CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, gazeteciler Yıldız ve Dükel’in gözaltına alınmasıyla ilgili, “Eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa bu memlekette devletin sırlarını terör örgütüne peşkeş çeken birisi aranıyorsa o da kozmik odayı açanlardır.” dedi.
3 ismin milletvekilliğinin düşürülmesini “millet iradesine yapılmış darbe” olarak değerlendiren Kılıçdaroğlu, “Sen düşüreceksen milletvekilliklerini, millet neden sandığa gidiyor?” diye sordu.
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 90 gün sonra partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. CHP grubunda, milletvekili düşürülen CHP’li Enis Berberoğlu için ise yer ayrıldı. Anadolu Ajansı’nın geçtiği bilgilere göre; Kılıçdaroğlu, siyasette kavga istemediklerini ancak siyasette soru sorulabilmesi, vatandaşın hakkının, hukukunun aranabilmesini, bir yerde hukuksuzluk varsa milletin vekilinin bunu dile getirebilmesi gerektiğini ifade etti.
Kılıçdaroğlu, “Oy versin, vermesin Türkiye coğrafyasındaki hatta yurt dışında yaşayan bütün vatandaşların sorunlarını dile getirmek boynumuzun borcudur. Sadece sorunları dile getirmek değil çözümleri de üretmek zorundayız. Neyin nasıl yapılacağını söylemek zorundayız.” dedi.
‘Özgür gazeteciler varsa memlekette huzurun yolu açılıyor demektir’
“Peki huzuru nasıl bulacağız?” diye soran Kılıçdaroğlu, “Eğer bir ülkede özgür, kalemini satmayan gazeteciler varsa vatandaşın derdini özgürce dile getirebiliyorsa o memlekette huzurun yolu açılıyor demektir.” diye konuştu. Adaletin tesis edilmesi halinde vatandaşların huzur içinde yaşayacağını ifade eden Kılıçdaroğlu, kendilerinin de bunu arzuladıklarını, kimsenin bir mağduriyet yaşamasını istemediklerini söyledi.
‘Müyesser Hanım’a su verilmiyor’
Gazeteciler İsmail Dükel ve Müyesser Yıldız hakkındaki gözaltı kararlarına değinen Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu: “Hangi gerekçeyle alınıyorlar? Emin olun duyduğumda üzüldüm. Nasıl bir ülkede yaşıyoruz biz? Huzur olmayacak mı bu memlekette? Gazetecinin de huzur hakkı yok mu? Su vermiyorlar su, Müyesser Hanım’a su vermiyorlar. Sen nasıl su vermezsin? Hala su verilmiyor.” dedi.
‘Casus aranıyorsa o da kozmik odayı açanlardır’
Kılıçdaroğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Kimileri içeride. Barış Terkoğlu içeride, neden? Barış Pehlivan içeride, neden? Hülya Kılınç içeride, neden? Murat Ağırel, Mehmet Ferhat Çelik, Aydın Keser içeride, neden? Casusluktan. Allah akıl fikir versin. Gerçekten söylüyorum, Allah akıl fikir versin. Osman Kavala içeride, Selahattin Demirtaş içeride, Ahmet Altan içeride, avukatlar içeride, askeri öğrenciler içeride. Bu taktiği hepimiz biliyorduk değil mi? FETÖ taktiğiydi. Önce havuz medyasına yazdırıyorlardı, o dönem de havuz medyası böyle bir görev üstleniyordu, yazdırıyordu, arkadan polisler sabah baskını yapıp, gece yarısı gözaltına alıp, sonra tutuklama, uzun süre içeride tutma. Neden? Casus arıyorlar, ben size söyleyeyim, sevgili vatandaşlarım size de söylüyorum, eğer bu memlekette bir casus aranıyorsa bu memlekette devletin sırlarını terör örgütüne peşkeş çeken birisi aranıyorsa o da kozmik odayı açanlardır.”
‘Milletvekilliklerin düşürülmesi darbe hukuku içeren bu Anayasa’ya bile aykırı’
Kılıçdaroğlu, CHP’li Enis Berberoğlu ile HDP’li Leyla Güven ve Musa Farisoğulları’nın milletvekilliğinin düşürülmesine tepki gösterdi. Milletvekilliği düşürülen isimlerin halk tarafından seçildiğini hatırlatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Bunlar seçime girdi mi girdi. Kim izin verdi seçime girmesine? Savcılıktan temiz kağıdı aldılar mı, aldı. Yüksek Seçim Kurulu baktı mı, baktı. Dosyayı onayladı mı, onayladı. Seçime girebilirsin dedi mi, dedi. Ne oldu da şimdi birdenbire ‘mahkemeden karar çıktı ben bunu düşüreceğim’ diyorsun. Hayır arkadaş, düşüremezsin. Yaptığın yanlıştır, Anayasa’ya aykırıdır. Darbe hukukunu içeren bu Anayasa’ya bile aykırıdır.”
