Gergerlioğlu gözaltı gecesini anlattı: Hakaret edip durdular

HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu, gözaltına alındığı gece yaşananları yazdı.

Cezaevinden mektup gönderen Gergerlioğlu, polislerin hakaretlerine maruz kaldığını belirterek, ‘İntikam, nefret hisleri hakimdi onlarda’ diye vurguluyor.

Milletvekilliğinin düşürülmesinin ardından tutuklanarak Sincan Cezaevi’ne konulan HDP Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu bulunduğu cezaevinden mektup gönderdi.

“İhlal dolu gece gece” sözleriyle mektuba başlayan Gergerlioğlu, hukuksuz bir şekilde milletvekilliğinin düşürüldüğünü ve evinde gözaltına alındığı gece sistematik olarak hakaret, tehdit ve işkenceye maruz kaldığını belirtti.

Hakaret üstüne hakaret!

Gergerlioğlu mektubunda, “İnsan hakları bir gün size de lazım olabilir diyorum, 4 polisin ortasında, evimden zorba yöntemler kullanılarak alınmış, sağlık muayenesi için yoldayız. Bana hakaret ediyorlar, altta kalmıyorum, cevaplarını veriyorum. Uzun saçlı polis yumruğunu kaldırıyor, yüzüme indirme tehdidini gösteriyor, boyun eğmiyorum. ‘Terörist, terbiyesiz, b…k’ diyor. ‘Asıl terörist insan kaçıranlardır, işkence edenlerdir’ diye haykırıyorum. Ayrım yapmayan bir insan hakları savunucusu olarak yoluma devam edeceğimi söylüyorum ve suç duyurusuyla bütün bunların hesabını soracağımı, bir gün Meclis’e dönecek milletvekilliği gasp edilmiş bir kişiye bunu yaptıklarını söylüyorum. ‘Bizi tehdit mi ediyorsun’? diye bağırıyor öndeki polis. ‘Evet, hukukla tehdit ediyorum, bizim başka hangi dayanağımız vardır ki’ diyorum onlara.” diye belirtiyor.

Aynı doktor

Kendisi gözaltına alanlar için, “İntikam, nefret hisleri hakimdi onlarda” diye kaydeden Gergerlioğlu mektubuna şu sözlerle devam ediyor: “Hastaneye geldiğimde Doktor Bey darp raporu düzenledi. Meclisten getirildiğimde de aynı hastane aynı doktor idi… Geniş kan tahlilleri tekrar aldırıyordu ama acilde bile başımda bekleyen polisler acele ediyor, biran evvel doktor tavsiyesi dışında başka bir şey yapmak istiyorlardı. Doktor ile son görüşmeyi yaptırmadan bana ‘Doktorun hastası var, gidiyoruz’ dediler. ‘Doktor ile görüşeyim, kalp krizi göstergesi Troponin çıkmadan bir doktor beni sevk etmemeliydi, burada bir hata var, böyle olmaz, meslektaşım bu yanlışı yapmaz’ diyorum. Ama aceleyle arabaya bindiriyor beni polisler.

Polisler bir birini tebrik etti

Adliyeye varıyoruz ama karşısına çıkmam gereken savcının yanına götürmüyorlar beni. Arabada bir polis arkadaşları arabaya geliyor ve ‘bravo, iyi iş çıkardınız, elinize sağlık’ diyor onlara. Anlaşılan darp edilmem, gördüğüm çirkin muamele onları memnun etmiş…

Hastaneye gitmemiz gerekirken adliyeye getirilmiş, tüm tıbbi usul çiğnenmişti. ‘Niye bunu yaptınız’ diye sorduğumda, ‘Adliyeden sonra sevke gideceğiz’ dediler ama yola çıkınca bir müddet sonra Sincan Cezaevine doğru gittiğimizi anladım ve yine itiraz ettim ama nafileydi, ellerindeydim…”

‘Bana öfke vardı’

Kendisine karşı yapılan bu muamelelerin 2.5 yıllık milletvekilliğindeki polis ihlallerine karşı durmasından kaynakladığını yazan Gergerlioğlu, “Bana karşı oldukça öfkeli olduklarını her söz ve fiillerinden anlıyordum. Sincan cezaevine vardığımda yine küçük abdeste sıkışıyordum ve yine geciktiriliyordum.”

“Cezaevinde uzun süren işlemlerden sonra bu kez ambulansla ancak sevke götürülüyordum. Anlaşılan polisler ve diğer yetkililer her sağlık riski göze alarak ve düşmanca hislerle beni geciktirerek cezaevine bırakmış ve gayet rahat bir şekilde ayrılmışlardı!” diye belirtiyor.

Ben hala halkın vekiliyim

Gergerlioğlu mektubunu şöyle sonlandırıyor: “Hastaneye geldiğimizde girişte vekil arkadaşlarım ve oğlum Salih, jandarmalar vardı. ‘Hastaneye gitmem gerekirken cezaevine götürdüler, bu rezalettir’ diyordum. Beş buçuk saatlik gecikmede kalp krizi geçirip ölsem sorumlusu kim olacaktı?”

“Doktorlar iyi davrandı, güler yüzlüydü. Anjio kararı aldılar. Anjio iyi çıktı. Yoğun bakıma alındım. EKG çekilirken bile yoğun bakıma girip başımda bekleyen jandarmaya ‘Yaptığınız bu nedir? Ayıptır’ diyorum. ‘Emir böyle’ dedi. Sabahın ilk ışıklarıyla uyandığımda servise naklimi beklerken gelip giden bir rütbeli asker sonrasında taburculuğuma karar verildiğini öğrendim. Yoğun bakım odasından çıkmadan kelepçe taktılar, aslında bir sürü jandarma vardı ama kelepçe takıp kaçırır gibi hızla arka kapıdan bir araca bindirdiler. Meğer ön kapıda bekleyen avukat, vekil ve yakınlarımı atlatmakmış niyetleri. Vekilliği haramilikle gasp edilmiş bir milletvekilinin 2 Nisan 2021 akşamı evinden alınıp, saatlerce yaşatılan ihlaller sonrası konulduğu cezaevine gidişinin öyküsü budur. Kamuoyu bilsin ki, çiğnenen sadece benim haklarım değildir, halkın hakları çiğnenmiştir, çünkü ben hala halkın vekiliyim.”

Kaynak: Yeni Yaşam