9 Ocak 1993’te kurulan Vakıf, 28 yıldır kadına yönelik şiddetle mücadelesini sürdürüyor. Vakfın kurucularından üç kadın, kuruluş sürecini ve işleyiş ilkelerini ortak bir yazıyla anlattı.
Kadına yönelik erkek şiddetiyle mücadele eden Kadın Dayanışma Vakfı’nın kurucularından Figen Çıra, Nazlı Azapçı ve Gülsen Ülker Vakfın kuruluş sürecini, feminist ilkeler doğrultusundaki çalışmalarını ve çalışma ilkelerini anlatan bir yazıyı catlakzemin.com için kaleme aldı.
Yazıda, Kadın Dayanışma Vakfı’nın köklerinin, 1980’li yılların ikinci yarısından itibaren “önce evlerde daha sonra dergi büroları ve sendikalarda toplanan ağırlıklı olarak sol, sosyalist örgütlerden kadınların oluşturduğu “Ankara Demokratik Bağımsız Kadın Tartışma Grubu”na dayandığı ve Vakfın 1991 yılından bu yana kadına yönelik şiddete, cinsiyet ayrımcılığı ve erkek egemenliğine karşı mücadele eden bağımsız bir feminist kadın örgütü olduğu belirtildi.
‘Aile içi şiddet’ ile mücadele esas alındı
Vakfın, Ankara’da feminist düşüncelerin ve hareketin gelişimiyle gündeme geldiğinin anlatıldığı yazıda “Bir kısmı geçici olsa da çoğunluğu sürekli olmak üzere Ankara’daki onlarca kadın bu toplantılara katıldı. Yürütülen tüm tartışmaların sonucunda örgütlü bir yapı olma ihtiyacı doğdu ve bu örgütlenmenin özellikle ‘Aile içi şiddet’ ile mücadeleyi esas alan bir örgütlenme olması yönünde bir eğilim ortaya çıktı” denildi.
Ankara’da ilk Kadın Danışma Merkezi ve ‘Sığınmaevi’ açılıyor
Kadın Tartışma Grubundan çıkan görüşle kadın danışma merkezi ve sığınma evini hayata geçirmek ve örgütlenmeyi gerçekleştirmek için çalışmalara başlandığını belirten yazarlar, aynı dönemde Kadın Dayanışma Vakfı Girişim Kurulu’nun oluşturulduğunu anlattı. Ankara’da ilk Kadın Danışma Merkezi’nin ve “Sığınmaevi”nin açılışı şöyle anlatıldı:
“Yapılan görüşmeler sonucunda Altındağ Belediyesi ile Altındağ Kadın Danışma Merkezi 1991 Ekim ayında açıldı. İşleyişi ve tüm karar süreci vakfa ait olmak üzere Belediyenin desteği açılan bu merkez aynı zamanda kadın örgütü-yerel yönetim işbirliğinin de ilk örneği oldu. Bu işbirliği 1993 Mayıs ayında açılan sığınmaevi ile devam etti.”
‘Yardım değil, dayanışma’
Yazıda, 54 kadının kurucu üye olmasıyla 9 Ocak 1993 tarihinde tüzel kişilik kazanarak çalışmalarına başlayan Kadın Dayanışma Vakfı’nın amaçları ve ilkelerine de yer verildi: “Kadın Dayanışma Vakfı olarak kadına yönelik şiddetin, cinsiyetler arası eşitsiz güç ilişkilerine dayanan toplumsal bir sorun olduğu ön kabulü ile hareket ediyoruz. Çalışmalarımızı ‘Yardım değil, dayanışma’ anlayışı ile yürütüyoruz. Dayanışmanın temelinde eşit ilişki kurmak olduğunu bilerek hareket ediyoruz.”
İlkeler
Kadın Dayanışma Vakfı’nın, süreç içerisinde geliştirilen aşağıdaki ilkeler doğrultusunda mücadelesini sürdürmekte olduğu belirtildi:
- Erkek egemenliğine karşı mücadelede ortak kadınlık bilincinin önemli olduğuna inanıyoruz.
- Bütün çalışmalarımızı ve bu çalışmalardaki yöntemlerimizi feminist bakış açısıyla belirliyoruz.
- Kadına yönelik şiddetin ortadan kaldırılması amacıyla yerel, ulusal ve uluslararası düzeydeki iş birliklerini önemsiyoruz.
- Kararlarımızı hepimizin sürece dahil olmasını sağlayacak yöntemlerle alıyoruz.
- Şiddetsiz yöntemlerle çalışıyor ve herkesin kendini daha iyi ifade edebileceği yeni yöntemleri araştırıyoruz.
- İç işleyişimizi ve diğer kurumlarla ilişkilerimizi yatay örgütlenme temelinde yürütüyoruz.
- Kaynaklarımızı kadınların kişisel gelişimini destekleme yönünde kullanmaya çalışıyoruz.
- Kadınların yüz yüze ve samimi ilişkiler kurmasının, ortak kadınlık durumuna ilişkin farkındalığa ulaşmada önemli olduğunu düşünüyoruz.
Yazının tamamını okumak için:
Yeni1Mecra