Sönmez, Leyla Güven iddianamesindeki ‘yeni suçu’ yazdı: Anasoycu

Feminist aktivist Berrin Sönmez, Leyla Güven hakkında hazırlanan iddianamede savcılığın icat ettiği “anasoycu” kavramına dayanarak “anasoyculuk” diyebileceğimiz yeni bir suç türü icat ettiğini belirtti.

İddianamede anasoylu kavramının bile nefret söylemi sayıldığına vurgu yapan Sönmez, “Tabi bu durumda Leyla Güven’e yapılan, onun dışındaki pek çok kadına da gerçekleştirildiği gibi hem Kürt hem kadın olmaktan kaynaklı çifte ayrımcılık.” dedi.

Feminist aktivist Berrin Sönmez Fotoğraf: Medyascope

Feminist aktivist Berrin Sönmez Gazete Duvar’da “Leyla Güven iddianamesi ataerkiyi açmaza düşürmüş” başlıklı yazısında 22,5 yıl hapis cezası verilerek tutuklanan DTK Eşbaşkanı Leyla Güven hakkında hazırlanan iddianamedeki “yeni suç”u yazdı.

Leyla Güven iddianamesinde icat edilen yeni suçun hayli şaşırtıcı olduğunu belirten Sönmez, “Gerçi ilk anda şaşırıp sonra neden şaşırdığımıza şaştığımız durumlardan demek belki daha yerinde olur. Hem kadın hem Kürt olmaktan kaynaklanan çifte ayrımcılık da sık karşılaşılan durumlardan olunca, şaşırmak da abes kaçıyor ama anasoylu kavramına itirazla yapılmasıyla ilk kez karşılaşıyoruz.” dedi.

‘Anaerkil kavramı yerine anasoylu kavramı kullanılır’

Sönmez, Leyla Güven’in konuşmalarında “anasoylu toplum yaşanmıştır ve erkek egemen uygarlıklar bu kültürü yok etmek için her türlü politikayı hayata geçirmiştir” şeklindeki ifadelere sıklıkla yer verdiğinin bilindiğini hatırlattı.

Yine Leyla Güven dışında pek çok kişinin bu ifadenin benzerlerini kullandığına vurgu yapan Sözen, “Ancak feminist literatürde, eşitlikçi toplum düzeni ilkesi gereğince, hegemonyayı ifade eden anaerkil kavramı yerine anasoylu kavramı kullanılır ki Leyla Güven’in ifadeleri de bu yönde.” dedi.

‘Savcılık anasoycu kavramını icat etti’

DTK Eşbaşkanı Leyla Güven

Savcılığın ise Leyla Güven hakkında düzenlenen son iddianamede “anasoycu” şeklinde bir kavramı icat etmiş göründüğünü ifade eden Sönmez, şu ifadeleri kullandı:

“Ve kendi icat ettiği bu kavrama dayanarak ‘anasoyculuk’ diyebileceğimiz yeni bir suç türü icat etmiş görünüyor. İddianameden alıntılanan satırlarla Leyla Güven hakkındaki atılı 18 ayrı suçtan birisi şöyle: ‘Söylemlerinin, insanlığın aynı kök atadan gelme tespiti inkarı içerikli, anlam ve içerik derinliğinden yoksun, sistematik şekilde anasoycu hitap tarzına dayalı olduğu, söylemlerin insanda saldırgan duygular oluşturacak biçimde anlamsız bir nefret yaratan içeriği olduğu…’ Kimler ve niçin ‘saldırgan duygulara kapılacaktır’, sorusu geliyor akla ister istemez.”

‘Yargı anasoylu kavramını bile nefret söylemi sayabilmiş’

İslam ilahiyatçılarının da “kök ata” bilgisinden emin olunamadığını gösteren tartışmalar yürüttüğüne işaret eden Sönmez, “İddianamenin iddia ettiği gibi ‘kök ata’ anlayışı herkesin kabul ettiği tespit yani kesin bilgi değil, kendilerine duyurmuş olalım.” dedi. Sönmez, “İktidara tam bağımlı yargı iddianamesiyle, anasoylu kavramını bile nefret söylemi sayabilmiş.” dedi.

Leyla Güven iddianamesinden ve anasoylu toplum düzeni kavramından söz ederken karşılarına kadın beyanı esastır ilkesinin çıkıverdiğine vurgu yapan Sönmez, “Anasoylu toplum kavramından korkanlara kadın beyanı ilkesiyle çatışmaktan vazgeçin demek gerekir.” dedi.

‘Asıl mesele hem kadın hem Kürt olmakta düğümlendiği açık’

Kendi soy bilgisi için kaçınılmaz olarak muhtaç olduğu “kadının beyanı esastır” ilkesinin ataerkinin sadece temel çelişkisi değil aynı zamanda temel taşı da olduğunu belirten Sönmez, şöyle devam etti:

“Tüm ataerkil sistem çökecek. Belki bu yüzden iddianame anılan kısmıyla, anasını kutsal kabul edenlerin, anasoylu kavramı karşısında ‘saldırgan duygular’ yaşayacağı varsayımına dayalı. İddianamenin çağrışımları yazıyı nereden alıp nereye getirdi diyebilirsiniz ama tabi ki asıl meselenin hem kadın hem Kürt olmakta düğümlendiği açık.

Özcesi ataerkil düzenin sallanmasından rahatsızlar tabi ama diğer yandan sürdürülen etnik ayrımcılık için kılıf arama çabasına da zorlanıyorlar. Kürtlerin siyasal haklarını tırpanlamak için kadınların eşit yurttaşlık haklarını da aşındırmak, iktidarın yargısı için çifte kavrulmuş kıymetli bir başarı sayılıyor olmalı. Tabi bu durumda Leyla Güven’e yapılan, onun dışındaki pek çok kadına da gerçekleştirildiği gibi hem Kürt hem kadın olmaktan kaynaklı çifte ayrımcılık.”

Yeni1Mecra