EŞİK Platformu, İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından ilk imzacı olarak imzalanmasının 10’uncu yıldönümünde “Daha nice yaşlara” diyerek, “hukuka aykırı” çekilme kararının kendileri için yok hükmünde olduğunu yineledi.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), İstanbul Sözleşmesi’nin Türkiye tarafından imzalanmasının 10. yıldönümü nedeniyle açıklama yaptı. Açıklamada, geçtiğimiz 20 Mart’ta gece yarısı Cumhurbaşkanlığı kararıyla “hukuka aykırı olarak ve meclis iradesi yok sayılarak” Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekildiği hatırlatıldı.
Açıklamada, “Cumartesi sabahı döküldüğümüz sokaklarda tek adam tarafından verilen bu kararın hukuka, Anayasa’ya, uluslararası sözleşmeler hukukuna aykırı olduğunu yüksek sesle söyleyip ‘yok hükmündedir’ dedik.” denildi.
‘İstanbul Sözleşmesi’nden ve yaşamlarımızdan asla vazgeçmiyoruz’
29 Nisan’da bir Cumhurbaşkanlığı kararı daha yayınlanarak Türkiye’nin 1 Temmuz 2021’de sözleşmeden çıkacağının belirtildiğine vurgu yapılan açıklamada, şunlar ifade edildi:
“Böylece kadınlara gözdağı; Danıştay’a açılan onlarca dava konusunda yargıya ve konuyu gündemine alan Venedik Komisyonu’na talimat verilmeye çalışıldı. Biz, çocuk istismarcılarına af getirilmesi, Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilmesi, sıraya 6284’ün ve hatta Medeni Kanun’un alınması gibi kazanılmış haklarımıza yönelik saldırılara karşı mücadele etmek için 300’ü aşkın kadın ve LGBTİ+ örgüt/platform/grup tarafından oluşturulan Eşitlik İçin Kadın Platformu-EŞİK olarak, İstanbul Sözleşmesi’nden, yaşamlarımızdan, haklarımızdan, dayanışmamızdan ve örgütlü mücadelemizden asla vazgeçmiyoruz. “
‘İstanbul Sözleşmesi 10 yaşında nice yaşlara’
Çekilme kararının kendileri için yok hükmünde olduğunun yinelendiği açıklamada, “İstanbul Sözleşmesi’nin 11 Mayıs 2011 tarihinde İstanbul’da imzaya açılmasının ve Türkiye tarafından ilk imzacı olarak imzalanmasının 10’uncu yıldönümünde #İstanbulSözleşmesi10Yaşında, ‘Daha nice yaşlara’ diyoruz.” denildi.
‘Devlet hayatları koruma görevini yerine getirmek zorunda’
Devletin, kadınların, çocukların, LGBTİ+’ların, yaşlıların, mültecilerin, engellilerin ve diğer dezavantajlı grupların haklarını, hayatlarını koruma görevini yerine getirmek zorunda olduğuna vurgu yapılan açıklamada, şöyle denildi:
“Devletin görevi, kadınların hayatlarını ve haklarını yok sayıp; kadının içinde şiddet gördüğü aileyi yüceltenlere; toplumsal cinsiyet eşitliği kavramını şeytanlaştıranlara, şiddet uygulayan erkeklere uzaklaştırma verilmesinden başlayıp kadının boşanma, nafaka haklarına göz dikenlere, erken yaşta zorla evlilikleri savunanlara, şiddet ve istismar serbestliği (!) için İstanbul Sözleşmesi’ni günah keçisi ilan edenlere mavi boncuk dağıtmak değil, her bir bireyin şiddetten uzak özgürce yaşama hakkını korumaktır. Bunu hatırlatmaya ve sorumluları göreve çağırmaya devam edeceğiz. Karardan geri dönülene kadar ulusal ve uluslararası alanda, hukuki her türlü yolu deneyeceğiz.”
‘Karar geri çekilsin, Sözleşme etkin uygulansın’
“Eğer İstanbul Sözleşmesi uygulansaydı, en az 2 bin 336 kadın aramızda olacaktı.” denilen açıklamada, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlükte olduğu, kararın geri çekilmesi ve sözleşmenin etkin uygulanması istendi.
Açıklamanın yanında yayımlanan bilgi dosyasında, 20 Mart’ta İstanbul Sözleşmesi kararından sonra geçen 1,5 ayda kadınların ve LGBTİ+’ların başına neler geldiği, İstanbul Sözleşmesi’nin yürürlüğe girdiği 2014 yılından bu yana etkin uygulanması halinde neler olurdu, sorularla Sözleşmenin Türkiye’deki 10 yılı, İstanbul Sözleşmesi kararından sonra kimin ne yaptığı ne dediği ve EŞİK’in 20 Mart’tan bu yana neler yaptığı anlatıldı.
Yeni1Mecra