DİB: Açıklanan veriler Sağlık Bakanlığını yeni kurgulara sürüklüyor

Demokrasi İçin Birlik (DİB) Covid-19 salgınının kontrol edilemez bir noktada olduğuna vurgu yaparak, TTB’nin raporları, İBB ve bazı büyükşehir belediyelerinin ellerindeki ölüm verilerinin Sağlık Bakanlığı’nı yeni kurgulara sürüklediğini belirtti.

Fotoğraf: AA

Demokrasi İçin Birlik, Covid-19 salgınına ilişkin yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, küresel salgının Türkiye’de kontrol edilemez bir noktada olduğuna vurgu yapılarak, başta İstanbul olmak üzere tüm şehirlerde yaygınlaştığına işaret edildi. Açıklamada, “Ülkenin en ücra köşelerine ulaşmış durumda. HES haritasına bakınca ülke kıpkırmızı.” denildi.

‘İktidar sürekli pembe tablo çiziyor’

İktidarın sürekli pembe bir tablo çizdiğinin belirtildiği açıklamada, “Tüm bu ölümlerle alay edercesine, Türkiye’nin salgın ile çok iyi mücadele ettiği söyleniyor.” diye kaydedildi.

‘Tüm sorumluluk halka indirgeniyor’

İktidarın, “vatandaş maske mesafe, hijyen, kuralına uymuyor” söylemiyle salgının yayılmasının tüm sorumluluğunun halka, bireye indirgeyerek kendi sorumluluklarını görünmez kıldığının belirtildiği açıklamada, “Salgının ve giderek daha şiddetli hale gelen ekonomik krizin faturasını yoksullara, emekçi sınıflara ödetiyor.” denildi.

Açıklamada, iktidarın yasal ve yasadışı tüm siyasal araçlarıyla, gerçekleri açığa çıkarmaya çalışan kurum ve kuruluşları, demokratik oluşumları, siyasal yapıları çeşitli yollarla hukuksuz biçimde engellemeye çalıştığı ifade edildi.

‘Faturanın Bilim Kurulu’na kesileceğini gösteriyor’

Bilim Kurulu için “etkisiz ve yetkisiz” denilen açıklamada, “Cumhurbaşkanı’nın son açıklaması; gereken bilimsel, etik ve politik duruşu sergilemekten imtina eden, iktidarın sunduğu iltifatla kanal kanal gezen ve başı dönen Bilim Kurulu’na da faturanın kesileceğini gösteriyor.” denildi.

‘Sağlık Bakanlığı yeni kurgulara sürükleniyor’

Açıklamada, Sağlık Bakanlığı’nın “tüm yalanlarının” başta Türk Tabipleri Birliği olmak üzere meslek örgütlerinin, emek ve demokrasi güçlerinin tepkisiyle görünür kılındığı kaydedildi. Açıklamada, şunlar ifade edildi:

“TTB’nin gerçeği gün yüzüne çıkaran raporları, Başta İBB olmak üzere, bazı büyükşehir belediyelerinin ellerindeki ölüm verilerini açıklaması, Sağlık Bakanlığı’nın tüm bu yalanlarında, kurguların sıkışmalarına yol açıyor ve yeni kurgulara sürüklüyor. ” Açıklamada, salgına karşı yapılması gerekenler şu şekilde sıralandı:

  • Salgınla mücadelede akılcı ve bilimsel yöntemlerle hareket edilmesi gereklidir. Salgınla ilgili ilk vakanın açıklandığı günden bu yana elde edilen veriler, ayrıntılı olarak tüm toplumla paylaşılmalıdır. Salgın yönetiminde başta Türk Tabipleri Birliği, diğer sağlık meslek örgütleri, uzmanlık dernekleri, belediyeler, sendikalar ve ilgili tüm kurumlarla işbirliği kurulmalı, ortak bir mücadele yürütülmelidir. 

’28 günlük tam kapanma gerçekleştirilmeli’

  • Salgınla mücadele için özellikle Türk Tabipler Birliği’nin önerisine uygun olarak acil ve zorunlu işler dışında tüm iş kollarını içerecek şekilde 28 günlük tam kapanma gerçekleştirilmelidir.
  • Kapanma sürecinde halkın ve çalışanların gereksinimlerinin karşılanması için gereken tüm önlemler alınmalıdır. Çalışanlar ücretli izinli sayılmalı, işten çıkarmalar yasaklanmalı, sermaye lehine uygulanan ücretsiz izin uygulamasına son verilmelidir. Evden çalışmaya yönelik düzenlemeler yapılmalı, mesailer buna göre yeniden düzenlenmelidir. 

’18 yaşından itibaren herkese temel gelir sağlanmalı’

  • Kapanma döneminde özellikle işçi, işsiz, emekli, kadın ve dezavantajlı konumdaki yurttaşlara devlet desteği sağlanmalı, doğalgaz, su, elektrik, telefon, internet hizmeti temel harcamaları ücretsiz olmalı, kredi borçları ertelenmelidir. Salgın ve ekonomik kriz koşullarında yurttaşlara doğrudan destek için kaynak ayrılmalı, aşamalı olarak 18 yaşından itibaren herkese temel gelir sağlanmalı, bununla ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır. 
  • Şehir hastaneleri kamulaştırılmalı ya da kamu yönetimine geçmelidir. Şehir hastanelerine taşınmak üzere kapatılan hastaneler yeniden açılmalı ve hızla salgına yönelik mücadelede kullanılmak üzere, kamusal sağlık hizmetlerinin verilmesi sağlanmalıdır. Özel hastaneler geçici olarak kamulaştırmalı ve pandemi yönetimine bağlanmalıdır.

‘Covid-19 aşısı gecikmeden alınmalı’

  • Etkili ve güvenilir Covid-19 aşısı, ülkenin gereksinimini karşılayacak miktarda gecikmeden alınmalı, risk grupları ve sağlık emekçilerinden başlanmak üzere, tüm bireylere ücretsiz olarak uygulanmalıdır. 
  • Türk Tabipleri Birliği’nin sağlık çalışanlarının güvenli ve sağlıklı çalışma ve yaşam koşullarını sağlamaya yönelik tüm talepleri kabul edilmeli ve hızla uygulanmalıdır.
  • Bütçeden sağlığa, eğitime ve halkın geçimini sağlayan ve gereksinimlerini karşılayan kamusal hizmetlere daha fazla pay ayrılmalıdır. 
  • Varlık fonu, Kamu Özel İşbirliği anlaşmaları (KÖİ) lağvedilmelidir.
  • Dolaylı vergilerin vergi gelirleri içindeki payı azaltılmalıdır. Büyük şirketlerden, büyük servet sahiplerinden, imar rantından servet vergisi alınmalı, bu gelirle; işsizlere, emeklilere, dezavantajlı kesimlere gelir desteği sağlanmalıdır. Sermaye sınıfına sağlanan tüm ayrıcalıklara son verilmeli, kamunun finans aktarımı yaptığı tüm projeler durdurulmalıdır. 
  • Emek ve demokrasi güçlerine salgın koşulları gerekçe gösterilerek uygulanan engellemelere, yasaklara, şiddet ve kötü muamelelere, hukuksuz uygulamalara son verilmeli, temel insan hakları ve tüm demokratik haklar eksiksiz ve koşulsuz olarak güvence altına alınmalıdır.

Yeni1Mecra