Kadınlar 25 Kasım’da mücadele ve dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı

HABER MERKEZİ – 25 Kasım Kadına Yönelik Uluslararası Şiddetle Mücadele ve Dayanışma Günü nedeniyle Türkiye’nin bir çok kentinde bir haftadır süren etkinliklerde, kadınlar artan şiddete dikkat çekerek, gasp edilmeye çalışılan yasal haklar ile yaşam hakkı için mücadeleyi ve dayanışmayı büyütme çağrısı yaptı.

Bir çok kentte 25 Kasım nedeniyle bir hafta boyunca sinema, tiyatro, söyleşi, çalıştay, panel, yürüyüş, toplantı, performans gösterileri gerçekleştirildi. Yapılan etkinliklere katledilen kadınların aileleri de katıldı. Bu yıl ki etkinliklere, 2. Yargı Paketinde yer alacağı söylenen kadınların nafaka hakkının sınırlandırılması ve çocuk istismarcılarına ‘evlilik’ yöntemiyle af çıkarılmasına yönelik girişimlerin engellenmesi ile kadınları şiddetten korumak amacıyla çıkarılan 6284 Sayılı Şiddetin Önlenmesi Kanunu ve İstanbul Sözleşmesi’nin uygulanması için nasıl mücadele edileceği sıkça dile getirilen konulardandı.

Her gün kadın cinayetlerinin yaşandığının hatırlatıldığı etkinliklerde, faillere yönelik ceza indirimleri de vurgulanan bir diğer sorundu. Türkiye’nin içinde bulunduğu ekonomik krizle birlikte artan yoksulluğun kadın ve çocukları daha çok etkilediğine vurgu yapılan etkinliklerde, kadınların ‘işten atılma’ tehdidi nedeniyle çalışma yaşamında maruz kaldığı kötü muamele, mobing, hakaret ve tacize sessiz kaldığı da yine dile getirilen sorunlardandı.

Yine etkinliklerde sıkça dile getirilen sorunlardan biri de belediyelere atanan kayyımlardı. Seçilmiş belediye başkanlarının yerine atanan kayyımların, öncelikle kadın kurumlarını kapatarak kadınları şiddete karşı başvuracağı mekanizmalardan yoksun bıraktığı ve bu kurumlarda çalışan yüzlerce kadının ise işsiz bıraktığı hatırlatıldı. Kadınların çok zor şartlar altında siyasete dahil olduğuna ve seçildiğine vurgu yapılan etkinliklerde, kayyım atanan belediyelerde kadın seçilmişlerin görevlerinden alınarak tutuklanmasına işaret edildi.

Etkinliklerde, Ortadoğu ülkelerinde yaşanan savaşlarda kadınların ve çocukların yaşadıklarına vurgu yapılarak, dayanışma için neler yapılabileceği tartışıldı. Etkinliklerde kadınlar hazırladığı döviz ve pankartlarla da taleplerini dile getirdi. Bazı pankart ve dövizlerde şunlar yazılıydı: “Yasta değil isyandayız”, “Yaşamak istiyoruz”, “İstanbul Sözleşmesi yaşatır”, “Hayatı istiyoruz”, “Bir kişi daha eksilmeyeceğiz”, “Erkek şiddetinin görünmez yüzünü resmediyoruz”, “Kadının insan haklarına vurulan kara lekeyi silin”, “Ölmek istemiyoruz”, “Şiddete hayır barış hemen şimdi”, “Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız”.”

