İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine ilişkin “Birkaç oy uğruna kadınlarımızı, çocuklarımızı, ailelerimizi feda etmeyi seçtiler” diye konuştu.
Akşener, “Ya kadınları korumayı seçeceksiniz, ya da kadın katillerine cesaret vereceksiniz. Ya çocuklarınızı kollamayı seçeceksiniz, ya da çocuk tacizcilerine yol vereceksiniz.” dedi.
“İktidar, şiddeti, tacizi, tecavüzü, ölümleri izlemeye devam etsin” diyen Akşener, “İktidar istediğini söylesin, biz biliyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!” dedi.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Türkiye’nin, bir yönetim kriziyle, hukuksuzlukla, adaletsizlikle karşı karşıya olduğuna dikkat çeken Akşener, “Türkiye, milli iradeye yapılan saygısızlıklarla karşı karşıya. Cumartesi sabahı itibariyle yaşananlar, beş bin yıllık devlet geleneğimizin, başımıza bela edilen bu ucube sistemde, ne büyük bir tehdit altında olduğunun göstergesidir.” dedi.
Akşener, İstanbul Sözleşmesi’ni kast ederek Erdoğan ve iktidarının sırf canları istedi diye uluslararası bir anlaşmayı feshedebildiklerini, gecenin bir yarısı, itibarı bağımsızlığından gelen Merkez Bankası’nın bir başkanını daha görevden alabildiklerini söyledi.
‘Cumhurbaşkanı karar ve işlemleri Anayasa’nın üzerinde değildir’
“Cumhurbaşkanı’nın karar ve işlemleri, Anayasa’nın ve kanunların üzerinde değildir, onlara tabidir.” diyen Akşener, şöyle konuştu:
“Oysa bir bakıyoruz, bir Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle, kendisine ek yetkiler verilmiş, ve Sayın Erdoğan, Millet iradesini hiçe sayan o kanunsuz yetkiyle, gece yarısı aklına esmiş, ve İstanbul Sözleşmesi’ni feshetmiş… Bu yetki aşımı, milletimiz için hak gaspıdır. Mesela, mülkiyet hakkı da, aynı yöntemle gasp edilebilir. Mesela, memuriyetten doğan tüm haklar da, aynı yöntemle gasp edilebilir. Mesela, çalışanlarımızın tüm yasal hak ve güvenceleri de, aynı yöntemle gasp edilebilir. Bu gaspın bir kez önü açıldı mı, nerede duracağını kestirmek zordur. Yarın, ‘emekli maaşları artık ödenmeyecek.’ diye, bir Cumhurbaşkanlığı kararının, çıkmayacağını bilemezsiniz. Yarın, ‘çiftçilere anayasal hakları olan, destekleme primini ödemeyeceğim’ diye bir Cumhurbaşkanlığı kararının, verilmeyeceğini bilemezsiniz. Yarın, ‘Seçme ve seçilme hakkını iptal ediyorum.’ diye bir Cumhurbaşkanlığı kararına, uyanmayacağımız bilemezsiniz.”
Erdoğan’a ‘yol yakınken dön’ çağrısı
Cumhurbaşkanı dahil hiç kimsenin millet iradesinin Anayasa’nın ve kanunların üzerinde olmadığını söyleyen Akşener, “Aldığın abuk sabuk kararlarla, hukuksuzluğu normalleştirmekten vazgeç. Şimdiden uyarıyorum; Seni, o makamlara getiren Türk Milleti’nin iradesine, Türk devletinin hukukuna, Türk demokrasisinin ruhuna, halel getirecek herhangi bir hesabın içindeysen, yol yakınken geri dön. Bugün, uluslararası sözleşmeyi hukuka aykırı bir şekilde, yetkini ve haddini aşarak iptal edip, yarın da aynı hukuksuzluğu, başka alanlarda kullanmayı hesaplıyorsan, şimdiden söyleyeyim, ‘yanlış hesap, Bağdat’tan döner.” dedi.
