Görevden alınan Diyarbakır Büyükşehir Belediyesi Eşbaşkanı Mızraklı’nın tahliye talebi reddedildi.
HABER MERKEZİ – Görevden alınan HDP’li Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı Adnan Selçuk Mızraklı’nın tahliye talebi reddedildi. Mızraklı, hakkındaki suçlamaların mesnetsiz olduğunu belirterek, “Bu kayyım rezaletini perdeleme çalışmasıdır” dedi.
HDP’den Diyarbakır Büyükşehir Belediye Eşbaşkanı seçilen Adnan Selçuk Mızraklı, 19 Ağustos’ta görevden alınarak yerine kayyum atandı. 21 Ekim’de evine yapılan baskında gözaltına alınan Mızraklı, itirafçı Hicran Berna Ayverdi adlı kişinin iddiaları üzerine 22 Ekim’de “Örgüt üyesi olmak” suçlamasıyla tutuklandı. Mızraklı’nın yargılanmasına Diyarbakır 9. Ağır Ceza Mahkemesi’nde başlandı. Duruşma nedeniyle Adliye çevresinde yoğun güvenlik önlemleri alındı.
‘Kayyım rezaletini perdeleme çalışmasıdır’
Duruşma salonunun küçük olmasından dolayı çok sayıda kişi salona alınmazken, avukatlar da sınırlı sayıda duruşmaya katılabildi. Kayseri Bünyan T2 Ceza İnfaz Kurumu’nda bulunan Mızraklı, duruşmaya SEGBİS üzerinden katıldı. Mızraklı yaptığı savunmada, kendisi hakkındaki suçlamaların mesnetsiz olduğunu belirtti. Mızraklı, şunları kaydetti: “Kovuşturmanın neresi doğru? Bilgi ve belge yok. 700 kilometre uzaktan savunma yapıyorum. Kayyım tehdidine karşı demokrasiye olan inancımızla seçimlere girdik. Bu kayyım rezaletini perdeleme çalışmasıdır. Kürt yurttaşların iradesi hiçe sayılmıştır.”
‘İtirafçı aleyhime ifade verip serbest bırakılıyor’
Davanın hukuki değil, siyasi olduğunu ifade eden Mızraklı, HDP’yi karalamanın iktidarın politikasına dönüştüğünü söyledi. Hicran Berna Ayverdi adlı itirafçının kendisine yönelik iddialarına değinen Mızraklı, “Tereyağından kıl çeker gibi ameliyat yapılmış gibi anlatılıyor. İtirafçı benim aleyhime ifade verip serbest bırakılıyor. Gizli dosyanın bilgileri basına sızdırılmış. Açılan dava siyasidir. Hakikat ortaya çıkacaktır” diye konuştu.
‘Sarmaşık Derneği takdir edilmiştir’
Diyarbakır’da 6 yıl boyunca yöneticiliğini yaptığı KHK ile kapatılan Sarmaşık Derneği’ne ilişkin iddialara da yanıt veren Mızraklı, dernekte yoksullukla mücadele eden sivil örgütlere rehberlik ettiklerini anlattı. Derneğin, İçişleri Bakanlığı tarafından denetlendiğini, takdir edildiğini belirten Mızraklı, “Yoksullar rencide edilmeden bir kentli çalışmasıdır. Sarmaşık Derneği bu kentin en büyük nüfuslu ailesidir” dedi.
İtirafçı soruları yanıtlamak istemedi
Duruşmaya SEGBİS sistemi ile görüntüsü karartılarak katılan itirafçı Hicran A, Mızraklı ile aynı hastanede çalıştıklarını söyledi. Mızraklı’nın örgüt üyesini ameliyat ettiğine ilişkin iddiaların tekrarladı. Hicran A., avukatların sorularını yanıtlamak istemediğini belirterek, özgür iradesiyle bir çok defa ifade verdiğini ifade vermeye devam edeceğini söyledi.
Mızraklı’nın avukatlarından Diyarbakır Baro Başkanı Cihan Aydın, Hicran A’ya avukatının olup olmadığına dair soru sordu. Hicran A. soruyu yanıtsız bıraktı. Avukat Aydın’ın, “Kaç defa ifade verdin” sorusuna ise Hicran A, ifade vermek için Kayseri’den Diyarbakır’a geldiğini belirterek, “Avukat ve savcı eşliğinde ifade verdim” dedi.
Avukat Aydın, “Sanığa soru sorduğumda fısıltılar geldi. Bunu tutanağa geçmesini istiyorum” dedi. Aydın’ın nerede çalıştığını sorması üzerine Hicran A, “Örgüte mi şikâyet edeceksiniz çalıştığım yeri” diyerek, Aydın’a yönelik “Hepiniz örgüte çalışıyorsunuz. KCK Türkiye koordinasyonu üyesiydim” dedi.
