İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, Sağlık Bakanı Koca’nın artık gerçekleri millete anlatması gerektiğini belirterek, “Bizi ilgilendireni bizden saklayamazsınız. Siyasi hesaplarınız, vatandaşlarımızın sağlığından, ya da canından önemli değildir.” dedi.
“Sayın Erdoğan’ın derdi, reform yapmak falan değil. Aslında bu vaadin gizlediği bir başka şey var. Nedir o? Acı reçete!” diyen Akşener, “Akılları sıra bu acı reçeteyi ‘reform yapıyoruz’ diye millete yutturacaklar.” diye konuştu.
Akşener, iktidarın “acı reçetesine” karşı “iyi yönetim reçetesi” ile çözüm önerilerinde bulundu.
İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, partisinin TBMM Grup Toplantısında konuştu. Konuşmasına Samsun Çarşamba’ya selam göndererek başlamak istediğini belirten Akşener, Çarşamba Ovası’na apar topar yapılmak istenen Biyokütle Enerji Santrali’ne karşı büyük bir mücadele verildiğini söyledi.
‘Çarşamba Ovamızı betona feda etmeyeceğiz’
Akşener, “Onların dik duruşu sonucunda, yerel mahkeme, 10 Mayıs’ta inşaatı durdurup, ÇED raporu istemişti. Öğrendik ki, Danıştay kararı bozmuş, bilirkişi raporu istemiş. Bilirkişi heyeti şu anda orada. Önemli bir tarım alanımız olan Çarşamba Ovası’nı korumaya veya betona teslim etmeye bu heyet karar verecek.” dedi.
İYİ Parti olarak, tarım arazilerine göz dikenlerin karşısında olduklarını söyleyen Akşener, “Milletvekillerimizle, Samsun teşkilatımızla süreci takip edeceğiz ve Allah’ın izniyle Çarşamba Ovamızı betona ve ranta feda etmeyeceğiz.” şeklinde konuştu.
‘Sayın Sağlık Bakanının zor durumda olduğunu görüyorum’
Pandemi tehdidinin arttığına dikkat çeken Akşener, uyarılarına rağmen pandemi konusunda millette bir güven bunalımı oluştuğunu söyledi. Akşener, “Milletimiz elbette bu konuda, hangi noktada olduğumuzu bilmek isteyecek. Bu sadece bir istek değil, bu bir haktır.” dedi. Vatandaşın böyle bir tehlikeyle ilgili olarak açık ve doğru bilgilendirilmesi gerektiğini söyleyen Akşener, şöyle konuştu:
“Bu iş, siparişle ürettirdiğiniz, sahte enflasyon hesabına benzemez. Söz konusu olan vatandaşımızın sağlığıdır, hayatıdır. Pandeminin ilk gününden bu yana, samimiyetine inandığımı ifade ettiğim Sayın Sağlık Bakanı’nın zor durumda olduğunu görüyorum. Ekonomideki her rakamla, kafalarına göre oynayıp, yanlış hikayeler yazan bu iktidarın, pandemi konusunda da benzer bir alışkanlık edindiğine şahit oluyoruz.”
‘İktidarın millete akşam üstleri açıkladığı rakamlar inandırıcı değil’
İktidarın, millete akşam üstleri açıkladığı rakamların maalesef artık inandırıcı olmadığını söyleyen Akşener, “Bakın, İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin resmi rakamları ortada. Mesela geçtiğimiz hafta sonu, 14 Kasım Cumartesi günü Sağlık Bakanlığı tüm Türkiye’deki pandemi kaynaklı can kaybını 92 olarak açıkladı. Oysa aynı gün, defin raporlarına göre, sadece İstanbul’da salgın hastalık dolayısıyla hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 164.” dedi.
‘Sadece İstanbul’da Bakanlık rakamlarının iki katı insanımızı kaybettik’
Yani sadece İstanbul’da Bakanlık rakamlarının iki katı insanı kaybettiklerini söyleyen Akşener, “Yine sağlık Bakanlığının açıkladığı rakamlara göre, pandeminin başından bu yana, Türkiye’de toplam 11 bin 418 vatandaşımız hayatını kaybetti. Ancak yine İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin rakamlarına göre, 14 Kasım tarihine kadar sadece İstanbul’da, hayatını kaybeden vatandaşlarımızın sayısı 9 bin 872. Bu işte bir gariplik var.” şeklinde konuştu.
