dedi.
Görülecek duruşmada mahkemeden cesaretli bir tespit yapmalarını beklediklerini sözlerine ekleyen Kuzu, hukuksal mücadeleyi ailelerle birlikte verdiklerini söyledi.
‘Ev baskınlarında 3’ü çocuk 7 kişi gözaltına alındı’
Bu haftaki basın metnini Cumartesi Anneleri adına Saliha Şanlı okudu. 29 Ekim-8 Kasım 1995 tarihleri arasında ağır silahlı askerler ve korucular tarafından Mardin-Dargeçit’te ev baskınları yapıldığını belirten Şanlı, 7 kişinin kaybedilmesine ilişkin şu bilgileri aktardı:
“Bu baskınlarda 4 çocuk, 2 lise öğrencisinin de bulunduğu çok sayıda kişi gözaltına alındı. Gözaltına alınanlar Dargeçit Jandarma Taburuna götürüldü. Gözaltındakilerden Davut Altunkaynak (12), Seyhan Doğan (13), Nedim Akyön (16), Mehmet Emin Aslan (19), Abdurrahman Olcay (20), Abdurrahman Coşkun (21) Süleyman Seyhan’ı (57) soran ailelerine ‘sorgu sonrası serbest bırakıldılar, dağa gitmişler’ cevabı verildi. Ailelerinin tüm başvurularına rağmen onlardan bir daha haber alınamadı.”
‘Başvurular sonuçsuz kaldı’
Kayıplarını arayan ailelerin tehdit edildiğini, gözaltına alınıp işkence gördüğünü söyleyen Şanlı, ailelerin yaptıkları suç duyurularının etkin bir biçimde soruşturulmadan takipsizlikle sonuçlandığını ve ilgili mercilere yapılan tüm başvuruların sonuçsuz kaldığını belirtti.
‘Bilgi veren uzman çavuş kaybedildi’
“Olaydan 4 ay sonra 6 Mart 1996 tarihinde, Süleyman Seyhan’ın kafası olmayan yakılmış bedeni bir kuyuda bulundu” diyen Şanlı, Süleyman Seyhan’ın ailesine bilgi veren uzman çavuş Bilal Batırır’ın da Dargeçit Jandarma Taburunda kaybedildiğini ifade etti.
‘Dargeçit kayıpları öldürülerek kuyulara gömüldü’
Şanlı, alilerin ve İnsan Hakları Derneği’nin (İHD) 29 Mayıs 2009 tarihli başvurusu ve İHD Mardin Şubesi’nin çabası sonucunda Dargeçit Cumhuriyet Başsavcılığının dosyayı yeniden açarak soruşturma başlattığını aktardı. Şanlı, şunları ifade etti:
“Savcılığın yürüttüğü soruşturma kapsamında Dargeçit kayıplarının gözaltında öldürülerek kuyulara gömüldüğü gerçeği ortaya çıktı. 2012–2013 ve 2015 tarihleri arasında tanık beyanlarına dayanarak yapılan kazılar sonucunda, gözaltına alınan kişilerin ağır işkence izleri taşıyan kemiklerine ulaşıldı. Savcılığın hazırladığı iddianame mahkeme tarafından kabul edildi. 2015 yılında Mardin Jandarma Komutanı Hurşit İmren ile Dargeçit Jandarma Komutanı Mehmet Tire’nin de içinde olduğu 18 kişi hakkında, ‘birden fazla kişiyi taammüden öldürme’ suçlamasıyla dava açıldı.”
Mahkemeye görevini yapma çağrısı
7 kişinin ve uzman çavuş Bilal Batırır’ın nasıl ve kimler tarafından kaybedildiklerinin tüm detaylarıyla savcılık iddianamesine ve mahkeme kayıtlarına geçtiğine işaret eden Şanlı, şöyle devam etti:
“Davanın 2 Kasım 2020 tarihinde görülecek duruşması vesilesiyle bir kez daha 3’ü çocuk, 1’i uzman çavuş olmak üzere 8 kişinin Dargeçit Jandarma Taburunda gözaltında kaybedildikleri gerçeğini hatırlatıyor ve bu insanlığa karşı suçu azmettirenlerin, işleyenlerin hakkaniyete uygun bir biçimde cezalandırılmalarını istiyoruz.”
Şanlı, yargılamanın sonuna yaklaşıldığını ve bu davada mahkeme heyetine görevlerini önyargıdan uzak, tarafsız ve bağımsızlıklarını gölgeleyecek etkilerden arınmış olarak icra etme çağrısında bulundu.
MA – İSTANBUL