HABER MERKEZİ – HDP’li belediyelere kayyum atanmasını protesto etmek amacıyla yapmak istedikleri basın açıklaması nedeniyle haklarında dava açılan 22 kadının yargılanmasına başlandı. Mahkemede kayyum atamaları ve politikalarını eleştiren savunmalar yapan kadınlar, okuyamadıkları basın metnini ise Adliye binası önünde okudu.
Diyarbakır, Van ve Mardin büyükşehir belediyelerine kayyum atanmasını protesto ettikleri gerekçesiyle “2911 Sayılı Toplantı ve Gösteri Yürüyüşleri Kanununa Muhalefet etmek” iddiasıyla haklarında dava açılan Özgür Gelecek Gazetesi muhabiri Taylan Öztaş ve 22 kadının yargılanmasına başlandı.
Çağlayan’da İstanbul Adliyesi’ndeki 17. Asliye Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya, Ayşe Güldane Özdağ ve Merve Öztep, başka bir dosya kapsamında gözaltında olduğu için katılamazken diğer sanıklar ve müdafi avukatları hazır bulundu. Duruşmayı çok sayıda kadın örgütü de takip etti.
Kimlik tespitinin ardından kadınlar söz aldı. İlk olarak söz alan Berivan Han, Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu çağrısıyla kayyum atamalarını protesto etmek için eyleme katıldığını ancak basın açıklamasının yapılacağı Hakan Hastanesi’nin önünde polislerin kendilerine izin vermediğini söyledi. Han, “Polisler bizlere Barbaros Hayrettin Paşa Meydanı’nda basın açıklaması yapabileceğimizi söyledi. Meydana gitmeden hiçbir uyarı yapılmadan bizlere müdahale edildi” dedi.
‘Açıklama yapılmadan polis müdahale etti’
Fadime Fulya Dağlı, basın açıklaması yapılmadan polislerin kendilerine müdahale ettiğini belirterek, “Bir anons yapılmadan darp edilerek gözaltına alındık. Orada suç teşkil edilecek bir durum varsa o da polisin orantısız güç kullanması oldu. Müdahale olduğunda ilk gözaltına alınan megafon oldu. Ben avukatım, o eylemde bana bile ters kelepçe katılmak istendi. Birçok kadın eylemde ciddi anlamda darp edildi” dedi.
‘Demokratik hakkımızı kullanmak istedik’
Feride Eralp, kayyumların kadın haklarına yönelik saldırı olduğunu vurgulayarak, şöyle konuştu: “Kayyumların saldırılarına dikkat çekmek için basın açıklaması yapmak istedik. Ama basın açıklaması yapmadan bizlere müdahale oldu. İddianamede basın açıklamasının çağrısının HDP’nin yapıldığı söyleniyor. Böyle olsa bile bir suç teşkil etmiyor ama HDP değil, Kadınlar Birlikte Güçleri Platformu’nun çağrısıyla toplandık. Biz orada kayyumların kadınlara olan politikalarını anlatacaktık. Ama basın açıklamamızı dahi yapmadan, hiçbir uyarı yapılmadan çembere alınıp, gözaltına alındık. Biz kadınlar, Kürt iradesini yok sayan kayyum politikalarına karşı demokratik hakkımızı kullanmak istedik.”
Bağımsız bir feminist olduğunu ifade eden Hülya Osmanağaoğlu, kayyum atamaları ve politikalarına ilişkin geniş bir savunma yaptı. DBP’Ii belediyelere atanan kayyumların ilk iş olarak kadın merkezlerini, kadın örgütlenmelerini dağıttığına dikkat çeken Osmanağaoğlu, “Kürt kadın hareketinin kadın dayanışmasını güçlendirerek, kadınların hayatlarını savunması için hayata geçirdiği bütün kurumların kapısına kilit vuruldu.” dedi. Osmanağaoğlu, 2019 yerel yönetim seçimlerinin ardından da HDP çatısı altında seçilen kadın hareketinin mücadele deneyim ve birikimini yerel yönetimlere aktaran Kürt kadın arkadaşlarının bulunduğu belediyelere kayyum atamalarının devam ettiğini ifade etti.
