Boğaziçi eylemleri sürüyor: ‘Üniversiteler bizimdir’

Boğaziçi Üniversitesi’ne atanan rektör Melih Bulu’yu protesto eylemleri sürüyor. Üniversite öğrencileri İstanbul, Adana ve İzmir’de kitlesel basın açıklamaları yaptı.

Öğrenciler adına konuşan İdil Berivan Kaya: “Atanmaları konusundaki tek kriter iktidara bağlılıkları olan kayyumların, rektörlük vasfını taşıyacak liyakat göstermediği, saray vizyonuyla donatıldıkları açıktır.”

İstanbul’daki eylemde konuşan İdil Berivan Kaya “Biz bu kayyumcu zihniyeti, belediyelerine kayyum atanan, seçme ve seçilme hakkı gasp edilen Kürt halkından tanıyoruz” diyerek, “Üniversiteler bizimdir” mesajı verdi.

AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesine atanan rektör Melih Bulu’yu protesto eylemleri sürüyor. Kadıköy Rıhtım’da bir araya Üniversite Bileşenleri, bir kez daha “Kayyım rektör” diyerek Bulu ve atama yoluyla atanan rektörleri istifaya çağırdı. Açıklamaya birçok üniversiteden öğrencilerin yanı sıra Halkların Demokratik Partisi (HDP) milletvekilleri Musa Piroğlu, Dilşat Canbaz Kaya, Züleyha Gülüm, Ali Kenanoğlu, HDP İstanbul İl Eşbaşkanları Elif Bulut ve Erdal Avcı, ilçe yöneticileri katıldı.

Açıklamada, “Marmara’dan külliye kayyumdan rektör olmaz” “Li her derê qeyûman re na” pankartı açılırken “Yaşasın öğrenci dayanışması” “Saredariya azad zaninageha Azad” “Boğaziçi ya meye” ve “Melih Bulu Boğaziçi’ne rektör olamaz” dövizleri taşındı. Öğrenciler sık sık “Baskılar bizi yıldıramaz” “Biji berxwedana zindana” “Kurtuluş yok teİk başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!” ve “Homofobik rektör istemiyoruz” sloganları attı.

Açıklamanın olduğu alana öğrenciler, ellerinde Kürtçe dövizlerle giriş yaptı.

‘Polisleri kampüslerden çekin’

Kitle adına açıklamayı yapan Boğaziçi Üniversitesi öğrencisi İdil Berivan Kaya, siyasal iktidar tarafından hedef gösterildiklerini söyleyerek, iktidarın hedef göstermelerine karşın ülkenin dört bir yanında öğrencilerin yaptıkları eylemlerin cevap olduğunu kaydetti. Kaya, “Atanmaları konusundaki tek kriter iktidara bağlılıkları olan kayyumların, rektörlük vasfını taşıyacak liyakat göstermediği, saray vizyonuyla donatıldıkları açıktır. Boğaziçi kayyumu, emek hırsızı Bulu’nun ilk icraatı, üniversitenin kapısına kelepçe vurdurmak olmuştur. Hala Boğaziçi’nin kapısı önünde onlarca polis beklemekte. Üniversitelere siyasi iktidarın baskı ortamını yaratma aracı olarak yerleştirilen polis teşkilatı kampüslerden derhal çekilmelidir” dedi.

‘Okulumuzu biz yönetebiliyoruz’

Kayyıma karşı sesini çıkaranların disiplin ve baskı ile bastırılmaya çalışıldığını vurgulayan Kaya, “Kayyumların, yarattıkları baskı ortamının sonunu getirmek için; demokratik, özgür üniversitenin inşası için YÖK kapatılmalıdır! Biz üniversitelerin öznesi öğrenciler, hakkımızda alınan kararları ne kayyumun ne de siyasi iktidarın eline bırakacağız. Üniversitelerin AKP teşkilatlarına dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Bugün Boğaziçili öğrenciler ‘okulumuzu biz yönetebiliriz’ diyerek yola çıktılar. Akademisyenler, işçiler ve öğrencilerden oluşan bileşenler meclisi kurmaya girişerek üniversite bileşenlerini asıl söz sahibi yapmanın yolunu açtılar” diye belirtti.

‘Kürt halkından tanıyoruz’

Kaya devamla şöyle konuştu: “Bugün üniversite bileşenlerinin iradesini gasp edenler, bu ülkede kimseye özgür olma imkanı tanımayanlardır. Biz bu kayyumcu zihniyeti, belediyelerine kayyum atanan, seçme ve seçilme hakkı gasp edilen Kürt halkından tanıyoruz. Biz bu kayyumcu zihniyeti, kadınların rahmine el uzatan cüretkarlığından, LGBTİ+’ların kimliğine saldıran aymazlığından tanıyoruz.”

‘Ne kayyım ne siyasi iktidar’

4 Ocak günü Boğaziçi üniversitesinin kapısına vurulan kelepçenin ezilen herkesin tutsaklığının sembolü olduğunu ifade eden Kaya, “Bugün burada yine hep birlikteyiz, hep beraber haykırıyoruz: Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek! Direnişimizle, dayanışmamızla üniversiteleri özgürleştireceğiz. Biz üniversitelerin öznesi öğrenciler, hakkımızda alınan kararları ne kayyumun ne de siyasi iktidarın eline bırakacağız. Dayanışmalar yan yana geldikçe, üniversite bileşenleri okulun yönetimine katıldıkça mücadelemiz büyüyecek” dedi.

Kaya, son olarak günlerdir alanda sıraladıkları taleplerini bir kez daha sıraladı.