‘Siyasi hesaplarınız vatandaşlarımızın canından önemli değildir’
Hal böyleyken Bakan Koca’nın da artık bir karar vermesi gerektiğini ifade eden Akşener, “Salgının ilk gününden bu yana sürdürdüğü çalışmalarına gölge düşürmemek için, gerçekleri milletimize anlatması gerekiyor. Çünkü gerçekleri bilmek en doğal hakkımız. Bizi ilgilendireni, bizden saklayamazsınız. Siyasi hesaplarınız, vatandaşlarımızın sağlığından, ya da canından önemli değildir.” dedi.
‘14 günlük kesintisiz sokağa çıkma yasağı ilan edin’
İktidara da seslenen Akşener, pandeminin kontrolden çıkmış göründüğünü söyleyerek, “Özellikle İstanbul’daki tablo tam bir felaket. Söz konusu olan, vatandaşlarımızın canı. Burada başka hesaplar yapılmaz. Hele siyasi hesap hiç yapılmaz. Çok geç olmadan, uzmanlara kulak verin. Akla, bilime kulak verin. Dün akşam açıkladığınız yarım yamalak tedbirler yerine hiç vakit kaybetmeden 14 günlük kesintisiz bir sokağa çıkma kısıtlaması ilan edin.” şeklinde konuştu.
‘19 yıl sonra ekonomi ve hukuk kelimelerini aynı cümle içinde kullanmayı başardı’
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın geçen hafta bir müjde daha verdiğini söyleyen Akşener, “İktidarının 19’uncu yılında, aklına daha yeni gelmiş, ekonomi ve hukuk reformu yapacakmış. Bir de bunu, öyle bir müjdeliyor ki…Sanki ekonomiyi de, hukuku da kendisi keşfetmiş. Sayın Erdoğan, ne büyük bir keşif yaptın sen öyle ya? 19 yılın sonunda, ekonomi ve hukuk kelimelerini aynı cümle içinde kullanmayı başardın.” dedi.
‘Sayın Erdoğan’ın derdi reform yapmak değil acı reçete!’
“Keşke sıkıştıkça müjde verip, salondan çıkar çıkmaz verdikleri müjdeyi unutmasalar.” diyen Akşener, Türkiye’nin elbette yapısal reformlara ihtiyacı olduğunu bunu 3 yıldır söylediklerini ancak iktidarın bu reformları bu zihniyetle yapamayacağını söyledi. Akşener, konuşmasını söyle sürdürdü:
“Sayın Erdoğan’ın derdi, reform yapmak falan değil. Aslında bu vaadin gizlediği bir başka şey var. Nedir o? Acı reçete! 19 yıldır, her yıl yeniden uçan ekonominin geldiği nokta bu: Acı reçete. Akılları sıra bu acı reçeteyi, reform yapıyoruz diye millete yutturacaklar. Ne var ki, uzun zamandır millete uzak, milletin derdine sağır oldukları için farkında olmadıkları bir şey var: Milletimiz o acı reçeteyi, zaten çok uzun zamandır iliklerine kadar yaşıyor. Maaşlarında yaşıyor. Çarşıda yaşıyor, pazarda yaşıyor. İşsiz evlatlarının hüzün dolu bakışlarında yaşıyor. Siftahsız geçen günlerde yaşıyor. Binlerce kişiye ekmek veren kapılara, kilit vurulduğunda yaşıyor. Onlar için yeni olabilir ama, o acı reçete, milletimize reva gördükleri hayatın ta kendisi.”
‘Erdoğan faiz arttırımına yeşil ışık yaktı’
Akşener, konuşmasına iktidarın ekonomi politikalarını eleştirerek devam etti. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın faiz arttırımına yeşil ışık yaktığını belirten Akşener, “Kendisi hala ‘Faiz sebeptir, enflasyon sonuç’ dese de piyasalar Sayın Erdoğan ve ekibini dize getirdi, bileğini büktü. Yani önce piyasalarla restleştiler, sonra piyasaya teslim oldular. Yaptıkları hatalarla, Türkiye ekonomisini faiz ve kur arasına sıkıştırıp bıraktılar. Ancak geciken bu faiz artışı sinyali, Türk milletine çok pahalıya mal oldu.” dedi.
