Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Meclis Genel Kurul’daki görüşmelerde teklifi destekleyen muhalefet partileri, teklifte diğer darbe ve muhtıra mağdurlarının olmamasının doğru olmadığını, büyük eksiklik olduğunu belirtti.
HDP Grup Başkanvekili Beştaş, her türlü darbe karşıtı önerilerinin TBMM Anayasa Komisyonunda reddedildiğine işaret ederek, “Darbecilerin isimleri okullarda, sokaklarda, caddelerde olduğu müddetçe hiç kimse bize ‘darbeyle yüzleşiyoruz ya da geçmişle hesaplaşıyoruz’ demesinler.”
TBMM Genel Kurulunda, Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını öngören Teşkilatı Esasiye Kanununun Bazı Hükümlerinin Kaldırılması ve Bazı Hükümlerinin Değiştirilmesi Hakkında Geçici Kanunun Bazı Maddelerinin Yürürlükten Kaldırılması ve Neden Olunan Mağduriyetlerin Giderilmesi Hakkında Kanun Teklifi üzerinde görüşmeler devam etti.
Teklif sahiplerinden TBMM Başkanvekili Süreyya Sadi Bilgiç, söz alarak “Evrensel hukukun en temel prensiplerini ayaklar altına alan darbecilerin, bir gün tarih önünde yargılanmaktan korktuklarından olsa gerek iş ve işlemlerine bir meşruiyet kılıfı uydurmak kabilinden bu sözde mahkeme Yüksek Adalet Divanını kurma ihtiyacını hissetmiştir.” dedi.
İYİ Partili Dervişoğlu: Demokrasiyi hedef alan her girişim ağır tahribatlara sebep olmuştur
İYİ Parti Grup Başkanvekili Dursun Müsavat Dervişoğlu, bundan 60 yıl önce demokrasi tarihine kara bir leke olarak geçecek elim bir hadisenin yaşandığını anımsattı. Dervişoğlu, 27 Mayıs askeri darbesiyle birlikte milli iradenin gasp edildiğine işaret ederek şunları kaydetti:
“27 Mayıs darbesi aslında hiçbir zaman tarihin tozlu raflarında kalmadı. 12 Mart 1971 muhtırası, 12 Eylül darbesi, 28 Şubat postmodern darbesi, aradaki dokunuşlar ve hatta 15 Temmuz hain darbe girişimiyle ülkemizde demokrasiye karşı yapılmış mütecaviz girişimlerin pusulası olarak her daim yaşatılmaya çalışıldı. Aradan geçen 60 yıl aslında bize şunu göstermiştir ki demokrasiyi hedef alan her girişim ister askeri olsun isterse sivil, Türk toplumunun hayatında ağır tahribatlara sebep olmuştur. “
Dervişoğlu, yasa teklifinin, muzdarip olanlar ve onların yakınlarınca bir lütuf olarak görülmediğini, bir minnet duygusu oluşturmayacağını da belirtmek istediğini söyledi.
HDP’li Beştaş: Hiç kimse bize darbeyle yüzleşiyoruz demesin
HDP Grup Başkanvekili Meral Danış Beştaş ise Türk siyasi tarihinin, demokratik siyaseti, yaşamı kesintiye uğratan askeri ve sivil müdahalelerle dolu olduğunu belirterek, 27 Mayıs 1960 darbesini, demokratik yaşamı kesintiye uğratan her türlü darbe ve darbe girişimlerini şiddetle kınadığını belirtti. Beştaş, dönemin Başbakanı Adnan Menderes, bakanları Fatin Rüştü Zorlu ve Hasan Polatkan’a Allah’tan rahmet dileyerek darbe mağduru tüm vatandaşların yanında olduklarını söyledi.
Her türlü darbe karşıtı önerilerinin TBMM Anayasa Komisyonunda reddedildiğine işaret eden Beştaş, “Darbecilerin isimleri okullarda, sokaklarda, caddelerde olduğu müddetçe hiç kimse bize ‘darbeyle yüzleşiyoruz ya da geçmişle hesaplaşıyoruz’ demesinler. Darbelerden darbe beğenenler bunu dikkatle not alsınlar.” dedi.
İYİ Partili Bahşi: Teklifte diğer darbe mağdurlarının olmaması anlaşılır gibi değil
Teklifin birinci maddesi üzerinde söz alan İYİ Parti Antalya Milletvekili Feridun Bahşi, en büyük travmanın 12 Eylül’de yaşandığını belirterek, teklifte sadece 27 Mayıs mağdurlarının olması ve diğer darbe ile muhtıraların mağdurlarının olmamasının anlaşılır gibi olmadığına dikkat çekti. Bahşi şöyle konuştu:
“12 Mart, 28 Şubat, 27 Nisan, Kumpas ve 15 Temmuz; bu tarihler size hiçbir şey ifade etmiyor mu? Özellikle 12 Eylül’de yaşanan haksız tutuklamalar, işkenceler, işkencede ölenler, idam edilmeden önce suçsuzluğu ortaya çıkmasına rağmen darbeci generalin talimatıyla yine de idam edilen gençler, yaşı büyütülerek idam edilen çocuklar, Mamaklar, Ulucanlar, daha niceleri sizler için bir şey ifade etmiyor mu?” diye konuştu.
HDP’li Kaçmaz: Sadece bir dönemin gündeme getirilmesini eksik buluyoruz
HDP Şırnak Milletvekili Hüseyin Kaçmaz ise kanun teklifini önemli bulduklarını ancak eksik olduğunu ifade ederek, “Sadece bir dönemin ya da bir kesimin mağduriyetlerinin gündeme getirilmesini eksik buluyoruz.” dedi.
CHP’li Altay: 12 Eylül’de işkenceye maruz kaldım
CHP Grup Başkanvekili Engin Altay, uzun zamandan sonra Mecliste münakaşasız, gürültüsüz, tartışmasız, oy birliği ile bir kanun teklifini görüştüklerini söyledi. 27 Mayıs’ın Türkiye Cumhuriyeti tarihinin en kara günü olduğunu ve bunu teklifin komisyon görüşmelerinde de söylediğini anımsatan Altay, “27 Mayıs darbelerin anasıdır demiştim. 27 Mayıs olmayaydı 12 Mart, 12 Eylül, 28 Şubat, 27 Nisan, 15 Temmuz olmazdı dedim. Bunları inanarak söyledim.” dedi.
12 Eylül’de kendisinin çok bedel ödediğini, psikolojik ve fiziki işkenceye maruz kaldığını aktaran Altay, şöyle devam etti:
“Eminim bu parlamentoda en az 100-150 arkadaşımız 12 Eylül’ün fiili bedelini ödemiştir. Ben hem psikolojik hem fiziki işkence gördüm. Güvenlik soruşturması nedeniyle de 5 yıl işsiz kaldım. Beni öğretmen yapmadılar. Ben, 12 Eylül’de bu bayrağı, milleti ve vatanı ne kadar seviyorsam şimdi de ancak o kadar seviyorum. Ne bir eksik ne bir fazla.” Altay, 27 Mayıs 1960 ile hesaplaşırken 12 Eylül ile hesaplaşmamanın doğru olmadığını ifade etti.
Görüşmelerin ardından Yassıada yargılamalarının hukuki dayanağının kaldırılmasını içeren kanun teklifi TBMM Genel Kurulunda kabul edilerek yasalaştı.
Kaynak: AA