Yavuz: ‘Er ya da geç emekliler sendikal örgütlenmeyi hayata geçirecek’

DİSK/Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz: “Anayasa’nın 90. Maddesinin ışığında baktığımızda ülkemizde emeklilerin sendika kurmasının önünde bir engel yok”

“Günü gelince mutlaka kurullar bunu [sendikaların birliğini] otururlar, tartışırlar, konuşurlar. Belirli ilkeler üzerinde anlaşırlarsa, neden olmasın? Ama bugünkü birinci önceliğimiz bu değil.”

DİSK/Emekli Sen Genel Başkanı Cengiz Yavuz: “Önemli olan eylem birliğidir, önemli olan söz birliğidir, önemli olan aynı hedeflere doğru koşmaktır. Bunu da biz tabanda yaşarız, diye düşünüyorum.”

Halit Elçi

Tüm Emekli Sen’in açtığı davada İstinaf Mahkemesi şöyle bir karar verdi: ‘Sendikaların var olabilmesi için işkoluna bağlı olması şartı yoktur.’ Tabii bu önemli bir adım gibi görünüyor, emekli sendikalarının sürekliliğinin sağlanması açısından. Çünkü, 1995’te kurulan sendikanız da bu şekilde kapatılmıştı. Sonra yeniden açmak durumunda kaldınız. Bu İstinaf Mahkemesi’nin kararını nasıl değerlendiriyorsunuz? Bir de size yönelik bir kapatılma davası var. Yargı süreçleriyle ilgili bilgi verir misiniz?

1995 yılında kurulmuş bir sendikayız. Hakkımızda kapatma kararı verildikten sonra başvurduğumuz Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bu kararı 2019 yılının başında onayladı. Sendikamız kapatıldı. Bunun üzerine sendikamızı 2019 Şubat ayında yeniden kurduk.

Ancak Ankara Valiliği aynı gerekçelerle yeniden dava açtı. Ve bu dava süreci de bizim açımızdan devam ediyor. Daha önce Tüm Emekliler Sendikası olarak kurulan sendikamız, şimdi DİSK/Emekli Sen olarak yoluna devam ediyor.

İstinaf Mahkemesi olumlu bir karar verdi, sendika kurmanın önünü açtı

Tüm Emekli Sen’deki arkadaşlarımızın sürecini de belirttiniz. Şu anda İstinaf Mahkemesi’nden geri döndü ve mahkemenin kararı sendika kurmanın önündeki engelleri kaldırdı. Bu bizim açımızdan olumlu bir gelişme. Ancak yolun sonu değil. Çünkü muhtemelen davalı taraf, Ankara Valiliği temyize gidecektir diye düşünüyoruz.  Ama tabii ki güzel bir karar, olumlu bir karar.

Bizim de 16 Şubat’ta bir duruşmamız var. O duruşma ile ilgili çalışmalarımız devam ediyor. Umut ediyorum ki yargıdan olumlu bir karar çıkar. Umut ediyoruz ki yargı da bağımsızlığını ve uluslararası sözleşmeleri göz önünde bulundurarak lehimize bir karar verir.

‘Yasalarda ‘Emekliler sendika kuramaz’ diye bir ibare yok’

Kapatma davalarını sendikalar yasasındaki ve toplu sözleşme yasasındaki maddeleri baz alarak açıyorlar. O yasalarda da şu söyleniyor: “Türkiye’de sendika kurma hakkı çalışan ve çalıştıranlaradır.” Oysaki yaptırımı olan bir yasal hüküm değil bu. Yani ‘Emekliler sendika kuramaz’ diye de bir ibare yok aslında. Dolayısıyla bize göre yanlış bir dava açılıyor.

Hemen arkasından; Türkiye’nin altına imza koyduğu birçok uluslararası sözleşme var. Bunlara baktığımızda, Polonya örneği var, Avrupa’da birçok ülkede emeklilerin sendikalılaşmasıyla ilgili kararlar var. Bu kararlarda ‘Herkes sendika kurabilir’, deniyor. Biliyorsunuz, Anayasamızın 90. Maddesine göre “Uluslararası sözleşmelerle iç hukukun çeliştiği noktalarda uluslararası sözleşmeler geçerlidir” diyor. Dolayısıyla, 90. Maddenin ışığında uluslararası sözleşmelere baktığımızda ülkemizde emeklilerin sendika kurmalarının önünde bir engel yok.

