Hakkında açılan yeni davanın ilk duruşmasında hakim karşısına çıkan Osman Kavala, Gezi davasındaki temelsiz iddiaların yeniden kullanıldığını söyledi.
İş insanı ve Anadolu Kültür A.Ş. Yönetim Kurulu Başkanı Osman Kavala, hakkında açılan yeni davanın birinci duruşmasında bugün hâkim karşısına çıktı.
Gezi davasından beraat ettikten sonra tekrar tutuklanan Kavala duruşmaya Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı.
İstanbul 36. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmada, Kavala‘ya ve birlikte yargılandığı ABD merkezli düşünce kuruluşu Dış İlişkiler Konseyi (CFR) kıdemli uzmanı Henri Barkey’e Türk Ceza Kanunu’nun 309. maddesince “cebir ve şiddet kullanarak anayasal düzeni ortadan kaldırmak” ve 328. madde uyarınca da “siyasal ve askeri casusluk” suçlamaları yöneltiliyor.
‘Gezi davasındaki temelsiz iddialar yeniden kullanılıyor’
Üç yılı aşkın süredir cezaevinde bulunan Kavala, savunmasına “Bu iddianamedeki suçlamaların hiçbiri, olgusal temele, delile, somut bir eylemin incelenmesine dayandırılmamıştır. Bunlar, dünya görüşüme, etik değerlerime ve sorumlu olduğum sivil toplum kuruluşlarının yürüttüğü faaliyetlerin amaçlarına taban tabana zıt iddialardır” ifadeleriyle başladı. Gezi iddianamesinin “Gezi’nin George Soros tarafından planlandığı, finanse edildiği, talimatları altında çalışan gizli bir yapıyla Gezi olaylarını kurguladığı şeklinde bir kurguyu içerdiğini” söyleyen Kavala, hiçbir dayanağı olmayan, yasal temele uymayan casusluk suçlamasını öne sürmek için beraatle sonuçlanan Gezi davasındaki temelsiz iddiaların yeniden kullanıldığını kaydetti.
Henri Barkey’e herhangi bir bilgi, belge ilettiğine ya da yoğun temas içinde bulunduğuna dair hiçbir bulgu olmadığını söyleyen Kavala, “Casusluk faaliyetinde bulunmak için sivil toplum çalışmaları yaptığıma dair kurgu da tamamen gerçeklerden kopuktur” diye konuştu. Yönetim Kurulu Başkanlığını yaptığı Anadolu Kültür hakkındaki iddialara da değinen Kavala, “Anadolu Kültür’ün ayrımcılığı körüklediği, vatandaşlarımızın devletle bağlarını zayıflatma amacı güttüğü çirkin bir iftiradır” dedi. Kavala, yirmi yıldır faaliyetlerini sürdüren organizasyonun etkinlikleriyle ilgili olarak bugüne kadar devlet birimlerinin casusluk faaliyeti yapıldığından şüphe etmediğini hatırlatarak, “Buna rağmen iddia makamının bu faaliyetlerde casusluk amacı güdüldüğünü iddia etmesi, ülkemizin devlet kurumlarının işleyişini ve denetim kapasitelerini hafife almak anlamına da gelmektedir” ifadelerini kullandı.
‘Bir ihlal, bir beraat, iki tahliye kararına rağmen tutuklu kalmam sıradan bir hak ihlali değil’
Kavala sözlerini şöyle noktaladı: “Gerçeklikten bu kadar kopuk, bu kadar tuhaf suçlamalar gerekçe gösterilerek bir ihlal, bir beraat, iki defa da tahliye kararına rağmen yıllarca tutuklu kalmam, sıradan bir hak ihlali değildir, benim için bir tür manevi işkence haline gelmiştir. Umarım yurttaşlarımızın özgürlüklerinden mahrum kalmasına yol açan, temelsiz, delilsiz, mantıksız suçlamaların en aşırılarını içeren bu iddianame türünün son örneği olur.”
Kavala’nın sözlü savunmasının ardından avukatları Deniz Tolga Aytöre ve Köksal Bayraktar savunmalarını yaptı.
Avukat Aytöre savunmasında “Dosyada Henri Barkey ile OsmanKavala’nın görüştüğüne dair tek bir tanık beyanı veya delil yoktur, sadece aynı ilçede baz istasyonu çakışması delil sayılıyor. Bu iddianame için suç duyurusunda bulunacağız. Niyet, algı, kumpas ne ararsanız var” dedi.
Tanıklar Kavala’yı tanımadıklarını söyledi
Avukatların konuşmalarının ardından Henri Barkey ile Osman Kavala’nın ilişkisini kanıtlamak amacıyla çağrılan tanıklar dinlendi.
Mahkeme heyeti Bayram Sinkaya, Pınar Sinkaya, Fadıl Bozkurt ve Selime Latife Arzu Ersoy adlı tanıkları dinledi. Tanıklar Henri Barkey’i tanıdıklarını ama Osman Kavala’yı tanımadıklarını belirtti.
Kavala’nın dostları Adliye’nin önünde
Osman Kavala davasının 1. duruşması devam ederken dayanışma amacı ile Çağlayan Adliyesi’ne gelen birçok kişi dışarıda beklemeye devam ediyor.
DW Türkçe / Yeni1Mecra