Antep’te HDP ve DBP’li yöneticilerin de aralarında bulunduğu 25’i tutuklu 61 kişinin 5 gün süren yargılamasının ardından 13 siyasetçi serbest bırakıldı.
Mahkemede yapılan savunmalarda, 6 milyon oy alan ve Meclis’te bulunan siyasi parti olan HDP’nin çalışmalarının yargılandığına dikkat çekildi.
Antep’te HDP ve DBP yöneticileri ile önceki dönem il eşbaşkanlarının aralarında bulunduğu 25’i tutuklu 61 kişi hakkında açılan davanın ilk duruşması Gaziantep 2’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görüldü.
Duruşmayı Demokratik Toplum Kongresi (DTK) Eşbaşkanı Bedran Öztürk, Demokratik Bölgeler Partisi (DBP) Eşbaşkanı Saliha Aydeniz, HDP milletvekilleri Ömer Öcalan, Ayşe Sürücü, Mahmut Toğrul ile Mehmet Rüştü Tiryaki, barış anneleri ve sanıkların aileleri katıldı.
Duruşma salonuna pandemi gerekçesiyle sınırlı sayıda kişi alındı. Duruşma salonuna tutuklu ve tutuksuz siyasetçiler ile avukatları hazır bulundu. Zeynep Kaygusuz, Cengiz Tuç, Azime Balı ve Hasret Ergin tutuklu bulundukları cezaevlerinden SEGBIS aracılığı ile katıldı. Duruşma kimlik tespiti ile başladı.
Duruşma 5 gün sürdü
5 gün boyunca süren duruşmada siyasetçilere, “MEYA – DER’in faaliyet alanı nedir? Barış anneleri kimlere denir? Beyaz tülbentliler kime denir? Değer aileleri ne demek ve kime denir? Gençlik meclisi nedir? DTK delegesi misin? Kimler DTK üyesidir? HDP il binasında yapılan toplantıya katıldın mı? Ayten Beçet’in cenazesine ve taziyesine katıldın mı? Açlık grevlerine ilişkin yapılan basın açıklamasına katıldın mı? Açlık grevine destek için ilçe binasında yapılan oturma eylemine katıldın mı? Kadın konferansına katıldın mı? ” gibi sorular soruldu.
‘Bu iddianame kabul edilemez’
Duruşmada söz alan tutuklu HDP PM Üyesi Ömer Faruk Koç, yürüttükleri siyasi faaliyetlerin kriminalize edildiğini, partisinin halkla bağını koparmak ve HDP’yi kapatmaya yönelik bir girişim olduğunu söyledi. Seçim çalışmalarının suç olarak lanse edildiğini söyleyen Koç, “Parti çalışmalarımız, seçim çalışmalarımız, kongre ve konferans hazırlıklarımız, taziye ve bayram ziyaretlerimiz KCK çalışmaları olarak iddia edilmiş. Delil olarak da HDP ve DBP’de seçim sürecinde yaptığımız toplantılar gösterilmiş. Bu iddianame kabul edilemez. Yargılama da hukuksuz olacaktır.” dedi.
‘Savcı HDP’ye sözde parti cümlesiyle suçunu somutlaştırmıştır’
HDP PM Üyesi Mehmet Karayılan, partisinin yargılandığını belirterek, şunları ifade etti: “Savcı AKP savcısıymış gibi davranmış. HDP çalışmaları, yönetici ve üyelerimizin parti faaliyetlerini tamamını kriminalize ederek bir algı oluşturup, suç işlemiştir. Savcı birçok yerde HDP için ‘parti görünümünde siyasi çalışma ve sözde parti’ cümlelerini kullanarak suçunu somutlaştırmıştır. HDP seçimlerde 6 milyondan fazla oy almış Meclis’teki 3’üncü büyük partidir. Burada parti faaliyetlerimiz nedeniyle yargılanmaktayız” ifadesinde bulundu.
Mahkeme başkanı: HDP yasal siyasi bir partidir
Karayılan’ın bu sözleri özerine mahkeme başkanı, “HDP’yi değil iddialar doğrultusunda KCK üyeliği var mı yok mu yargılaması yapıyoruz. Biz de kamuoyunu takip ediyor okuyor ve araştırıyoruz. HDP yasal siyasi bir partidir. Mecliste temsiliyeti olan 3’üncü partidir” dedi.
‘Oğlumun mezar ziyareti sırasında gözaltına alındım’
Savunma yapan bir diğer siyasetçi Selman Tutumlu, iddianamenin taraflı ve kabul edilemez olduğunu söyleyerek, “Biz bugün demokrasiyi ve barışı savunduğumuz için yargılanıyoruz” dedi.
Siirt E Tipi Kapalı Cezaevi’nde 1 yıldır tutuklu bulunan barış annesi Duri Kaygusuz, SEGBiS aracılığı ile Kürtçe savunma yaptı. Cezaevinde sağlık sorunları yaşadığını söyleyen Kaygusuz, gözaltına alındığı sırada yaşamını yitiren oğlunun mezar ziyaretinde olduğunu belirtti.