‘Kayıt dışı hasta kabul edilmesi mümkün değil’
İtirafçı Hicran A.’nın Mızraklı’nın örgüt üyesini ameliyat ederek taburcu ettiği iddiasına ilişkin hastanede çalışan doktorlar tanık olarak dinlendi. Anestezi Uzmanı Uzman Dr. Ahmet Anaç, Mızraklı ile 10 yıl aynı hastanede birlikte çalıştıklarını belirtti. Anaç, hastanın kayıt altına alınmadan hastaneye kabul edilmesinin mümkün olmadığını söyledi. Ameliyata hazırlık yapılmadan, bizzat kendisinin kontrolünden geçmeden hastanın ameliyata alınmayacağına vurgu yapan Anaç, şöyle konuştu: “Kayıt dışı hastanın alınması mümkün değil. Hastane giriş şekli ya acil ya poliklinikten yapılır. Prosedürü atlamak mümkün değil.”
Tanık Anaç, ayrıca ameliyata hazırlık yapılmadan, bizzat kendisinin kontrolünden geçmeden hastanın ameliyata alınamayacağını söyledi. Anaç, Mızraklı’nın yaptığı iddia edilen bağırsak düğümlenmesi hastalığına ilişkin de bilgi vererek, şöyle konuştu: “Böyle bir hastanın sabah çıkıp gitmesi ölmesi demektir. Böyle ağır bir ameliyat geçirmiş birisi de sabah taburcu edilemez. Taburcu edilirse derhal ölür.” Anaç, Mızraklı’nın gece nöbetine kalmadığını da söyledi.
Tanık sıfatı ile dinlenen diğer sağlık çalışanları da Mızrak ile aynı dönemde çalıştıklarını, Mızraklı’nın gece hastanede çalışmadığını, hastaneye kayıt dışı hasta kabulünün yapılmadığını anlattı.
Avukat Aydın: Bu bir ceza davası olamaz
Tanık ifadelerinin ardından söz alan Mızraklı’nın avukatı Aydın, bunun bir ceza davasının olmadığını söyledi. Kayyım politikasını meşrulaştırma amacı olan bir dava ile karşı karşıya olduklarını belirten Aydın, şunları kaydetti: “Bu yöntem seçilen belediye başkanlarına yönelik bir alışkanlık haline gelmiş durumda. Tanık yasaya aykırı dinlenmiş. Tanığın beyanlarını test etmemiz lazım. Usul hatası var. Sadece çıplak bir ifade var. Dosya gizliyken hükümet medyası çarşaf çarşaf haber girdi. Tanık yasaya aykırı bir şekilde 12 gün Diyarbakır’da kalmış. Mahkeme tutanağı yok, hastane raporu yok. Bu ifade düzmece. Bunun dikkate alınmaması lazım. Maddi manevi koşulları yok. Müvekkilimiz tahliye edilmeli.”
Aktar: Hicran A.’nın ifadesinde usulsüzlükler var
Avukat Mehmet Emin Aktar da, soruşturma dosyasının müdafilere kapatıldığını söyledi. Hicran A’nın ifade verdiği sırada yapılan usulsüzlüklere değinen Aktar, “İfadeyi alan Cumhuriyet Savcısı kendi sicil numarasını unutmuş. Katip kim? Ne imza var ne sicil numarası” dedi. Aktar, Sarmaşık Derneği’nin bu kentin yaptığı en güzel iş olduğunu söyleyerek, “Keşke bütün işlerimizi öyle yapmış olsaydık” diye konuştu. Diyarbakır’ın üçte ikisinin Mızraklı’ya oy verdiğini hatırlatan Aktar, Mızraklı’nın tahliyesini istedi.
Erdoğan: Dosya hukuka aykırı hazırlandı
Avukatı Zülal Erdoğan da, Hicran A’nın ifadesindeki çelişkilere dikkat çekti. Sigorta kayıtlarının Hicran A’nın 2011-2012 tarihleri arasında çalışmış olarak gösterdiğini ifade eden Erdoğan, “Ancak kendisi 2012-2013 başında çalıştığını söylüyor.” dedi. Teşhis de bile çelişkiler olduğunu belirten Erdoğan, ” ‘Ben teslim olduğum günden bu güne ifade verdim’ diyor. Bir ifadesinde ‘Ben örgüt mensubu ile konuştum’ derken, bir diğer ifadesinde ise ‘ben bunu Mustafa Fidan’dan duydum’ diyor.” diye ifade etti.
Tahliye talebi reddedildi
Dava dosyasının hukuka aykırı bir şekilde hazırlandığını söyleyen Erdoğan, “Soruşturma savcısı hukuka aykırı hareket etmiştir” diye konuştu. İddia edilen hususların delillerle desteklenmediğini ifade eden Erdoğan, “Delillere dayanacak şekilde işlemlerin yapılmasını istiyoruz” diyerek Mızraklı’nın tahliye edilmesini istedi.
Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti karar için ara verdi. Aranın ardından mahkeme heyeti, Mızraklı’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Duruşma 10 Şubat 2020 tarihine ertelendi.
Duruşmayı, Mızraklı’nın doktor meslektaşları, HDP’li milletvekilleri ve partililerin yanı sıra, CHP Diyarbakır İl Başkanı Mehmet Sayın, Saadet Partisi Milletvekili Cihangir İslam, Prof. Dr. Onur Hamzaoğlu, KKP Genel Başkanı Sinan Çiftyürek, Emek Partisi MYK Yusuf Karataş, Mardin Baro Başkanı İsmail Elik ile bazı sivil toplum örgütü temsilcileri de takip etti.