Piroğlu: Baskı kâr etmiyor

12 Eylül’de Türkiye’ye cunta ile el koymaya çalışanların ve üniversiteleri YÖK ile yönetmeye kalkışanların çözümü akademisyenleri işten atmakta bulduklarını ifade eden Piroğlu, “Ülkeyi aynı zihniyetle yönetmeye çalışan iktidar üniversiteleri de aynı şekilde yönetiyor. Ülkeye bir cehennem karanlığı dayatan iktidar üniversiteleri de karartmak istiyor. Üniversitedeki bütün özgür alanları hapsettiler, öğrencilerin nefes alma alanlarını yok ettiler. İki ellerini ülke halklarının boğazına dayayarak nefes borumuza kelepçe vurmaya çalışıyorlar. Nerede direniş varsa jandarma dipçiği, polis barikatını koyuyorlar. Direnen Kürt halkı topu tankı ve panzeri görüyor. Biz biliyoruz ki bu baskı kâr etmiyor” ifadelerini kullandı.

Açıklama sloganlar eşliğinde sonlandırıldı.

ADANA

Adana Üniversite Dayanışması, Gençlik Meydanı’nda Boğaziçi Üniversitesi’ne Melih Bulu’nun rektör olarak atanmasına tepki gösterdi.

Açıklamada konuşan Ümit Özşimşek, 1 Ocak 2021 gecesi Boğaziçi Üniversitesi dahil olmak üzere 5 farklı üniversiteye kayyım rektörler atandığını ve  Boğaziçi Üniversitesi’nde başlayan kayyım karşıtı protestoların büyük bir hızla ülkenin dört bir yanındaki üniversitelere yayıldığını dile getirdi.

‘Üniversiteler bizimdir’

Özşimşek, “Üniversitelerimizi Melih Bulu, Verşan Kök, Mahmut Ak ve daha nice kayyuma teslim edecek miyiz? Buna cevabımızı günlerdir Ankara’da, İzmir’de, İstanbul’da ve daha birçok şehirde; öğrenciler olarak yaptığımız eylemlerle, kurduğumuz dayanışmalarla verdik. Biz üniversitelerin öznesi öğrenciler, hakkımızda alınan kararları ne kayyumun ne de siyasi iktidarın eline bırakacağız. Üniversitelerin AKP teşkilatlarına dönüşmesine izin vermeyeceğiz. Bugün burada yine hep birlikteyiz, hep beraber haykırıyoruz: Üniversiteler bizimdir, bizimle özgürleşecek! Direnişimizle, dayanışmamızla üniversiteleri özgürleştireceğiz. Biz üniversitelerin öznesi öğrenciler, hakkımızda alınan kararları ne kayyumun ne de siyasi iktidarın eline bırakacağız. Dayanışmalar yan yana geldikçe, üniversite bileşenleri okulun yönetimine katıldıkça mücadelemiz büyüyecek” dedi.

Özşimşek taleplerini ise şöyle sıraladı: “Tüm üniversitelerdeki kayyumlar acilen istifa etmelidir. Üniversitelerde akademisyenlerin, öğrencilerin ve okul emekçilerinin dahil olacağı demokratik rektörlük seçimleri yapılmalı; üniversite bileşenlerinin üniversite yönetiminde söz, yetki ve karar hakkı olmalıdır. Bugün burada hep birlikteyiz, hep beraber haykırıyoruz: Kurtuluş yok tek başına, ya hep beraber ya hiçbirimiz!”

Açıklama sonrası gençler, duygu ve düşüncelerini karton kağıtlara yazıp, oluşturdukları “Özgür Köşe”ye iliştirdi. Gençler açıklama alanından ayrıldıktan sonra asılan kağıtlar, belediye ekiplerince toplandı.

İZMİR

İzmir Üniversite Dayanışması, “Kayyım rektörler gidecek üniversiteler bizimdir” sloganıyla Karşıyaka İskelesi önünde basın açıklaması düzendi. Açıklamaya, çok sayıda öğrenci destek verdi. “AKP’nin Memurundan rektör, üniversitelerden şirket olmaz”, “İstifa yok tek başına ya tüm kayyımlar ya tüm kayyımlar”, ” LGBTİ+fobik Rektör ve yönetim İstemiyoruz” ve “Bu abluka kalkacak” pankartlarının açılacağı açıklamada, “Kayyımlar gidecek biz kalacağız”, “Yakarsa kayyımı gençler yakacak”, “Boğaziçi’nden İzmir’ e kayyuma geçit yok” , dövizleri taşındı.

Açıklamayı dayanışma adına Elif Yerlikaya okudu.

Boğaziçi’nin kapısı önünde onlarca polisin beklediğini hatırlatan Yerlikaya, “Üniversitelere siyasi iktidarın baskı ortamını yaratma aracı olarak yerleştirilen polis teşkilatı kampüslerden derhal çekilmelidir. Yarattıkları baskı ortamının sonunu getirmek için; demokratik, özgür üniversitenin inşası için YÖK kapatılmalıdır. Üniversite bileşenlerinin iradesini gasp edenler, bu ülkede kimseye özgür olma imkânı tanımadı. Biz bu kayyımcı zihniyeti, belediyelerine kayyım atanan, seçme ve seçilme hakkı gasp edilen Kürt halkından tanıyoruz. Biz bu kayyımcı zihniyeti, kadınların rahmine el uzatan cüretkârlığından, LGBTİ+’ların kimliğine saldıran aymazlığından tanıyoruz. Biz üniversitelerin öznesi öğrenciler, hakkımızda alınan kararları ne kayyımın ne de siyasi iktidarın eline bırakacağız. Üniversitelerin AKP teşkilatlarına dönüşmesine izin vermeyeceğiz” sözleriyle tepki gösterdi. 

MA