Nasıl örgütleniyor diğer Avrupa ülkelerinde emekliler? İki türlü örgütleniyor: Birincisi, fiilen çalıştıkları dönemdeki işkollarındaki örgütlülükleri devam ediyor. Ve o sendikalar, emekliler adına toplu sözleşmelere katılıyor, hak ve hukuklarını savunuyor. Ya da bizim yaptığımız gibi farklı bir sendika kurarak örgütlenebiliyorlar. Biz de bunu uyguluyoruz.

‘Türkiye’de emeklilerin sendikal örgütlenmesini mutlaka hayata geçireceğiz’

Bu arada tabii ki Meclis ayağını ve siyasi ayağı da zorluyoruz. 2020’nin son dönemlerinde birkaç kez örgütlülüğün önündeki engellerin kaldırılması, intibak yasasının hayata geçirilmesi ile ilgili değişik siyasi partilerden milletvekili arkadaşlarımız aracılığıyla yasa değişikliği teklifi vermiştik. Ancak iktidar partisi ve Milliyetçi Hareket Partili milletvekillerinin ortak tavırlarıyla bunlar Meclis’te reddedildi.

Biz yasal ayağını da, Meclis ayağını da zorluyoruz. Er ya da geç emeklilerin sendikal örgütlenmesinin önündeki engeller kaldırılacak ve emekliler Türkiye’de sendikal örgütlenmeyi hayata geçireceklerdir. Ama bugün ama yarın, mutlaka olacak. Kapatılsak dahi, hemen arkasından tekrar sendikamızı kuracağız ve bunu mutlaka hayata geçireceğiz. Bunda kararlıyız.

Yasal bir düzenleme gerekliliği konusunda netsiniz. Yarın şöyle bir sorun çıkacak belki: Emekli sendikası kapatılmayacak belki ama… ne yapacak? Diğer sendikalarla ilişkisi nasıl olacak? Şu anlamda: İşkolu temelinde kurulan sendikalar olacak, bir de Emekli Sen olacak. Bunların ortak bir konfederasyonda yer alabilmesi vb için bir yasal düzenlemeye ihtiyaç yok mu?

Tabii onu da düşünüyoruz. Yarın nasıl bir yasa yaparlar? Bizim şu anda yaptığımız gibi tüm emeklilerin birlikte örgütlenmesi şeklinde mi yaparlar, yoksa fiilen çalışırkenki kadrosuna göre ayrım mı yaparlar? Memur, işçi diye ayrıştırırlar mı? Bunu bilemiyoruz.

Tüm bu kesimlerin tek çatı altında örgütlenmesi esas olandır. Biz bunun üzerinde yoğunlaşacağız, tartışıp konuşacağız öncelikle. Ama az önce söyledik: Bize göre yasal bir değişikliğe gerek kalmadan da, yargı yoluyla da bu iş çözülebilir. Evrensel ya da tarafsız düşünecek bir yargı bizim haklarımızı tanır diye düşünüyoruz. İlla bir kanun değişikliğine gerek yok. Ama böyle de olursa elimiz daha fazla güçlenir.

Şu anda Tüm Emekli Sen’in temyizden de lehte çıkacak bir sonuç bütün bu önümüzdeki engelleri kaldırmış olur.

Öte yandan, [diğer sendikalarla ilişki bakımından -H.E.] biz zaten bir konfederasyona bağlıyız. DİSK’e bağlı bir sendikayız.

Siz şu anda kamu çalışanı veya özel sektör çalışanı ayrımı yapmaksızın örgütleniyorsunuz, değil mi?

Tabii. Bildiğim kadarıyla şu anda Türkiye’de faaliyet gösteren sendikaların tamamı aynı örgütlenme biçimini benimsemiş durumda. Biz herhangi bir isim altında, Sosyal Güvenlik Kurumundan, çalışmadan ücret alan herkesin örgütlenebileceği bir sendikayız. Sadece fiilen çalışıp emekli olanların değil, hak sahiplerinin de, dul ve yetimleri de dahil olmak üzere, 13 milyon 400 küsur bin emekliyi kucaklamaya çalışan sendikayız.

Şu anda sendikanızın örgütlülük durumu nedir? Türkiye çapında?