‘Şiddet gören, istismar edilen kadınların çocukların güvenliği kurban ediliyor’
Cumhurbaşkanı kararnamesiyle İstanbul Sözleşmesi’nin feshedilmesine tepki gösteren Akşener, şöyle devam etti:
“TBMM İstanbul Sözleşmesi’ni, 2011 yılında tüm partilerin onayıyla, milli bir uzlaşıyla kabul etmiştir. AK Parti iktidarının, milletimiz için yaptığı, ender iyi işlerden biridir. O zaman, gelinen bu noktada, sizce de bir gariplik yok mu? Bunca yıldır, bu sözleşmeyi iç siyasete malzeme yapıp, kadınlardan, çocuklarımızdan, aile yapımızdan dem vurup, siyasi rant kovalayan Sayın Erdoğan’ın, bugün çıkıp, aynı sözleşmeyi feshetmeye kalkması sizce de garip değil mi? Elbette garip, ama şaşırtıcı değil. Neden mi? Çünkü, arkadaşlar zorda. Çünkü, oylar eriyor. O nedenle Sayın Erdoğan, panik içerisinde, ‘kimin gözüne nasıl girerim?’ ‘kimden nasıl siyaset devşiririm?’ diye çırpınıyor. Sırf, çarpık zihniyetli bir azınlığa şirinlik yapacağım diye, Türkiye’de, şiddet gören, istismar edilen, tacize, tecavüze uğrayan, kadınların, çocuklarımızın güvenliğini, kutsal aile yapımızı kurban ediyor. İşin özü işte budur.”
‘Ya kadınları korumayı seçeceksiniz ya da kadın katillerine cesaret vereceksiniz’
“Şu madde şu anlama gelir”, “bu madde şöyle sakıncalıdır.” gibi hamasi ve samimiyetsiz tartışmalara gerek olmadığına vurgu yapan Akşener, “İstanbul Sözleşmesi’nin hedefi belli: Kadınları, çocukları ve aileyi koruyup kollamak. Bu kadar net. Ya kadınları korumayı seçeceksiniz, ya da kadın katillerine cesaret vereceksiniz. Ya çocuklarınızı kollamayı seçeceksiniz, ya da çocuk tacizcilerine yol vereceksiniz. Ya ailelerinize sahip çıkacaksınız, ya da yuvaların yıkılmasına göz yumacaksınız. Bu kadar basit.” şeklinde konuştu.
‘Şimdi niye vazgeçiyorsun bu millete, kadınlara anlatacaksın’
İktidarın, İstanbul Sözleşmesinin gereğini yapmak için, en küçük adımı bile atmadıklarını belirten Akşener, şunları kaydetti:
“Şimdiyse çıkıp, kendi elleriyle imzaladıkları sözleşmeye karşı, mücadele ediyorlar. Bizim de bu tiyatroyu, onaylamamızı bekliyorlar. Çok beklerler. Kardeşim; madem, kafanızı karıştıran maddeler vardı, o zaman sözleşmeyi neden imzaladınız? Madem, şüpheleriniz vardı, o zaman neden, bir de adını İstanbul Sözleşmesi koydunuz? Madem kadınların, çocuklarımızın iyiliği umurunuzda değildi o zaman kime şirinlik yapma peşindeydiniz? Bu işler, öyle gece yarısı kararnameleriyle, abuk sabuk konuşan vekillerle, tabela kovalayan trollerle olmaz. Çıkacaksın, devlet yönetmenin ciddiyetiyle, bunların cevabını vereceksin. Niye imzaladın, şimdi niye vazgeçiyorsun, bu millete, kadınlara anlatacaksın. Öyle haksız, hukuksuz, oldu bittilerle, bu işin içinden sıyrılmazsın Sayın Erdoğan…”
‘Son 1 yılda 304 kadın öldürüldü’
Türkiye’de son bir yılda 304 kadının öldürüldüğüne dikkat çeken Akşener, “Her gün, ülkemizin dört bir yanından, artık sokak ortalarına kadar taşan, kadına yönelik şiddet görüntüleri geliyor. Çocuklarımız bile, şiddetin, tacizin, tecavüzün mağduru. Boşanmalar çığ gibi artıyor, aile yapımız sarsılıyor. Ve şiddetin, bundaki payı büyük.” dedi.
