Ankara Feminist Gece Yürüyüşü yapıldı

Ankara’da 15. Feminist Gece Yürüyüşü “O Patriyarka Yıkılıcak” şiarıyla, yaklaşık 1500 kadının katılımıyla coşkulu bir ortamda gerçekleştirildi.

Ankara 15. Feminist Gece Yürüyüşü yaklaşık 1500 kadının katılımıyla coşkulu bir ortamda gerçekleştirildi.

Bu yılki Feminist Gece Yürüyüşü, Sakarya Caddesi’nde saat 18.00’de başladı ve 19.30 sıralarında sona erdi.

Yürüyüş ve açıklama sırasında Polisin sık sık eylemcilere müdahale etmeye çalıştığı ve baskı yaptığı, gökkuşağı bayraklarının alana sokulmasını engellemeye çalıştığı görüldü. Buna rağmen çok sayıda LGBTİ+ bayrağı ve dövizi eylem alanında açıldı.

Yürüyüş ve bildiri okunması sırasında “Yaşasın feminist mücadelemiz”, “Kadın cinayetleri politiktir”, Türkçe, Kürtçe ve Arapça olarak “Kadın-Yaşam-Özgürlük”, “Jin-Jiyan-Azadi”, “El Mara-el Haya-el Hurriya” sloganları atıldı.

O patriyarka yıkılacak!

Yürüyüşün ardından Sakarya Caddesi’nde gece yürüyüşünün bildirisi Kürtçe, Arapça ve Türkçe olarak okundu.

Feminist Gece Yürüyüşünün “O Patriyarka Yıkılacak” başlıklı bildirisi şöyle:

“Ankara 8 Mart feminist gece yürüyüşünün 15.sinde yine sokaklardayız. Kimiz biz? Tarih boyunca patriyarkadan beslenen devletlerin, egemen güçlerin ve erkekliğin özgürlük mücadelesini engelleyemediği ve engelleyemeyeceği kadınlarız! Yakamadığınız cadıların torunlarıyız. İnadından ve umudundan vazgeçmeyen, gücünün farkında olan kadınlarız. Dünyanın tüm dillerinde sözümüze söz, sesimize ses, rengarenk kahkahalarımıza kahkahalar karışıyor sokakta. Kalabalığız, hem de nasıl! Güzeliz, hem ne biçim!

Biz, isyanı sokaklardan taşan feministleriz. Baskı kurarak, hedef göstererek, haklarını ve kazanımlarını gasp ederek kadınları susturamayacaksınız. Biz kadınlardan ne kadar korktuğunuzun farkındayız ve evet korkmakta çok haklısınız!  Çünkü o patriyarka yıkılacak!

Tüm dünyanın belirsiz bir krize sürüklendiği pandemide “Hayat Eve Sığar” dediniz, sığmadı. Sığmıyor! Artan bakım yükü, evin hiç bitmeyen işleri hep kadınların sırtında. Aileniz çürüyor, içten içe kokuyor. Kendimize ait bir ev mi var? Kendimize ait bir oda mı var? Kendimize ait bir zaman mı var? Kendimize ait bir hayat mı var? Var edeceğiz!

Pandemi bahanesiyle bizleri şiddet gördüğümüz evlere hapsettiniz, bir de çıkıp şiddet azaldı dediniz. Yetmedi İstanbul Sözleşmesi’ni tartışmaya açtınız. Her gün şiddetini artıran patriyarkaya, her gün kadınların katledilmesine, şiddeti sıradanlaştıran düzeninize isyandayız. Sizin aile dediğiniz kadınları öldürüyor. Bizse umutsuzluğa düştüğümüzde bile hatırlayacağımız kalabalıkların gücü ile yaşamlarımızı, haklarımızı savunuyoruz. Bir kişi daha eksilmeyeceğiz!

Trans ya da natrans, biz kadınları dilimiz, inancımız, etnik aidiyetimiz, cinsel yönelimimiz ve cinsiyet kimliğimiz nedeniyle hedef gösteren heteropatriyarkayı yıkacağız! Varoluşumuzu görmezden gelen, renklerimizi yok etmek isteyen, ayrımcılıktan beslenen hegemonik erkekliğe biat etmeyeceğiz. Gökkuşağının tüm renklerine düşman, bu beton grisi karanlığa asla teslim olmayacağız. Hayatın her alanında kadınlık hallerimizin binbir biçimiyle ve rengiyle var olmaya devam edeceğiz. Nefret söylemine, homofobiye, transfobiye geçit vermeyeceğiz! Kadın düşmanı ve LGBTİ+ karşıtı politikalarla kendini var eden bu düzenden de bu iktidardan da alacaklıyız! Bizim olanı, hayatlarımızı, özgürlüğümüzü ve haklarımızı alana dek isyandayız!

Cezasızlıkla, kravat indirimleriyle erkekleri koruyan yargının, hayatlarını savunan kadınlara verdiğiyse hep müebbet! Devletin, mahkemelerin yok saydığı yaşam hakkımızı savunuyoruz ve sonuna kadar da savunmaya devam edeceğiz. Ne giyersek giyelim, ne içersek içelim, ne yaparsak yapalım, kimi hangi şekilde seversek sevelim, sokaklarda; gece ve gündüz özgürce güvenle ve huzurla yürüyeceğiz.  Eşit ve özgür bir yaşam kurana kadar kendimizi savunmaya devam edeceğiz. Suçlu, cezasızlıkla erkekliği ödüllendiren polis, yargı ve iktidar. Öz savunma bizim yaşam hakkımız!

Kadınlardan itaat bekleyen, yoksulluk kaderdir diyen düzeni kabul etmiyoruz! Parayı ve gücü erkekler elinde tutacak ama yoksulluğu kadınlar idare edecek öyle mi? Yok öyle yağma! Sosyal yardım yetmez! Nitelikli sosyal politika hakkımız! Kürtaj hakkımız! Güvenceli istihdam hakkımız! Eşit işe eşit ücreti bize çok gören, her krizde önce bize kapıyı gösterip yoksulluk nafakamıza dahi göz dikenler bilsinler! Haklarımızdan vazgeçmiyoruz. Bütçe savaşa, bütçe yandaşa, bütçe ekolojik yıkıma giderken susup oturmuyoruz! Erkeklerden, patronlardan, devletten alacaklıyız!

Özgürlüklerimiz gözaltılarla, tutuklamalarla gasp edilirken, direnmekten ve barışta ısrar etmekten, halkların eşitçe bir arada yaşamasını savunmaktan asla vazgeçmiyoruz.

Bizi kuşatan tüm baskılara, bizi ayıran tüm sınırlara inat, birbirimizden güç alıyoruz, feminizmle özgürleşiyoruz. Uykularınız kaçsın! Feminist isyanla, yıkılacak o patriyarka! Erkek devletin ve  erkek sistemin karşısında birbirimizi gözetmeye, savunmaya, beslemeye, yaşatmaya, birbirimizin yurdu olmaya ve yaşamlarımızı yeniden ve yeniden kurmaya, dönüştürmeye devam ediyoruz.”

Yeni1Mecra