‘Faiz artışından sonra ekonomideki tahribatı düzeltmek daha da zor olacak’
İktidarı ekonomi kararlarına ilişkin uyararak konuşmasını sürdüren Akşener, “Yüksek bir faiz artırımına ‘Tamam’ dediniz, dolar aşağı geldi. Ama işler düzeldi sanmayın. Faiz artışından sonra, ekonomideki tahribatı düzeltmek daha da zor olacak.” diye konuştu.
İktidara ‘iyi yönetim reçetesi’
İktidara “gözünü vatandaşın cebine diken ‘acı reçeteniz’ yerine gözünü devletteki israfa diken bir ‘iyi yönetim reçetesi” önerisinde bulunan Akşener, sıraladığı önerilerin bazıları şöyle;
- İlk olarak, ekonomide güven kaybına neden olan beyanat ve uygulamalardan vazgeçin.
- Devlet eliyle belirsizlik yaratmayın, öngörülebilir bir yönetim sergileyin.
- Bir karar alırken ilgili kurum ve paydaşlarla istişare edin.
- Karar vericilere, doğru bilgi ve analiz getirecek kanalları açık tutun.
- Muhalefet partilerinin yapıcı, yol gösterici eleştirilerini, özellikle Meclis çalışmalarında dikkate alın.
- Muhalif olan herkesi hapse atmaktan, baskılamaktan vazgeçin.
- Para ve maliye politikaları, birbirleriyle uyumlu bir şekilde uygulanmalıdır. O nedenle, Merkez Bankası’na karışmaktan artık vazgeçin. Bırakın Merkez Bankası, politika araçlarını serbestçe kullansın.
- 2021 yılı bütçesiyle, Orta Vadeli Program’ın, hedef ve büyüklüklerini acilen revize edin.
- Bütçede yer alan, kamu kurumlarının, araç ve bina alımlarını, kiralamalarını bir an önce durdurun.
- Diğer mal ve hizmet alım kalemlerinde en az yüzde 20 kesinti yapın.
- Ahbap çavuş ilişkisi içinde, yandaş vakıf ve derneklere para aktarmaktan vazgeçin.
- Kamu ihalelerinde şeffaf olun, ihale kanununda açılan yolsuzluk deliklerini kapatın.
- İş-Kur harcamalarını disipline edin, kurumu siyasi rant kapısı olarak kullanmaktan vazgeçin.
- İşe alımlarda mülakat sistemini kaldırın, KPSS sistemini etkin hale getirin.
- Üst düzey yöneticilerin, üç beş yerden maaş almasına hemen yarın çıkaracağınız bir kararnameyle son verin.
- Bakan yardımcıları dahil olmak üzere, tüm atamalarda, liyakate, ehliyete önem verin.
- Milletin güvenini kazanın.
- Bir an önce, ekonomi yönetiminden sorumlu, işinin ehli bir Cumhurbaşkanı Yardımcısı atayın.
- Strateji ve Bütçe Başkanlığı’nı, bu makama bağlayın, ekonomi yönetiminde koordinasyonu sağlayın.
- En büyük kara delik olan Varlık Fonu’nu, bir an önce tasfiye edin.
- Fonun altında yeni kurulan, ne yaptığı belirsiz şirketleri kapatın.
- Bütün dünyada faizler sıfıra yakınken, yanlış politikalarınız yüzünden, zaten yüksek olan faizlerde, ciddi artışlar olacak.
- Öncelikli alanlarda, yatırımların olumsuz etkilenmesini önlemek için, faiz sübvansiyonu yapın.
- Borçlanma stratejisini değiştirin, döviz ve altına dayalı borçlanmadan vazgeçin.
- Birçok kurum gibi, TÜİK de itibarını yitirdi. TÜİK’e yeniden güven kazandırmak için, Başkan ve yöneticilerini, liyakat esasıyla asaleten atayın.
- Firmaların devletten 200 milyar lira KDV alacağı var. Bir yandan da devlete vergi ve sigorta prim borcu var. Burada mahsuplaşmaya gidin, İşletmelerin, bu alacakları teminat göstererek, kredi kullanmalarına imkan sağlayın.
“Reform yapmak istiyorsan, buyur sana İYİ Parti’nin reform önerileri. Al, uygula.” diyen Akşener, “Tüm önerilerimizi yapabilmeniz için önce aklınızı başınıza almanız sonra da hepimizi içine soktuğunuz bu ucube sistemden vazgeçmeniz gerekli.” dedi. Akşener, İyileştirilmiş ve Güçlendirilmiş Parlamenter Sistem’e geçilmesi gerektiğini yineledi.