25 Kasım etkinliklerinin son günü olan bugün de birçok kentte kadınlar basın açıklaması, toplantı ve yürüyüşlerle sokaktaydı. Mardin, Şırnak ve Van başta olmak üzere bazı illerde ise yürüyüşlere “Yasak” olduğu gerekçesiyle izin verilmedi. Bazı illerde bugün yapılan 25 Kasım açıklamaları şöyle:

DİYARBAKIR

Diyarbakır Barosu, Baro Kadın Hakları Danışma ve Uygulama Merkezi üyeleri, Tahir Elçi Konferans Salonu’nda açıklama yaptı. Avukat Çiğdem Sevimli yargıya intikal eden kadına yönelik şiddet, cinayet, taciz ve cinsel saldırı dosyalarında etkili soruşturmaların yürütülmediğini, çok sayıda dosyanın yargı eliyle sürüncemede bırakıldığını, artan kadın cinayeti davalarında halen haksız tahrik ya da iyi hal indirimlerinin failleri cesaretlendirici şekilde uygulandığını söyledi. Kadınların nafaka hakkına sınırlama getirmenin Türkiye’de giderek artan toplumsal cinsiyet eşitsizliğini daha da derinleştireceğini söyleyen Sevimli, “İktidar, kadın kazanımlarına saldırıları, kayyum, savaş politikalarıyla da desteklemektedir. Kadına yaşam alanı tanımayan irade gaspına zemin hazırlayan bu uygulamalar kabul edilemezdir” dedi.

İHD

İHD Merkezi Kadın Komisyonu da yaptığı yazılı açıklamada, Meclis’te 600 milletvekilin sadece 102’sinin kadın olduğu hatırlatılarak, siyasete katılımdaki bu düşük oranın yalnızca milletvekilliği olma şeklinde olmadığı bugün siyasi partilerin içindeki temsiliyette de kadınların yok denecek kadar az olduğuna vurgu yapıldı..

Toplumsal cinsiyet eşitliğinin toplumun tüm kesimlerine yaygınlaştırmak için politikalar üretilmesi gerektiğinin belirtildiği açıklamada, “Cinsiyete dayalı ayrımcılığı ortadan kaldırmalıdır. Kadına karşı şiddet uygulayan failler hakkında etkili cezalandırma yoluna gidilmeli ve cezasızlık politikalarından vazgeçilmedir. İHD’li kadınlar olarak, kadına karşı şiddetle mücadeleye tüm gücümüzle devam edeceğiz.” Denildi.

İHD Diyarbakır Şubesi ‘25 Kasım 2018 ile 25 Kasım 2019 tarihleri arasında Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde Kadına Yönelik Şiddet Raporu’ nu dernek binasında düzenlediği basın toplantısında açıkladı. Raporu okuyan İHD Kadın Komisyonu Üyesi Derya Yıldırım, 16 kadının intihar sonucu gerçekleşen ölümlerin haricinde, aile içi ve toplumsal alanda gerçekleşen erkek şiddeti sonucu Doğu ve Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nde 54 kadının katledildiğini belirtti. 13 kadının ise şüpheli bir şekilde ölü olarak bulunduğuna işaret eden Yıldırım, 61 kadının yaralandığını, 9 kadının ise cinsel saldırıya uğradığını söyledi. Yıldırım, aile içi ve toplumsal alandaki cinayetlerin gerçekleştiği illere göre oranını ise şu şekilde verdi:  Urfa’da 8, Diyarbakır’da 7, Antep’te 6, Maraş’ta 5, Batman’da 4, Malatya’da 4, Mardin’de 3, Iğdır’da 1, Elazığ’da 3, Dersim’de 3, Ağrı’da 3, Erzurum’da 2, Van’da 1, Bitlis’te 1, Şırnak’ta 1, Bingöl’de 1 ve Hakkari’de 1 kadın.”