Kaygusuz, “Ben bir anneyim bunlar bana yapıldı. Daha ne denilebilir. Ben çocuklarımı kağıt toplayarak büyüttüm. Benim oğlum cezaevinde açlık grevindeydi. Ve her geçen gün ölüme gidiyordu. Ben nasıl yerimde durayım? HDP ilçe binasına gittim, çocuklarıma destek olmak için oturma eylemine katıldım” dedi.
‘Açlık grevinde olan oğlu için oturma eylemine katılması kadar normal bir şey yoktur’
Kaygusuz’un avukatı Berivan Özpolat Simsek de, müvekkili hakkında hiç olmayan bir “gizli tanık” olduğunu belirterek, şunları ifade etti:
“Yani müvekkilimi tutuklamak için her şey yapılmış. Ne zaman Antep’te bir operasyon olsa bu ailenin evinde mutlaka birini gözaltına alıp tutukluyorlar. Aile resmen hedef alınıyor. Düşünün bir annenin oğlu cezaevinde açlık grevinde ve durumu iyi değil. Annenin kaygılanması normal değil mi? Açlık grevinde olan oğluna destek için bir hak olan oturma eylemine katılması kadar normal bir şey yoktur. Bu haksız ve hukuksuz tutuklamaya son verilmelidir.”
‘TJA kadın haklarını savunan legal bir kurumdur’
Şimşek, TJA’ya (Tevgera Jinên Azad- Özgür Kadın Hareketi) yönelik iddialara ilişkin ise şunları söyledi: “TJA kadın haklarını savunan legal bir kurumdur. Merkezi de Diyarbakır’da, sözcüsü var. Hatta bu dosya kapsamında TJA sözcüsünün ifadesi alınıp serbest bırakıldı. Ve şu an hala kadın çalışmalarını yürütüyor. Yine müvekkilimin Newroz kutlamasına katılması suç sayılmış. Bu durum utanç verici. Newroz her yıl milyonlarca insan tarafından kutlanıyor. Newroz’a katılımın suç olarak yansıtılması kabul edilemez.”
Duruşmanın 5’inci gününde savunma yapan avukatlardan Bülent Duran da, iddianamenin kabul edilemez olduğunu belirterek, “Açıkça yasal bir partinin çalışmaları kriminalize edilmiş. Seçim çalışması yapmak her partinin hakkıdır. Ama HDP olunca suç sayılıyor. Bu iddianamenin temelinde AKP rahatsızlığı var. Bu yüzden bir siyasi soruşturma yürütüldü. Bu insanlar 6 ay boyunca hak hukuk tanınmadan takip edilmiş. Tek bir somut delil yok. Suçlama ise HDP genel merkezinde gelen önerge ve bildiriler. Ve bunlar KCK faaliyeti olarak gösterilmiş.” dedi.
13 kişinin adli kontrol şartıyla serbest bırakılmasına karar verildi
Yapılan savunmaların ardından mahkeme heyeti mütalaası için savcıya söz verdi. Savcı, siyasetçilerin tutukluluklarının devamı yönünde görüş bildirdi. Verilen aranın ardından mahkeme heyeti, Abdullah İnce, Cuma Ali Taşçı, İsmail Berkpınar, Mehmet Özkan, Müslüm Kılıç, Selman Tutumlu, Tahir Altuğ, Güler Erat, Bircan Demir, Azime Bali, Cengiz Tuç ve Duri Kaygusuz adlı siyasetçilerin tutukluluk hallerinin devamına karar verdi.
Mahkeme, Ahmet İlbaş, Diyar Bayram, Kasım Şan, Mustafa Tunç, Müslüm Şahinsoy, Nafi Demir, Ömer Faruk Koç, Ramazan Kuas, Serhat Yıldırım, Şefik Sondu, Şükrü Özalan, Fatma Lebe ve Hasret Ergin adlı siyasetçilerin haftada bir gün imza şartı ile tahliyesine karar verdi. Duruşma 28 Aralık’a ertelendi.
‘Siyasi bir parti yerel mahkemede yargılanır pozisyona getirilmiştir’
Duruşmanın ardından Adliye önünde açıklama yapan HDP Milletvekili Mahmut Toğrul, partilerinin haksızca mahkemede yargılandığını belirtti. Toğrul, konuşmasında şu ifadeleri kullandı:
“Çalışmalarımızı yargılamak kimsenin haddi değildir. Temelsiz istinatlarla bu pandemi sürecinde arkadaşlarımızın tutukluluklarına devam kararı verildi. Biz bunu kabul etmiyoruz. Bu sonuç AKP ve MHP iktidarının yargıyı nasıl baskı altına aldıklarını göstergesidir. Yargı bağımsız ve tarafsız değildir. Siyasi bir parti bir yerel mahkemede yargılanır pozisyonuna getirilmiştir. Kabul edilmez bir durum. Direnmeye devam edeceğiz” dedi.
Yürütülen bir soruşturma kapsamında 14 Kasım 2019’da HDP’ye yönelik operasyonda aralarında HDP Gaziantep İl Başkanı Müslüm Kılıç ve DBP İl Başkanı Abdullah İnce’nin de bulunduğu 54 kişi gözaltına alınmış, 32 kişi tutuklanmıştı. Devam eden soruşturma kapsamında 61 sanık hakkında iddianame hazırlanmıştı.
MA – ANTEP