‘Birkaç oy uğruna kadınlarımızı, çocuklarımızı, ailelerimizi feda etmeyi seçtiler’
Devletin, kadınları, çocukları, aileyi korumak zorunda olduğunu belirten Akşener, “İstanbul Sözleşmesi, işte tam da bunun için vardır. Onlar ise; Sözleşmenin gerektirdiği, yasal düzenlemeleri yapıp, uygulanmasını sağlamak yerine, birkaç oy uğruna kadınlarımızı, çocuklarımızı ve ailelerimizi feda etmeyi seçtiler. Birkaç oy uğruna; çocuklarımızı korumayı değil, 7 yaşındaki kızlarımızı evlendirmeyi seçtiler. Kadına el kaldıranın karşısına dikilmeyi değil, ‘o saatte ne işi varmış?’ vicdansızlığınız seçtiler. Kadının iş hayatında önünü açmayı değil, ‘çalışan kadın fuhuşa hazırlanıyor’ ahlaksızlığını seçtiler. Çünkü, ne kadınları, ne çocuklarımızı, ne de aile yapımızı korumak gibi bir dertleri yok. Tüm hesapları, iktidarlarını sürdürmek.” şeklinde konuştu.
‘İlk seçimlerden sonra bu utancı temizleyeceğiz’
İktidarın tek önceliğinin koltuklarını korumak olduğunu ifade eden Akşener, “Memlekete, millete ne olursa olsun, yeter ki koltukları korunsun. Bu koltuk sevdasının sonunda; Harcanan kadınlarımız oldu. Harcanan çocuklarımız oldu. Harcanan aile birliğimiz oldu. Ama hiç kimse merak etmesin, ilk seçimlerden sonra, bu utancı temizleyeceğiz.” dedi.
‘İstanbul Sözleşmesi yaşatır!’
“İktidar, şiddeti, tacizi, tecavüzü, ölümleri izlemeye devam etsin” diyen Akşener, partilerinin amasız fakatsız milletin yanında olduğunu söyledi. Akşener, “İktidar istediğini söylesin, biz biliyoruz ki, İstanbul Sözleşmesi Yaşatır!”
Akşener, konuşmasına iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek devam etti. Herkesin “Piyasalardaki bu yangının sebebi nedir?” diye sorduğunu belirten Akşener, “Sebep, işte bu zihniyetin ta kendisidir. Kendinize şunu sorun: Paranız olsa nereye yatırırsınız? Güvenli bir yere mi, yoksa güvenin sarsıldığı bir yere mi? Bu kadar basit. Türkiye’yi yönetenler artık ne içeride, ne de dışarıda yatırımcıya güven vermiyor. Mesele budur.” dedi.
‘Merkez Bankası yap-boz tahtasına çevrildi’
Piyasalar için, istikrar ve güvenin adresi olması gereken Merkez Bankası’nın yap-boz tahtasına çevrildiğini belirten Akşener, şöyle devam etti:
“Biliyorsunuz, daha 4 buçuk ay önce Damat Bakanı göndermek pahasına, göreve getirdikleri Merkez Bankası Başkanı da Cuma gecesi itibariyle gitti. ‘Damadı affettik.’ diyorlardı, onun gidişine sebep olan başkan, ‘Görevden alındım’ dedi. Görevden alındığı için, bir de teşekkür etti… Zaten her giden, nedense bir rahatlıyor. Her gidende bir huzur, bir ferahlık, son derece ‘zen’ bir tavır… Hayretle izliyoruz. İnsan, ister istemez soruyor; ‘Sizi nasıl bir ateşe atıyorlar ki, ekonomideki tablo, aslında ne kadar kötü ki, görevden alınınca bu kadar rahatlıyor, üstüne bir de şükranlarınızı sunuyorsunuz?”