‘Bu konudaki itirazımıza izin verilmedi’
Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu’nun kayyumları protesto etmek için çağrısını yaptığı basın açıklamasına gittiğini söyleyen Osmanağaoğlu, “Maalesef bu konudaki itirazlarımız ifade etmemize bile tahammül edilemedi, hemen gözaltı başladı. Basın açıklaması çağrısının yapıldığı süreçte AKP ve İçişleri Bakanı Süleyman Soylu feminist mücadelenin 150 yıl öncesine dayanan seçme ve seçilme hakkının yeni bir aşaması olan eşbaşkanlık uygulamasını kriminalize etmeye, ‘suçlu’ ilan etmeye çalışıyordu.” dedi.
‘Erkek siyasetine karşı mücadeleyi anlamlı buluyorum’
Son günlerde kadınların yapmak istediği eylemlere yönelik engelleme ve müdahalelere de değinen Osmanağaoğlu, “Bir feminist olarak, kadın hareketinin kayyumları protesto etmek için örgütlediği basın açıklamasının bir parçası olarak, 17 yıldır İstiklal Caddesi’nde yapılan 8 Mart Feminist Gece Yürüyüşü’ne koyulan yasağa itiraz ederek, erkek egemenliğine ve kadın düşmanı erkek siyasete karşı mücadeleyi önemli ve anlamlı buluyorum.” şeklinde konuştu. Osmanağaoğlu, “Kadınların kurtuluşunun; erkek siyasetin baskıları karşısında, İstiklal Caddesi’nden yükselen feminist isyan ile kayyumlara hayır diyen kadınların Diyarbakır’dan, Van’dan yükselen sesinin birleşmesiyle mümkün olacağına inanıyorum. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi. Osmanağaoğlu’nun savunmasının ardından söz alan diğer kadınlar da kayyum atamaları ve politikalarını eleştirerek, suçlamaları kabul etmeyerek beraat talebinde bulundu.
Gazeteci Taylan Öztaş ise eylemi gazeteci olarak takip ettiğini söyleyerek, “Polisin yönlendirmesiyle kadınlar Barbaros Meydanı’na yönlendirildi. Meydana varır varmaz polisler; gazeteciler ve kadınların etrafında kalkanlar sardı. Gazeteci olduğumu söylememe rağmen ters kelepçelenerek gözaltına alındım. Suçlamaları kabul etmiyorum” dedi.
Müdafi avukatlardan Ayşe Özdemir de, hazırlanan iddianameye dikkati çekerek, “20’den fazla kişi yargılanıyor ama 7 cümlelik bir iddianame var ortada. Kimin ne yaptığı hangi sloganı attığı belli değil” diye belirtti. Avukat Zehra Şahin de müvekkillerinin savunmalarına katıldığını belirterek, “Müvekkillerimizin beyanlarına bakıldığında polisin oraya adımını attığı an itibarıyla gözaltına alma kararını aldığını görüyoruz. Yani herhangi bir suç unsuru olmadan keyfi yapılan bir durumdur. Bu nedenle derhal beraatlarını talep ediyorum” diye konuştu.
Duruşma ertelendi
Müdafi Avukatı Oya Meriç, “Birincisi bu davanın açılmasını anlamak mümkün değil. ‘İtaat etmiyoruz. Jin jiyan azadî’ sloganları mı suç? Bunlar suç olmadığı görüldüğü gibi, hangi sloganının suç olduğu belirlenmemiş.” dedi. Mahkeme heyetinin “Valilikten izin alındı mı?” diye sorduğunu belirten avukat Meriç, “Basın açıklaması yapmak için Valilikten izin almaya gerek yok. Çünkü bu Anayasal bir haktır. Bu ülkeyi yönetenler artık bunu görmeli. Orta da herhangi bir suç yok. Bu haksız davanın bir an önce beraat edilmesi gerekir” talebinde bulundu. Verilen aranın ardından mahkeme duruşmayı 18 Mart 2020 tarihine erteledi.
Yapılamayan açıklama Adliye önünde yapıldı
Duruşma sonrası adliye önünde buluşan kadınlar, “Kayyum kimdir, nedir? Ne yapar?” başlığıyla 28 Ağustos’ta hazırladıkları ancak polis müdahalesi sonucu okuyamadıkları basın açıklaması metnini okudu. Kadınlar Birlikte Güçlü Platformu üyesi Çağla Akdere, “Bu basın açıklama metnimizi okumadan gözaltına alındık. Ertelen duruşma sonrası bu açıklamayı okumayı uygun gördük” dedi.