DİYARBAKIR – Gazeteci örgütleri 8 gündür gözaltında tutulan gazeteci Aziz Oruç’un dayanışma çağrısına ses olmak için bir araya geldiklerini belirterek, Oruç’un gazeteci olduğuna dair kimsenin bir şüphesinin kalmadığına inandıklarını belirterek serbest bırakılmasını istedi.
Mezopotamya Kadın Gazeteciler Platformu (MKGP), Özgür Gazeteciler İnisiyatifi (ÖGİ) ve Türkiye Gazeteciler Sendikası (TGS) Diyarbakır Temsilciliği, Ağrı’da gözaltına alınan gazeteci Aziz Oruç’a ilişkin İHD Diyarbakır Şubesi’nde basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısına, gazeteci örgütleri temsilcileri, Oruç’un ailesi, HDP milletvekilleri Saliha Aydeniz, Dersim Dağ, Remziye Tosun ve gazeteciler katıldı. Toplantıda, “Gazetecilik suç değildir. Özgür basın susturulamaz” pankartı asıldı.
MKGP Sözcüsü Ayşe Güney, gazeteci Aziz Oruç’un dayanışma çağrısına ses olmak için bir araya geldiklerini belirtti. Aziz Oruç’un 11 Aralık’ta Türkiye’de gözaltına alınma olayına ilişkin şunları kaydetti: “Oruç 2017 yılında daha önce öğrenciyken katıldığı basın açıklamaları ve mitingler gerekçe gösterilerek tutuklanmış belli bir zaman davası görülmüş ve ceza almıştı. Bu yüzden de 2017 yılında Federel Kürdistan’a gitmek zorunda kalmıştı. Ve orada yaşadı. Ve bugün orada Avrupa’ya gitmek üzere İran üzerinden Ermenistan’a geçiş yaparken Ermenistan tarafından yakalanarak İran’a teslim edildi ve İran’dan da Türkiye’nin sınırına tel örgülerinin arkasına atıldı. Diğer gün de arkadaşımız Ağrı Emniyet Müdürlüğü tarafından yapılan operasyonla gözaltına alındı.”
‘Aziz Oruç şahsında uluslararası suç işlendi’
Güney, internetten arama motoruna Aziz Oruç yazıldığında bile yaptığı haber, röportaj ve programlara rastlanabileceği bir gazeteci olduğunu belirten Güney, “Her şeyden önce Aziz Oruç’un gazeteci olmasından kaynaklı kimsenin bir şüphesinin kalmadığına inanıyoruz.” dedi. Ancak ısrarla manipüle edilmeye çalışıldığına dikkat çeken Güney, şunları kaydetti: “Aziz Oruç şahsında uluslararası bir suç işlendi. Çünkü Ermenistan’da günlerce işkence gördü, hatta orada siyasi sığınma talebinde bulunmasına rağmen talebi reddedilmiştir. Ve ardından İran’a idam edilmesi üzerine teslim edilmiştir. ‘İran’a teslim edelim, sizi idam etsinler’ denmiştir. Aziz Oruç teller üzerinden yarı çıplak bir şekilde atılmıştır. Aziz Oruç ölüme terk edilmiştir. Yani ya güvenlik gerekçesiyle bir kurşunla ya da donarak ölmesi istenmiştir.”
Oruç’un gazeteciliğinin şahidi olduğunu ifade eden Güney, “Onunla birlikte çalıştım. Ondan çok şey öğrendim. Oruç ve onunla birlikte tutulanların derhal serbest bırakılması gerekiyor.” diye konuştu. Güney, gazeteci örgütlerinin, Aziz ile çalışmış gazeteciliğine şahit olmuş herkesin sesini yükseltmesini istedi.
ÖGİ Sözcüsü Hakkı Boltan ise gazeteciliğin iktidarlar tarafından suç sayıldığını belirterek, “Son olarak uzun yıllardır gazetecilik yapan arkadaşımız Aziz’in gazeteciliği terörize edilmeye çalışıldı. Gazetecilik suç değil, her koşulda gazetecilik yapmaya devam edeceğiz” diye konuştu.
‘Oruç hukuksuzluğun en büyüğü ile karşı karşıya’
Gazeteci Oruç’un hedef gösterildiğini belirten TGS Diyarbakır Temsilcisi Mahmut Oral, “Türkiye’de şu anda gazeteciler sendikasına göre 110 gazeteci tutuklu durumda. Bu sadece buz dağının görünen kısmı” dedi. Oral, Oruç’un hukuksuz bir şekilde 8 gündür gözaltında tutulduğunu belirterek, şunları kaydetti: “Üzerimizde baskı kurmaya çalışanlar bilsinler ki bu duvar yıkılacak. Türkiye’deki hukuksuzluğa bu salonda şahitlik etmiş Aziz Oruç şimdi de hukuksuzluğun en büyüğü ile karşı karşıya kalıyor. Bizler hepimiz gazeteci olduğuna yakından tanığız. Derhal serbest bırakılsın.”
Oruç’un eşi Hülya Oruç, eşinin gazeteciliğinin illegalize edilmeye çalışıldığını belirterek, derhal serbest bırakılmasını istedi. HDP Milletvekilli Saliha Aydeniz ise demokrasinin, yargının ayaklar altına alındığı bir dönemde gerçekleri açığa çıkarmaya çalışan gazetecilerin olduğunu ifade ederek, iktidara karşı tek bir cümle kullanan herkesin terörist ilan edildiğini söyledi. Oruç’un gazeteciliğinin şahidi olduğunu belirten Aydeniz, sürecin takipçisi olacaklarını kaydetti.
