Gazeteci örgütleri AEJ, ÇGD ve DİSK Basın-İş yaptıkları ortak açıklamada, basın özgürlüğünün hukukun güvencesi altında olduğuna vurgu yaptı.
Açıklamada, “Basın özgürlüğü; gazetecilerin, sorumluluk alarak üstlendiği toplumsal bir görevdir ve bu görevin engellenmesi, hem evrensel hukuk ilkeleri hem de ulusal hukuk düzenlemeleri kapsamında suçtur.” denildi.
3 Mayıs Dünya Basın Özgürlüğü Günü nedeniyle, Avrupa Gazeteciler Birliği (AEJ) Türkiye Temsilciliği, Çağdaş Gazeteciler Derneği (ÇGD) ve Türkiye Basın Yayın Matbaa Çalışanları Sendikası (DİSK Basın-İş) ortak yazılı açıklama yaptı. Açıklamada, düşünce ve ifade özgürlüğü başta olmak üzere temel hak ve özgürlüklerin birçoğunun git gide sınırlandığı günlerden geçildiğine vurgu yapıldı.
‘Hakları kullanımı otoriter yöntemlerle cezalandırılmakta’
Hukuki dayanaktan yoksun subjektif kararlarla, bireysel ve toplumsal ölçekteki hak ve özgürlüklerin yok sayıldığının belirtildiği açıklamada, “Bu hakların kullanımı otoriter yöntemlerle cezalandırılmakta.” denildi.
Otoriter yönetim eğiliminin, Dünya genelinde hâkim anlayışa dönüşmüş durumda olduğuna işaret edilen açıklamada, “Covid-19 salgını da bu yöndeki gidişata meşruluk kazandırma amacı olarak görülmekte ve her türlü ayrımcı politika normalleştirilmek istenmektedir.” diye kaydedildi.
‘Basın özgürlüğü ülke çıkarlarına ya da kar hırsına kurban ediliyor’
Açıklamada, basın özgürlüğünün, Avrupa’daki birkaç ülke dışında Dünya genelinde ya ülke çıkarlarına ya da kâr hırsına kurban edildiğine dikkat çekildi. Türkiye’nin basın özgürlüğünün en kötü olduğu ülkeler kategorisinde bulunduğuna vurgu yapılan açıklamada, şöyle denildi:
“Sınır Tanımayan Gazeteciler Örgütü (RSF)’nin 180 ülkeyi esas alarak hazırladığı Basın Özgürlüğü Endeksi’ne göre Türkiye, geçen yıl 153. sırada yer aldı. Türkiye’nin gerisinde kalan ülkelerin ortak özellikleri ise, ya savaş ve çatışmaların yaşandığı ya da kapalı toplumlar olmasıdır.”
‘Basın özgürlüğü toplumsal bir görevdir’
Basın özgürlüğünün gazetecilerin, sorumluluk alarak üstlendiği toplumsal bir görev olduğuna işaret edilen açıklamada, bu görevin engellenmesinin, hem evrensel hukuk ilkeleri hem de ulusal hukuk düzenlemeleri kapsamında suç olduğuna vurgu yapıldı.
‘Genelge tartışmasız hukuk dışıdır’
Açıklamada, Emniyet Genel Müdürlüğü’nce 3 gün önce yayınlanan, ses ve görüntü alınmasını engellemeye yönelik genelgeye de değinildi. Genelgenin tartışmasız hukuk dışı olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Ötesinde görev ve sorumlulukları yasa ve hukuk sınırlarıyla tanımlanan emniyet güçlerinin hukuk dışı uygulamalarına kaynaklık edecek niteliktedir.” denildi.
Kamu otoritesinin, evrensel ve yerel hukukun güvencesinde olan basın özgürlüğüne aykırı her türlü uygulamadan vazgeçmeye çağrıldığı açıklamada, “Demokratik hukuk devleti çatısı altında yaşama idealinde olan herkesin, basın özgürlüğüne yönelik her türlü baskıya karşı ortak tutum alması gerekliliğini bir kez daha vurguluyoruz.” diye kaydedildi.
Yeni1Mecra