İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüste son dönemde artan vaka ve vefat sayılarının İstanbul için kritik seviyede olduğunu belirtti.
İmamoğlu, kendileriyle tek bir hastanın bilgisinin dahi paylaşılmadığını ve İstanbul için işin kontrolden çıktığını, acil kapanmanın uygulanması gerektiğini ifade etti.
Ataköy İleri Biyolojik Atıksu Arıtma Tesisi’nin ikinci etabının açılışını yapan İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu, koronavirüs salgınının İstanbul’daki durumuyla ilgili dikkat çeken açıklamalarda bulundu.
İmamoğlu, İstanbul’da kontrol dışı bir süreç yaşandığını vurgulayarak, “Bu iş mart-nisan-mayıs dönemindeki gibi değil. İstanbul’umuzun şu anki verilerine baktığımızda 2-3 haftalık kapanma şart” dedi.
Pandeminin tek başına maske ve mesafe ile tanımlanacak bir süreç olamayacağını dikkat çeken İmamoğlu, Covid-19 salgının Türkiye’de ve İstanbul’da çok endişe verici boyutlara ulaştığını vurguladı.
Durum ilkbahar dönemindeki gibi değil
Sağlık Bakanlığı’nın verilerine göre hasta sayılarının yüzde 50’sinin İstanbul’da olduğunu hatırlatan İmamoğlu “İstanbul’da kontrol dışı bir süreç yaşıyoruz. Ben de bunu deneyimledim. Görüyoruz ve herkes farkındaki bu iş, mart-nisan-mayıs dönemindeki gibi değil. Çemberi gittikçe daralan biçimde çok yakın çevremizde neredeyse herkesin bu hastalığı yaşadığını görüyoruz” diye konuştu.
Nüfusu İstanbul’dan az Avrupa ülkelerinin vaka sayısı bizden nasıl yüksek oluyor?
Açıklanan vaka ve ölüm sayılarının gerçeğini yansıtmadığını söyleyen İmamoğlu, şunları dile getirdi:
“Nüfusu İstanbul’dan az olan Avrupa ülkelerinden dahi daha az sayı açıklamanın salgınla mücadelede ne anlama geldiğini ben anlayabilmiş değilim.
Toplumda ‘gerçekleri konuşmuyorsunuz’ intibası oluşmasına katkı sunan yetkililerin, bu tavrını ben çözemiyoruz bir türlü. Madem biz nüfusu 10 milyonu bile aşmayan bir kısım ülkelerden 83 milyonluk ülke olarak çok daha iyi durumdaysak dünyanın gelip bunu incelemesi bizi alkışlaması, bizim de bunun insanlık adına bütün dünyaya anlatmamız gerekir.
“Ben İstanbul adına konuşmak zorundayım” diyen İmamoğlu, sözlerine şöyle devam etti:
– Madem işin yarısı İstanbul’da, madem Dünya Sağlık Örgütü’nün belirlediği hususlarla süreci teminat altına alabiliriz o zaman benim de bu anlamda bütün doğruları vatandaşlarımızla ve yetkilileri uyararak paylaşma zorunluluğum var. Dünya Sağlık Örgütü’nün iki adet açılma kriteri var. Birincisi en az 14 gün boyunca test sayısı artacak ama vaka sayısı da azalacak ki açılma olsun.
-İkincisi en az 14 gün boyunca ölüm sayıları ve sağlık personeli hastalanma sayısı azalacak. Türkiye’mizin ve özellikle İstanbul’umuzun şu anki verilerine baktığımızda iki kriteri de önümüze koyduğumuzda kesinlikle bir kapanmanın şartlılığı ortada.
-Bilim Danışma Kurulumuzun özellikle salgının hızını düşürmek ve çok hızlı şekilde bulaştığı bu dönemi radikal şekilde kontrol etmek adına 2-3 haftalık kapanmanın ve bu sürecin ardından da güçlü bir takip dönemi ile beraber kontrollü bir açılma dönemini İstanbul’a öneriyorlar.
-Verilerimizin nisan mayıs aylarından çok daha ileride olduğunun altını kalın bir şekilde çizelim. İstanbul için çok hızlı hareket etmemiz gerektiğinin altını çizelim.
‘Tek bir hastanın verisi dahi paylaşılmıyor’
İmamoğlu, kendileri ile hasta verilerinin paylaşılmamasına da tepki göstererek şunları söyledi:
-İnsanların dışarıya çıkışlarında en önemli takip sistemi bizim elimizde; İstanbulkart. Milyonlarca kullanıcısı var. Hasta verilerini bize verin, biz de İstanbulkart kullanıcılarını engelleyelim.
-Otobüse geldiğinde kartı alarm verecek, uyarıyı yapacak ve biz gerekli işlemleri vatandaş hakkında başlatacağız. Israrla bize tek bir hasta verisi verilmedi. Bunu anlayabilmiş değilim.
-Bu talebimizi haksız bulan hiçbir devlet yetkilisine de rastlamadım. Madem haklıyız, bize hasta verisini niye vermezsiniz. Şu yapılıyor; biz yolcuların sayısını göndereceğiz, bindikten sonra takip edilecek.
-Hasta araçlara bindikten sonra takip etsen ne olacak, bulaştırdıktan sonra bulsan ne olacak bulmasan ne olacak? Sebepsiz yere uzatılan bu tür yanlış uygulamaları gidermeliyiz.