İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Türkiye’nin geldiği noktada artık her şeyin daha kötüye gittiğine dikkat çekerek, “Eski dönemin ezberleriyle, geleceğin Türkiye’sini inşa edemeyiz.” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin Meclis’teki grup toplantısında konuştu. İktidarın başlarına yeni çoraplar örecek maceralar konusunda uyardıklarını belirten Akşener, “İktidarın, Akdeniz’deki hesaplarla ilgili olarak, Libya ile imzaladığı anlaşmaya evet dedik. Milli güvenliğimiz açısından olumlu bulduğumuz bu adımı desteklerken, bir sonraki adımda gördük ki, hesap yine başka.” dedi.
‘Erdoğan dostum diplomasisine geçti’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın devletin diplomatik birikim, tecrübe ve geleneklerini elinin tersiyle ittiğini belirten Akşener, “‘dostum’ diplomasisine geçen Sayın Erdoğan, yine ve yeniden, Kahire öğretisinin gereği olan gayri milli bir anlayışla hareket ediyor.” diye konuştu.
‘Kendi milletini dinlemeyen Erdoğan’ı dostu Putin ikna edivermiş’
Akşener, “Libya’yla anlaşmaya ‘evet’, ancak, Mehmetçiğimizi Libya çöllerindeki iç savaşa göndermeye ‘hayır’ dedik.” diyerek bu anlaşmayı taraf olmadan da korunabilir olduğunu söylediklerini ama dinletemediklerini söyledi. Akşener, 8 Ocak günü Rusya Devlet Başkanı Putin’in İstanbul’a geldiğini hatırlatarak, “Bir de baktık ki, kendi milletini dinlemeyen Sayın Erdoğan’ı, ‘dostu’ Putin iki dakikada ikna edivermiş. Siyasi geçmişinde teröristle müzakere etmek varken, Libya için ‘teröristle müzakere mi olur?’ diyen sayın Erdoğan, Putin söyleyince anında ikna olup, ateşkes ve müzakere çağrısı yaptı.” diye konuştu.
‘Senin görevin 82 milyonun karnını doyurmaktır’
Erdoğan’ın gözü kulağının milletine kapalı olduğunu belirten Akşener, “Ama çıkıp hala yerli ve milli olmaktan bahsediyor.” dedi. Libya meselesinde olan bitene baktığında tablonun aynı 2011’deki Suriye işi gibi olduğunu söyleyen Akşener, “Senin görevin ülkelere trip atmak değil Sayın Erdoğan. Attığın her tripte, binlerce kişi daha, ekmeğinden oluyor farkında mısın? Sen, 82 milyonun menfaatleri neyi gerektiriyorsa onu yapacaksın.” dedi.
‘Darbeci sen kimsin diyerek asker gönderilmez’
Konuşmasında Erdoğan’a yüklenen Akşener, “Yahu 17 sene geçti, 18’inci seneye girdin. Sen bu diplomasiyi ne zaman öğreneceksin? Bu ergen sinirinden ne zaman kurtulacaksın?” dedi. Türkiye’nin milli menfaatleri için Libya’ya da, dünyanın her yerine de asker gönderebileceğini savunan Akşener, Libya’ya asker gönderilecekse bunun tarafsız bir tutumla yapacak kadar diplomatik olması gerektiğini belirtti. Akşener, “Eeeey darbeci, sen kimsin? diyerek asker gönderilmez. ‘Libya’da taraflar arası çatışmayı önlemek adına, barış gücü gönderiyoruz.’ diyeceksin. Darbeciymiş. Sanırsın bölge ülkeleri demokrasinin beşiği.” dedi.
Türkiye’nin, Suriye, Mısır, Libya ile kanlı bıçaklı olduğunu belirten Akşener, “Soruyorum sana: Bölgemizdeki ülkelerin hepsini bize düşman ettiğinde, Akdeniz’de tek bir dost ülke bile kalmadığında, Türkiye’ye ne fayda sağlayacaksın?” diye konuştu
‘Hangi sebepten bu kadar ısrarcısınız’
Kanal İstanbul Projesi’ne değinen Akşener, Erdoğan’a “Bütün birikimleri ve uzmanlarıyla, millet bu inşaat işine karşıyken, hangi sebepten bu kadar ısrarcısınız?” diye sordu. Partilerinin Kalkınma Politikaları Başkanlığının 36 kişilik bir ekiple Kanal İstanbul Projesi’ni incelediğini belirten Akşener, çalışmalarının sonuçlarını kamuoyu ile paylaşacaklarını belirtti. Akşener, 18 Ocak günü ise İstanbul’da konunun tartışılacağı bir panel düzenleyeceklerini söyledi.