Şu anda 22 bin civarında üyemiz var. Bütün bölgelerde örgütlüyüz. 160 civarında temsilciliğimiz ve şubemiz mevcut. Ancak örgütlenme çalışması başlattığımız diğer bölgelerde çalışmalarımız pandemi nedeniyle kesintiye uğradı. Yeni üyeleri de güncelleyemedik henüz. Dolayısıyla sayısal olarak çok netleşemiyoruz. Şu anda sadece Güneydoğu illerinde eksiklerimiz var.

Bildiğiniz gibi pandemi nedeniyle genel kurulumuzu yapamıyoruz. Bir araya gelmekte sıkıntı yaşıyoruz. Ama pandemi geçer geçmez bu sayı çok daha yükselecek diye düşünüyoruz. Çalışmalarımız bu yönde.

Demokratik ve sol kamuoyunda herkes şu soruyu soruyor: Niye iki tane sendika var? Bu sendikalar niye birleşemiyor? Başka girişimler de var, biliyoruz… Bu sendikaların birliği konusundaki yaklaşımınız nedir, öğrenmek isteriz…

Bu soru ilginç bir soru. Sık sık da geliyor bize bu soru, daha çok da Tüm Emekli Sen ile ilgili olarak geliyor. Tüm Emekli Sen, geçmiş dönemde bir şekilde bizden ayrılmış bir grup arkadaşın kurduğu bir sendika. O dönemde de DİSK’e bağlı bir sendikaydık, fakat Genel Kurul’da bir ayrışma yaşandı. Ancak onlar, DİSK’in ilkelerini benimsemiş olmalarına rağmen DİSK’ten ayrılarak farklı bir sendika oluşturuyorlar. Buraya kadar her şey normal, doğal.

Ancak ondan sonra kişiler üzerinden bazı yaşanmışlıklar söz konusu. Dolayısıyla bizim sendikanın tabanında da karşılık bulmamış uzunca bir süre.

‘Mücadele alanlarında birlikte hareket ediyoruz’

Bununla birlikte, biz bütün toplantılarımızda, konuşmalarımızda şunu söylüyoruz ve hayata da geçiriyoruz: Biz mücadele alanlarında, meydanlarda birlikte hareket etmekten imtina etmiyoruz. Örneğin geçen yargılanma sürecinde ben oradaydım ve Tüm Emekli Sen’in duruşmasına katılarak katkı sundum.

Yine İstanbul’daki Tüm Emekli Sen’li arkadaşlarımız, yaptığımız etkinliklere destek veriyor. Yani mücadele alanlarında, sokaklarda biz birlikte hareket edebiliriz.

Fakat bir birleşmeden söz ediliyorsa, bu birleşme DİSK çatısı altında olmalıdır. İkincisi, bu iş DİSK/Emekli Sen Genel Başkanı olarak benim dememle de olacak bir şey değildir. Ya da Tüm Emekli Sen’in Sayın Genel Başkanı’nın “Haydi birleşiyoruz” demesiyle olacak bir şey de değildir. Bütün bunlar, kurullarda tartışılan, konuşulan, ilkeleri olan bir çalışmadan sonra vücut bulabilir. Bunların da yeri, en son aşamada genel kurullardır.

‘Öncelikli görevimiz 13 milyon emekliyi örgütlemektir’

Şu anda bize düşen, gerek DİSK/Emekli Sen’e, gerek Tüm Emekli Sen’e, gerekse oluşum halindeki diğer arkadaşlara düşen, bu 13 milyon emekliyi bir şekilde örgütlemektir. 13 milyon emeklinin, örneğin 8 milyonunu örgütledik de 5 milyonu mu kaldı? Hayır!

Bize düşen görev, 13 milyon emekliye ulaşmaktır. Bütün arkadaşlarımız, diğer sendikalar da bunun için çaba gösteriyordur mutlaka… Biz de bir çaba içerisindeyiz, biz de örgütleniyoruz. Önemli olan eylem birliğidir, önemli olan söz birliğidir, önemli olan aynı hedeflere doğru koşmaktır. Bunu da biz tabanda yaşarız, diye düşünüyorum. Dolayısıyla bugün bu kadar büyük sıkıntı varken, ülke bu kadar kaos içindeyken, örgütlenme önünde bu kadar büyük engeller varken, suni gündemlerle bu kadar uğraşmanın anlamı yok, diye düşünüyorum. Ama günü gelince mutlaka kurullar bunu otururlar, tartışırlar, konuşurlar. Belirli ilkeler üzerinde anlaşırlarsa, neden olmasın? Ama bugünkü birinci önceliğimiz bu değil, bunu da belirtmek isterim.

Yeni1Mecra