URFA

Urfa İl Kadın Platformu da, HDP İl binası önünde basın açıklaması yaptı. “Erkek devlet şiddetine karşı isyandayız” yazılı pankartın açıldığı açıklamada, “Jin jiyan azadî”, “Jin jiyane, jiyan berxwedane” ve “Kadın cinayetleri ideolojik, politiktir” dövizleri taşındı. Platform adına açıklama yapan HDP İl Eşbaşkanı Emine Çetiner, iktidarın politikaları sonucunda kadına yönelik şiddetin arttığını belirterek, savaşın kadınlar için ölüm, şiddet, tecavüz, yoksulluk olduğunu söyledi. Çetiner, “Neredeyse her gün iki kadın, en yakınındaki erkek tarafından öldürülmekte. Son 17 yılda bu rakam 15 bin üzerine çıktı. Sadece Eylül ve Ekim ayında 86 kadın katledildi. Kızının gözleri önünde katledilen Emine Bulut’un ‘ölmek istemiyorum’ haykırışı tüm kadınların haykırışıdır” diye konuştu. 

Urfa Barosu Kadın Hakları Komisyonu da Baro binasında basın açıklaması yaptı. Açıklamayı okuyan avukat Serap Polat, “Açıklama yaptığımız şu saatlerde dahi dünya üzerinde her iki dakikada bir kadın fiziksel, cinsel, ekonomik ve psikolojik şiddete maruz kalıyor. Kadına yönelik şiddete ses çıkarmayan, önlemeyen, gerekli yaptırımları uygulamayan bir toplum yok olmaya mahkumdur.“ dedi.

İSTANBUL

İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi, Şişli’de bulunan Cemil Candaş Kent Kültür Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Salona, “Kürtajı değil, cinayetleri durdurun”, “Şiddette inat yaşasın hayat” ve “Nafaka gaspına istismarın affına hayır İstanbul sözleşmesi yaşatır, uygulayın” yazılı mor bayraklar asıldı. Etkinlikte ayrıca Mor Dayanışma, LGBTİ, Nar Kadın Dayanışması örgütlerinin kadın emeğine destek vermek amacıyla el işi ürünlerini sattıkları stant açıldı.

Kent Konseyi Başkanı ve İstanbul Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Şükran Eroğlu, artarak devam eden kadın katliamlarına dikkat çekti. “Bitmedi, bitmiyor, bitmeyecek. Ne zaman bitecek?” diye soran Eroğlu, “Ne zaman ki biz kadınlar güçleneceğiz, örgütleneceğiz, ‘yeter artık’ deyip isyan edeceğiz işte o gün bitecek” diye konuştu. Her gün neredeyse 6 kadının öldürüldüğü ülkede kadınlar olarak artık haykırdıklarını söyleyen Eroğlu, “Diyoruz ki, biz okulda, evde, işte ve siyasette yani hayatın her alanında eşitlik istiyoruz. Özgürce yaşamak istiyoruz. Saygı görmek istiyoruz, birey olarak kabul edilmek istiyoruz. Şiddete uğramamak, ölmemek istiyoruz. Sadece yaşamak istiyoruz. İnsan haklarının öncelikli hakkı yaşam hakkıdır. Bizler yaşamak, yaşamak istiyoruz” dedi. 

HATAY

İskenderun Kadın Platformu, Boyacılar Parkı’nda basın açıklaması düzenledi. Açıklamaya, bir erkek tarafından yüzü kezzapla yakılan Berfin Özek ve Hatay Barosu Başkanvekili Avukat Sevinç Çakıcı da katıldı. Kadınlar, katledilen hemcinsleri için bir dakikalık saygı duruşunda bulundu. Platformu Sözcüsü Medine Yayman, şunları kaydetti: “Biz ise kadınların isimlerinin ölümleriyle değil yaşamlarıyla, yaşadıkları şiddetle değil gerçekleştirdikleri hayalleriyle haber olduğu bir dünya için buradayız. Ve umudumuz birbirimizde. Umudumuz birlikteliğimizden aldığımız güçte, kadın dayanışmasında. Umudumuz her gün şiddetten uzak bir hayat için her bir nefesimizle verdiğimiz ortak mücadelede.”