Kanal İstanbul Projesi işinin gerçeğinin İstanbullular olduğunu savunan Akşener, “İstanbullular İstanbul’u 5 yıllığına Millet İttifakı adayı Ekrem İmamoğlu’na emanet etti ya. Durumu hazmedemeyen Sayın Erdoğan da, Kanal İstanbul ile kendince İstanbulludan intikam alıyor.” dedi.
Hafta sonu Mersin’de olduğunu belirten Akşener, mevsimlik işçilerin paralarını aylar sonra aldıklarını kendisine aktardıklarını belirtti. Akşener, Erdoğan’a, “Sen önce git, bu meselelerle uğraş. Milletin alın terinin, hakkının izini sür. Atarlanacaksan, git, o alın terine çöken çavuşlara, elcilere, komisyonculara atarlan.” dedi.
Erdoğan’a “Millet senden söz verdiğin gibi kendisine ‘Hizmetkaaaar’ olmanı bekliyor.” diyen Akşener, Kanal İstanbul için aktarılacak paranın milletten intikam almak için değil, millete hizmet için harcamasının beklendiğini söyledi.
‘Gençlerin mürüvveti damadın dahiyane politikalarına takıldı’
Erdoğan’ın gençlere ‘evlilik’ üzerinden yaptığı konuşmasına değinen Akşener, “Sayın Erdoğan; Nasıl ki çalışanlar emeklilikte saraya takıldıysa, pırıl pırıl gençlerimizin mürüvvetleri de, damadının dahiyane ekonomi politikalarına takıldı. Sorarım sana, ekonominin hali ortadayken, gençler neye güvenip de evlenecek?” dedi. Babasının, annesinin biriktirdiği üç kuruştan, harçlık almaktan mahçup düşmüş bir gençlik olduğuna dikkat çeken Akşener, “Bu gerçekler orta yerde dururken, bir de alay eder gibi sormak ayıptır.” şeklinde konuştu.
Dış ticarette işlerin daha da zorlaşacağını işaret eden Akşener, “Bunun sonucu olarak da, dış ticaretini geliştiremeyen ülkeler çok daha büyük sorunlarla boğuşacak demek. Türkiye bunun önlemini bir an önce almalıdır.” diye konuştu. Akşener, “Toprağı kazıp inşaata bel bağlamak yerine, doğru eğitim ve istihdam politikalarıyla, bu ülkenin pırıl pırıl gençlerine bel bağlamamız lazım.” dedi.
Akşener Pir Sultan Abdal dizesi okudu
Dünyada yeni bir dönemin başladığını söyleyen Akşener, “Ve eski dönemin ezberleriyle, geleceğin Türkiye’sini inşa edemeyiz.” diye kaydetti. Akşener, Pir Sultan Abdal’ın “Demiri, demirle dövdüler, biri sıcak, biri soğuktu. İnsanı, insanla kırdılar, biri aç, biri toktu.” dizelerini okudu. Akşener, “Mutfaktaki yangının sebebi de belli, dış politikadaki sıkıntılarımızın sebebi de.” dedi.
Türkiye’nin geldiği noktada artık her şeyin daha kötüye gittiğine dikkat çeken Akşener, “Tek adamın iki dudağı arasında, KHK’larla yönetilen, Millet iradesini hiçe sayıp Meclisi etkisizleştiren, hukuku paspas eden bir anlayışla, Türkiye’yi güvensiz bir ülke haline getirdiler.” dedi.
Türkiye’nin 82 milyonu da refah içinde yaşatacak her kaynağa sahip olduğuna vurgu yapan Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Toprağın yağmuru beklediği gibi, Türkiye’nin de demokrasiyi, adaleti beklediğini anlatın. Demokrasinin ve adaletin, bolluk ve bereket getireceğini anlatın. Hükümeti yönetenlerin, demokrasi anlayışlarının sakat olduğunu, milleti böldüğünü, ülkenin bereketini kaçırdığını anlatın.”