‘Merkez Bankası Başkanı’nı görevden almak akıldan mantıktan uzak’
Merkez Bankası Başkanı’nı göreve geldikten 4 buçuk ay sonra bir gece yarısı görevden almanın akıldan ve mantıktan uzak, ekonomiyi de uçuruma sürükleyen bir adım olarak değerlendiren Akşener, “ Türkiye, Sayın Erdoğan’ın, düşünmeden aldığı şuursuz kararlar sonucunda, hem yüksek faizin acı reçetesini ödüyor hem de yükselen kur ve artan enflasyonla boğulmaya mahkûm oluyor.” dedi.
‘Merkez Bankası borç içinde yüzüyor’
AK Parti’nin, iktidara geldiği 2002 yılında Türkiye’nin 2001 krizini yaşamış olmasına rağmen dünyanın en büyük 18’inci ekonomisi olduğunu hatırlatan Akşener, “Ekonomiye dair anlatılan, başarı masallarına rağmen bugün ilk 20’nin en alt sırasında tutunmaya çalışıyoruz.
2001 krizi sonrası, Merkez Bankası’nı kasasında net rezervle devralan AK Parti, bugün, Merkez Bankası’nın kasasını borçlu hale getirdi. Damat Bakan’ın sattığı, 128 milyar doların neticesinde Merkez Bankası eksi 63 milyar rezervle borç içinde yüzüyor. Faizler de, son 4 ayda yüzde 90’a yakın arttı, yüzde 19’a çıktı.” diye kaydetti.
Erdoğan’ın bilgisi ve izni olmadan faizin artırılamayacağını belirten Akşener, “Sözüm ona kendisi faiz düşmanı ama faizi arttıran da kendisi, faiz artınca kelle alan da yine kendisi. Tüm olanlara rağmen, maşallah yine herkes kötü, bir tek kendisi iyi…” dedi.
Merkez Bankası Başkanına ‘o koltuğa çok alışmayın’ uyarısı!
“Çiçeği burnunda Merkez Bankası Başkanı’nı” uyarmak istediğini söyleyen Akşener, “Görünen o ki, şimdiden o koltuğa yeni talipler var… Baktı ki bu atamalar, verilen ayarlar üzerinden oluyor, faizlerin gidişatını beğenmeyen Ayasofya İmamı, twitter üzerinden ayar verip, hem faiz lobilerine göz dağı verdi, hem de Merkez Bankası Başkanlığı’na göz kırptı.” dedi. Yeni Merkez Bankası Başkanına “Siz siz olun, o koltuğa çok alışmayın.” diyen Akşener, “Sayın Erdoğan’ın yöneticilik kariyeri, bu tip fantastik atamalarla doludur.” diye konuştu.
‘Türkiye ekonomisinin köşeye sıkışmasının temel sorumlusu Erdoğan’dır’
Bugün Türkiye’nin, faizle kur arasına sıkıştığına vurgu yapan Akşener, Türkiye ekonomisinin, bu şekilde köşeye sıkışmasının temel sorumlusunun da Erdoğan olduğunu söyledi. “ ‘Partili Cumhurbaşkanlığı Sistemi’yle uçacağız’ demiştin. Faiz uçtu, döviz uçtu, enflasyon uçtu. Memleket de, hızla uçuruma doğru gidiyor.” diyen Akşener, Erdoğan’a bazı uyarı ve önerilerde bulunarak konuşmasını sürdürdü.
Akşener, sorunların çözümüne ilişkin partili Cumhurbaşkanı sisteminden acilen kurtulup İyileştirilmiş ve Güçlendirlmiş Parlamenter Sistem’e geçilmesi gerektiğini yineledi.
Yeni1Mecra