ADANA

Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi de Adana Adliyesi içerisinde Mahmut Esat Bozkurt Salonu’nda basın toplantısı gerçekleştirdi. Toplantıda konuşan Adana Barosu Kadın Hakları Merkezi Başkanı Avukat Merve Gündoğdu, “Kadına yönelik şiddet bir insan hakkı ihlalidir” diyerek dünyanın her yerinde kadınların hukuki, ekonomik, sosyal ve siyasal alanda saldırıya maruz kalıp sömürüye uğradığını dile getirdi.  

DİSK’e bağlı Emekli-Sen Adana Şubesi de, DİSK Çukurova Temsilcilik binasında basın toplantısı düzenledi. Toplantıda konuşan Zeliha Divarcı, “Bizler DİSK Emekli Sen’li kadınlar olarak tüm bu kadın düşmanı politikaların karşısında duruyor; tüm emekli kadın yoldaşlarımızı mücadeleyi büyütmeye çağırıyoruz” dedi. 

CHP Adana İl Kadın Kolları da, Adana Büyükşehir Belediyesi Taş Binası önünde kadın buluşması gerçekleştirdi. “Kadın cinayetleri politiktir. Çözüm sokaktan Meclis’e” pankartı ile Adana ve Mersin’de öldüren kadınları anlatan dövizler taşındı. Kadınlar saçlarına mor kurdale takarak açıklamaya katıldı. CHP Adana Kadın Kolları Başkanı Yasemin Yılmaz, “25 Kasım’ı Emine Bulut’un son sözleriyle anıyoruz. ‘Ölmek istemiyorum.’ Gücümüzü Bolivya’dan, Şili’den, Beyrut’tan ve Türkiye’nin 81 ilinden alarak haykırıyoruz: Biz kadınlar, içine tıkmaya çalıştığınız kalıplara sığmayacağız” dedi. 

İZMİR

İzmir Barosu, Baro binası önünden Kıbrıs Şehitleri Caddesi’ne yürüyüş düzenledi. Katledilen kadınların fotoğraflarını taşıyan kadınlar, “Boşanmayı değil, kadın cinayetlerini engelle” sloganını attı. Yürüyüş ardından Türkan Saylan Kültür Merkezi önünde açıklama yapan İzmir Barosu Genel Sekreteri Perihan Dağdelen, kadın kazanımlarının, cinsiyet eşitsizliğini ve ayrımcılığı görmezden gelindiğini belirterek, “Kadınların erkek şiddeti ve cinsiyet eşitsizliğinin yanı sıra bütün ayrımcılığa isyanımız var ! Biz kadınlar, sokakları, iş yerlerini, özgürlük alanlarımızı terk etmeyeceğiz. Kazanımlarımızın geriye götürülmesine izin vermeyeceğiz, yasaları uygulatacak, daha iyilerini yapacağız” dedi.

Zorla Alıkonulan Kadınlar İçin Mücadele Platformu

Yaptığı yazılı açıklamada, Ezidilere yönelik 73. Fermandan bu yana hayatları ve bedenleri çalınan kadınların izini süren kadınlar  olduklarını belirterek, “Bizler Ortadoğulu kadınlar olarak, Nijerya’da Boko Haram, Pakistan’da, Yemen’de El Kaide, Somali’de El Şebbab, Libya’da Ensaru Şeria, Suriye’de El Nusra, Irak’da  IŞİD ve İran’da Haşdi Şabi adını kullansalar da aralarında hiçbir fark olmadığını bildiğimiz çetelerin kadın ve yaşam konusunda aynı olduklarını biliyoruz.” denildi. Ortadoğu’nun bugün savaşın ve ölümün coğrafyası olarak anıldığına dikkat çekilen açıklamada, “Bunun tek sebebi, tüm iktidarların kendinden olmayan halkları, dilleri, dinleri, inançları ve cins olarak da kadını ‘düşman’ olarak görmesi ve her türlü tahakkümü ve vahşeti uygulamaktan çekinmemesidir” diye kaydedildi. Açıklamada, soykırımın faillerinin ve arkasındaki güçlerin adalet önünde hesap verecekleri güne kadar mücadele edileceği belirtildi.