2019 – 2020 Basın Özgürlüğü çerçevesinde hazırlanan raporda Türkiye’de medya mensuplarının ve ifade özgürlüğünün içinde bulunduğu durum gözler önüne serildi.

Özgürlük Araştırmaları Derneği, hazırladığı rapor ve gazeteciler/akademisyenler ile yapılan söyleşilerle desteklenen içerikte, basın özgürlüğünün dününü bugününü ortaya seriyor.

Akademisyen Doç. Dr. Burak Bilgehan Özpek, ‘Türkiye’de basın 90’lı yıllarda MGK’nın öne sürdüğü çerçevede görev yapıyordu. Güvenlik konularına temas etmediği sürece en azından MGK ile çalışacak şekilde nisbi bir basın özgürlüğünden söz edilebilirdi.’ dedi.

Gazeteci Nevşin Mengü ise ‘Türkiye’de gazetecilik hiçbir zaman İsveç, Norveç seviyesinde değildi belki tabii ama 10 yıl öncesiyle şimdiyi kıyaslayamıyorum bile’ derken, sözlerini şöyle sürdürüyor: ‘Kamu yayını yapanların bunu gerçekleştirmesi anlaşılabilir belki. Örneğin Sputnik bir devlet ajansıdır ama Sabah gazetesinin böyle bir misyon edinmesi anlaşılır değil.’

Özpek, gazeteciliğin Türkiye’de iktidarı ayakta tutmak gibi bir misyona büründüğünü belirterek şunları aktarıyor: Gazetecinin amacı devleti ayakta tutmak değildir. AKP döneminde bu yapının ortadan kalktığı, tek amacın ise iktidarın ayakta tutulması gerektiğidir.

OHAL döneminde kapanan medya kuruluşları

OHAL döneminde 34 Televizyon Kanalı, 6 Haber Ajansı, 29 Basımevi, 20 Dergi, 53 Gazete ve 37 Radyo İstasyonu’nun yayın hayatına son verilmiştir.

Rapor’da kapanan medya kuruluşlarıyla ilgili olarak şunlar aktarıldı:

Öte yandan, ekonomik krizin birçok yerel gazeteyi de etkilediği gözlenmiştir. Türkiye Gazeteciler Federasyonu Başkanı Yılmaz Karaca, 2019 senesi içerisinde 1150 yerel gazeteden 125’inin maddi imkansızlıklardan ötürü yayın hayatına son verdiğini açıkladı. 2018 senesinde yaşanan ekonomik kriz kendisini 2019 yılında esaslı bir şekilde hissettirdi. Bu aşamada şunu ifade etmek gerekir ki, 2016 senesinin 20 Temmuz günü ilen edilen OHAL 2018 senesinin 19 Temmuz günü sona erdi. BIANET’in verilerine göre bu süre zarfında zaten birçok medya kuruluşu kapatıldı. OHAL döneminde 34 Televizyon Kanalı, 6 Haber Ajansı, 29 Basımevi, 20 Dergi, 53 Gazete ve 37 Radyo İstasyonu’nun yayın hayatına son verilmiştir. Toplam 179 medya kuruluşu FETÖ ve PKK ile bağlantılı veya iltisaklı oldukları gerekçesi ile Kanun Hükmünde Kararnameler ile kapatılmıştır. Bu yayın organlarının taşınır malları ve mal varlıkları hazineye aktarılmış, borçlarının ise karşılanmamasına karar verilmiştir.

Tutuklanan gazeteciler

Türkiye Gazeteciler Sendikası’nın 7 Nisan 2020 tarihinde yaptığı açıklamaya göre 85 gazeteci ve medya çalışanı cezaevindedir. Bu gazeteciler arasında, Ahmet Altan, Barış Pehlivan, Barış Terkoğlu, Murat Ağırel ve Ercan Gün gibi kamuoyunun yakından tanığı gazeteciler de vardır. İlginç olan, 15 Temmuz sonrası Gülen Cemaati ve Kürt medyasına odaklanan tutuklamaların Kemalist ve milliyetçi yazarlara da sıçramasıdır. Devlet sırrını ifşa ettikleri ve MİT kanununa muhalefet ettikleri gerekçesiyle 6 gazeteci tutuklanmıştır. Tutuklu gazeteciler hakkında hazırlanan 24 Nisan 2020 tarihli iddianame, onların 8 yıldan 19 yıla kadar hapis ile cezalandırılmalarını talep etmektedir.

Kaynak: Özgürlük Araştırmaları Derneği