‘Olay idarenin saraya ipotek edilmesi’
Karşılarında AK Parti-MHP koalisyonu olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Tek başına AK Partili milletvekilleri oy verse dokunulmazlık zaten kalkıyor. Neden işletmediniz o zaman? Kaldı ki bu olay komisyonlarda görüşülürken, komisyon raporu da var, doğrudan doğruya Sayın Şentop’un komisyon başkanı olduğu sırada; Anayasanın 83. maddesinin 3. fıkrası saklıdır. Seçim olur eğer bu kişiler tekrar seçilirlerse dokunulmazlık kazanırlar. Pek çok mahkeme de bu yönde karar verdi. Olay ne? Olay idarenin saraya ipotek edilmesi. Beyefendiler saraya gidecek, saraydan talimat alacaklar, talimatın gereğini yapacaklar.” şeklinde konuştu.
‘Millet iradesine darbedir’
Her yerde demokrasiyi savunduklarını dile getiren Kılıçdaroğlu, şunları söyledi:
“AK Partili Balıkesir Belediye Başkanı görevden alındığında biz itiraz ettik. İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı görevden alındığında kim itiraz etti, biz. ‘Milletin oyuna, darbe yapıyorsun’ dedik. Onları İstanbullular, Balıkesirliler, Ankaralılar seçti. Neden görevden alıyorsunuz? Neden zorla istifa ettiriyorsunuz bunları? Biz söyledik. Aynı şekilde milletvekillerinin üyeliklerinin düşürülmesi millet iradesine yapılmış bir darbedir. Sen düşüreceksen milletvekilliklerini, millet neden sandığa gidiyor?”
‘MİT’e ait tırların durdurulması devletin sırrı değil’
MİT’e ait tırların durdurulmasının devletin sırrı olmadığını, tüm dünyanın bildiği bir gerçek olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, “Adana’da görevli hakim ve savcılar gittiler MİT tırlarıyla ilgili tutanakları tuttular. Bu hakim ve savcılar şimdi terör örgütünün üyesi olmaktan içeride. Peki vatandaşlarıma sesleniyorum; terör örgütünün bildiği, terör örgütünün tutanak tuttuğu bir olay nasıl olur da devlet sırrı olur? Enis Bey ile ilgili böyle bir iddia var ama hiçbir belge yok.” dedi.
‘Bu millet sizi gönderecek’
Kılıçdaroğlu, “Bunlar, hangi demokrasiden söz ediyorlar, hangi adaletten söz ediyorlar. Hani milli irade vardı? Şimdi, ‘milli iradeye nasıl bir kumpas kurabiliriz’, ‘Seçim Kanununu nasıl değiştiririz’ diye kafa kafaya vermiş konuşuyorlar. Nasıl değiştirirseniz değiştirin, siz gidicisiniz arkadaşlar, bu millet sizi gönderecek.” dedi.
‘Bilim Kurulunun aldığı kararlara uyulması gerek’
Kılıçdaroğlu, salgına karşı vatandaşların Bilim Kurulunun aldığı kararlara uyması gerektiğini belirtti. Kuryeler, eczacılar, güvenlik görevlileri, zabıtalara da salgın sürecindeki özverili çalışmaları dolayısıyla teşekkür eden Kılıçdaroğlu, en büyük teşekkürlerinin ise sağlık çalışanlarına olduğunu söyledi.
Sağlık çalışanlarına verilen ek ödemelerine itirazları olmadığını ancak sağlık çalışanları arasında ayrım yapıldığını belirten Kılıçdaroğlu, “Tıbbi sekretere, hastanenin güvenlik görevlilerine, sağlık işçilerine, hasta bakıcılara, laborantlara, radyoloji teknisyenleri ve aşçılara ek ödeme verilmedi. Bu doğru değil, bu devletin saygınlığına gölge düşürür. Sağlık çalışanları bir bütündür, yardım yapacaksan hepsine yap. Tamam birisine yüksek birisine az olabilir ama hepsine yapman lazım. Ayrımcılık yaparsan sen devleti iyi yönetemiyorsun anlamına gelir.” dedi.