HABER MERKEZİ – Bakırköy Cezaevi’nde Esin Kavruk’a ve B-6 koğuşundaki diğer kadınlara dönük yaşanan işkence iddialarına ilişkin Bakırköy Cezaevi önünde bir araya gelen kadınlar, “Bu hapishanede cinsel işkence var” pankartını açarak, olayla ilgili sorumluların yargılanması için sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.
Bakırköy Kadın Kapalı Cezaevi’nde kalan Esin Kavruk isimli tutukludan DNA örneği alınmak üzere Adli Tıp Kurumu’na götürmek için 28 Kasım günü kaldığı B/6 Koğuşu’na baskın yapan polislerin, Kavruk ve diğer kadın tutukluları darp ettiği iddiaları üzerine Bakırköy Cezaevi önünde kadınlar basın açıklaması yaptı. Açıklamayı, Sosyalist Kadın Meclisleri (SKM), Anarşist Kadınlar, Dersim Kadın Platformu ve HDP Kadın Meclisi ortaklaşa yaptı. Açıklamaya, HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit, HDP Siirt Milletvekili Meral Danış Beştaş, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut ile bazı tutuklu yakınları da katıldı. “Bu hapishanede cinsel işkence var” pankartının açıldığı açıklamada, “Bakırköy’de cinsel işkence var” sloganı atıldı.
Beştaş: Kadınlar yalnız değildir
Açıklama öncesi konuşma yapan HDP Milletvekili Meral Danış Beştaş, olaya ilişkin Adalet Bakanlığı tarafından herhangi bir açıklama yapılmadığını belirterek, bu durumu asla kabul etmeyeceklerin ifade etti. Beştaş, “Bizler işkenceye ortak olmayın diye buradan Ankara’ya sesleniyoruz. Haftaya Meclis’te bununla ilgili ziyaretlerimizi, görüşmelerimizi, başvurularımızı yapacağız. Kadınlar yalnız değildir. Biz kadınlar, hep birlikte işkenceye ve kadına karşı şiddete, bu uygulamalara karşı sesimizi yükselteceğiz” diye konuştu.
‘Bu bir işkencedir’
HDK Eş Sözcüsü Gülistan Kılıç Koçyiğit ise, “Yine bir Bakırköy Cezaevi klasiği ile karşı karşıyayız” diyerek, açlık grevi eylemleri döneminde karşılaştıkları antidemokratik uygulamaların bugün hala devam ettiğini dile getirdi. Koçyiğit konuşmasında şunları kaydetti: “Türkiye’de yaşam hakkı devlet eliyle her an tehdit altında. Cezaevinde insanları koğuşta darp edip, DNA örneği alıyorsanız, bu bir işkencedir. Kadın mahpuslar yalnız değildir ve buna sebep olanlar yargılanacaktır. Durumun Meclis, ulusal ve uluslararası ayaklarında takipçisi olacağız.”
Konuşmaların ardından açıklamayı Nurten Karahancı okudu. Karahancı, cezaevinde yaşanan olayı şu şekilde anlattı: “Kendisi de bir sağlıkçı olan Esin Kavruk, 11 Kasım 2019 tarihinde infaz koruma memurları tarafından saç ve tükürük örneği alınması amacıyla Adli Tıp Kurumu götürülmüş. Söz konusu incelemeyi yapmakla görevli hekime beden muayenesi ve vücuttan örnek alınmasını kabul etmediğini belirtmiş ve hekim tarafından bu durum tutanak altına alınmıştır. 28 Kasım tarihinde Kavruk’tan rızası olmamasına rağmen DNA örneği alınması için B-6 koğuşuna çok sayıda robocop kıyafetli infaz koruma memurlarıyla baskın yapılmıştır. Esin Kavruk’tan zorla DNA örneği alınması uygulamasına itiraz eden diğer tüm tutsaklara işkence yapılmıştır. 16 kadın tutsak darp edilerek, koğuştan çıkarılmış ve hücrelere götürülmüştür.”
Karahancı, bu sırada Esin Kavruk’tan polisler tarafından DNA alındığını bunun da adli tıp birimi tarafından belgelendiğini öne sürerek, şöyle konuştu: “Arama adı altında B-6 koğuşu talan edilmiş, tutsaklara ait dava dosyaları, kitaplar, mektuplar ve pek çok eşyaya da el konulmuştur. Avukatların tutsaklarla yaptığı görüşmelerde, vajinalarına ve bellerine tekme atıldığı için yürümekte zorluk çeken, parmakları kırılan ve pek çok uzvunu kullanmakta zorlanan tutsakların olduğu bilgisi edinilmiştir. Mevcut yasalara dahi aykırı bir şekilde DNA örneği alınması şeklindeki kararı veren hakim, bu kararı uygulama adına tutsaklara cinsel işkenceye bizzat eşlik eden hapishane müdürleri ve infaz koruma memurları bu işkence suçunun faili konumundadırlar.”
Karahan, Esin Kavruk’a ve B-6’daki diğer kadınlara dönük saldırının sorumlularının yargılanması için sürecin takipçisi olacaklarını söyledi.