Yazar Amin Maalouf, asıl meselenin insanlığın ölümle olan savaşı olmadığını vurgulayarak, “Tarih birbiriyle savaşırken ilerleyemez. ABD, Çin gibi büyük güçlerin her seviyede birbirleriyle savaşmasını kabul edemeyiz çünkü onlar savaşırken bütün insanlık acı çekiyor.” dedi.
Lübnanlı olan Maalouf, hayatı boyunca hep acı, çatışma gördüğünü belirterek, “Umudun yeniden tesis edilmesi ve sorunların çözülmesi gerekiyor. Bu sorunları daha fazla beslememeliyiz. Toplumlar gelecekten umutsuz olmamalı.” şeklinde konuştu.
Yazar Amin Maalouf, Institut français Türkiye’nin düzenlediği Edebiyat Salonu etkinliğine konuk oldu. Çevrim içi gerçekleştirilen etkinlikte eserleri 38 dile tercüme edilen yazarın son romanı “Empedokles’in Dostları” ve denemesi “Uygarlıkların Batışı” ele alındı.
Fransa’da yaşayan, Beyrut doğumlu, kitaplarını Fransızca kaleme alan, 1993 Goncourt Akademisi Edebiyat Ödülü sahibi romancı ve gazeteci Maalouf, söyleşiyi yöneten Yiğit Bener’in sorularını yanıtladı. Ödüllü yazar, kitabının Türkçe baskısının editörünün tavsiyesi üzerine romana “Empedokles’in Dostları” ismini verdiğini, Fransızca isminden farklı olarak bu ismi de sevdiğini dile getirdi.
‘Onlar savaşırken bütün insanlık acı çekiyor’
Kitapta yer alan karakterlere ve anlatılanlara ilişkin bilgiler de veren Maalouf, asıl meselenin insanlığın ölümle olan savaşı olmadığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
“Tarih birbiriyle savaşırken ilerleyemez. Çok güçlüyüz ve çok ileriyiz ama tarihin ileriki safhaları bu şekilde devam edemez. Önümüzdeki 20-30-40-50 sene için böyle bir mücadeleyi, böyle bir savaşı kabul etmememiz gerekiyor. ABD ve Çin gibi büyük güçlerin her seviyede birbirleriyle savaşmasını kabul edemeyiz çünkü onlar savaşırken bütün insanlık acı çekiyor. Belki çok nahif olabilir bu söylediklerim ama aslında dünyayı yönetmenin farklı bir yöntemi de var. Farklı değil, aslında tek yol, tek yol bu. Yeni bir düzen, yeni bir dünya düzeni oluşturulması gerekiyor ve burada herkesin sözü olabilmeli, herkesi dinleyebilmeliyiz. Tabii ki büyük ülkeler olacak en büyükleri olacak ama diğer ülkeler de olacak. Her kültür aynı eşitlikte aynı şekilde gelişebilmeli, kendisini yayabilmeli. Her kültür ve her ülke kendisini tanıtabilmeli.”
‘Avrupa Birliği fikri tehdit altında’
Dünyanın artık sıcak ya da soğuk savaşlara devam edemeyecek olmasının, iki kitabın da ortak mesajı olduğuna işaret eden Maalouf, şu değerlendirmede bulundu:
“Öyle bir bölgeden geliyorum ki çok uzun senelerden beri acı çekiyor, çok uzun zamandan beri acı içinde. Ve bütün hayatım boyunca hep acı, başarısızlık ve çatışma gördüm. Hep çöken, paramparça olan ülkeler gördüm. Benim doğduğum ülke Lübnan gibi. Şu anda Avrupa’dayım, Avrupa’ya bakıyorum, tabii iyi ki benim doğduğum bölgeye, memleketime çok benzemiyor ama bir ‘ama’ var. Yine bir kriz yaşanıyor Avrupa’da. Avrupa Birliği ve Avrupa fikri tehdit altında, kriz içinde.”
‘Parayı bu kadar yüceltmenin bedelini ödüyoruz’
Amin Maalouf, dünyanın süregelen sorununun insanlığın elindeki bütün problemleri bertaraf etme kapasitesine sahip olmasına rağmen çözüm üretme konusunda gerçekleştirilen çalışmaların yetersiz olduğunu vurguladı.
‘Daha farklı bir dünya hayal etme imkanımızı da kaybettik’
Dünyada eşitsizliklerin her zaman olduğunu fakat Sovyetler Birliğinin dağılmasından sonra Batı’nın sürekli geriye doğru adım attığını ve eşitsizliklerin alkışlandığı bir toplum haline geldiğini aktaran yazar, şöyle konuştu:
“Daha farklı bir dünya hayal etme imkanımızı da kaybettik. Bununla birlikte kapitalist dünyanın içindeki avantajlarımızı da kaybettik. Sosyal eşitliği dikkate alma isteğimizi de kaybettik. Ben belki diyorum, emin olmamakla birlikte, belki karşılaştığımız krizin sonucu da tekrar bunlar gözden geçirmemiz olacak. Çünkü öyle bir yola girdik, toplumlar parayı yüceltti ve bunu yaparak çok büyük bir hata ettik. Parayı bu kadar yücelttiğimiz zaman sağlık sistemini de riske attık ve bugün de bence karşı karşıya kaldığımız sorun bunun bedeli, aslında bunun bedelini ödüyoruz.”
‘Umudun yeniden tesis edilmesi gerekiyor’
Bugün dünyadaki pek çok sorunun küresel olduğunu, çözümlerin birlikte inşa edilmesi ve çözüm üretmek için bir araya gelinmesi gerektiğini vurgulayan Maalouf, “Umudun yeniden tesis edilmesi ve sorunların çözülmesi gerekiyor. Bu sorunları daha fazla beslememeliyiz. Toplumlar gelecekten umutsuz olmamalı. Maalesef doğduğum memlekete, bölgeye bakıyorum; dostlarımla ve Lübnan’da yaşayan ailemle hala temastayım ve umutsuzluk görüyorum orada çünkü gelecek kaygıları var. Bölgedeki birçok ülke için de aynı şey geçerli.” dedi.
‘Bu kitaplarda yazarla okuyucu arasında bir bağ var’
Amin Maalouf’un eserlerini Türkçe’ye tercüme eden çevirmen ve yazar Ali Berktay ise çevirmiş olduğu kitapların her zaman iki dünya, iki kültür ve iki uygarlık arasında geçiş sağladığını söyledi.
Etkinliğe katılan Türkiye Fransız Kültür Merkezi Genel Müdürü Jean-Jacques Victor, programa katkıda bulunanlara teşekkür ederek, “Edebiyat Salonu”nda çevrim içi olarak Amin Maalouf’u ağırlamaktan dolayı çok memnun ve mutlu olduklarını kaydetti.
Ünlü yazara Türkiye’de çok tanınan biri olduğunu söyleyen Victor, “Zaten dünya edebiyatının çok önemli bir şahsiyetisiniz. İki kültürlü geçmişinizden dolayı iki dünya arasında geçişi sağlayan birisisiniz. Fransızca dilinde yazan bir yazar olarak Türkiye’de de ayrıca çok tanınıyorsunuz.” dedi.
AA – İSTANBUL