Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi’nin hazırladığı rapora göre, yoksulluk nafakasına hükmedilen dosyaların yüzde 98’i için açlık sınırının altında ücret ödeniyor.
Diyarbakır Barosu Kadın Hakları Merkezi, 2 bin 97 dosya üzerinde yapılan inceleme sonucu hazırladığı “Mahkeme kararları ışığında nafaka araştırması” raporunu Tahir Elçi Konferans Salonu’nda basın toplantısıyla açıkladı. Açıklamayı yapan Diyarbakır Barosu Yürütme Kurulu üyesi Hatice Demir, Kadın Hakları Merkezi Olarak 2017-2018 yılları arasında Diyarbakır Aile Mahkemelerinde karara çıkan 2 bin 97 dosya üzerindeki çalışmaları raporlaştırdıklarını söyledi.
Tartışmalara konu olan yoksulluk nafakasının 4721 Sayılı Türk Medeni Kanun’unda düzenlendiğini hatırlatan Demir, “Bu düzenlemenin amacı, boşanma sonucunda yoksulluğa düşecek olan eşin, diğer eş tarafından şartları bulunduğu sürece ekonomik yönden desteklenmesi ve asgari yaşam gereksinimlerinin karşılanmasıdır” dedi.
‘Saldırılar temelsiz’
Demir, Nafaka konusunda araştırma yapmaktaki amaçlarına ilişkin şunları dile getirdi: “Kamuoyuna yansıyan yoksulluk nafakası tartışmalarının somut verilerini paylaşarak, kadınların evlilik sürecinde hem ev içi emek ve bakım emeği ile sömürüldükleri hem de şiddete maruz kaldıkları gerçekliği ışığında; tekil ve sansasyonel örneklerle yürütülen yoksulluk nafakası tartışmalarının konuyu özünden uzaklaştırdığını göstermek, kadınların boşanma ve nafaka davalarındaki süreçlerinde yaşadıkları zorluklar hakkında bilgi edinmek, gerçek nafaka miktarları konusundaki rakamsal verilere ulaşmak ve bu bilgi ışığında tartışmaların kamuoyunda sağlıklı yürütülmesine katkı sağlayarak kadınların kazanımlarına yönelik saldırıların temelsiz olduğunu vurgulamaktır.”
‘Asgari yaşam düzeyinde olmalı’
Mahkeme kararlarında belirlenen miktarların kanunda düzenlendiği gibi “geçim sağlamaya” yetecek oranda olmadığına dikkati çeken Demir, “Yoksulluk ve açlık sınırının altında olduğu görülmektedir. Kadınlar lehine hükmedilen ancak tahsil edilemeyen nafakalar, erkek odaklı bakış açısı nedeniyle tartışılmamaktadır. Raporumuz verileri dikkate alındığında kadın ve erkekler arasındaki derin eşitsizlik nedeniyle nafaka hakkının korunması gerekmektedir. Dahası nafaka oranlarının ‘asgari yaşam gereksinimlerini’ karşılamaya yetecek orana yükseltilmesi gerekmektedir” diye konuştu.
Rapordan bir takım verileri sunan avukat Aslı Pasinli ise, bin 897 adet dosya türünün “boşanma ve ferileri”, “nafaka”, “nafakanın artırılması” ve “nafakanın azaltılması”na dair olduğunu belirterek, dosyalar arasından yalnızca 342’sinde kadın için yoksulluk nafakasına hükmedildiği tespit edildiğini ifade etti.
Çalışma kapsamında yapılan incelemede, çocukların velayetinin çoğunlukla kadına verildiğine dikkati çeken Pasinli, kadınların çocukların velayetini alma oranı yüzde 74,3 iken erkeklerin velayeti alma oranı yüzde 17,1 olduğunu vurguladı.
Açlık sınırı altında
342 dosyanın 270’inde yoksulluk nafaka miktarının 100 ile 500 TL arasında değiştiğine değinen Pasinli, 58 dosyada ise 501 TL ile bin TL arasında olduğunu, yoksulluk nafakası kararlarından sadece iki tanesinde nafaka miktarının 3 bin TL üzerinde olduğunu belirtti.
Demir, 2017 ve 2018 yılları verileri birlikte değerlendirildiğinde, yoksulluk nafakasına hükmedilen 342 dosyadan 334 tanesi (yüzde 98’i) açlık sınırının altında iken, hükmedilen yoksulluk nafakasının sadece 8 tanesi açlık sınırının üzerinde olduğunu aktardı.
MA / DİYARBAKIR