HDP Eş Genel Başkanı Buldan, çok sayıda kadın aktivist ve siyasetçinin gözaltına alınmasını kınayarak, “Bu hukuksuzluğa son verilmelidir” dedi.
“Vatandaş iş ve aş istiyor, bunlar Ayasofya’yı gösteriyor. İnsanlar adalet diye haykırıyor, bunlar fetih diyor” diyen Buldan, iktidarın Ayasofya’yı siyasetlerine alet etmekte geri durmadığını belirtti.
Buldan, İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesinin karanlığı dayatmak olduğunu belirterek, “Kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden asla geri adım atmayacaktır” dedi.
HDP Eş Genel Başkanı Pervin Buldan, partisinin Meclis Grup Toplantısında konuştu. Buldan konuşmasına HDP önceki dönem milletvekili ve Kürt siyasetçi Dengir Mir Mehmet Fırat ile katledilen İran Kürdistan Demokrat Partisi Genel Sekreteri Dr. Abdurrahman Qasımlo’yu ölüm yıl dönümleri nedeniyle anarak başladı.
‘Operasyon hukuk dışıdır, zorbalıktır’
Sabah saatlerinde yapılan ev baskınlarında Özgür Kadın Hareketi (TJA) Sözcüsü Ayşe Gökkan ve gazeteci Ayşe Güney’in de aralarında olduğu çok sayıda kadının gözaltına alınmasını kınayan Buldan, operasyonu “Hukuk dışıdır, zorbalıktır, darbedir, kadın düşmanlığıdır” şeklinde değerlendirdi.
‘Arkadaşlarımız derhal serbest bırakılmalı’
Operasyonun amacının kadınların eşitlik ve özgürlük mücadelesini durdurmak, kadın örgütlülüğünü engellemek olduğunu ifade eden Buldan, şöyle konuştu:
“Ne yaparlarsa yapsınlar başaramayacaklar. Sonuç alamayacaklar. Kadınları ve halkımızı asla mücadeleden alıkoyamayacaklar. Bizler, iktidarın kadın düşmanı politikalarına boyun eğmedik, bundan sonra da eğmeyeceğiz. Kadınlar yaşamın her alanında direnmeye, mücadele etmeye devam edecektir. Buradan çağrı yapıyoruz: Gözaltındaki kadın arkadaşlarımız ve tüm parti yöneticilerimiz derhal serbest bırakılmalı ve bu hukuksuzluğa son verilmelidir.”
‘Halkın gündemi işsizlik, yoksulluk’
Halkın gündeminin işsizlik, yoksulluk, geçim derdi olduğuna vurgu yapan Buldan, “Sokaktaki insan aş ve iş istiyor, insanca yaşamak istiyor, yarınlarını güvence altına alan, herkese eşit davranan adil bir yönetim istiyor” dedi. İktidarı ekonomi politikaları üzerinden eleştiren Buldan, AKP’nin iktidarı boyunca 25 milyon yoksul yarattığını söyledi. Buldan, şunları ifade etti:
‘AKP zenginleştikçe halk fakirleşiyor’
“Milyonlarca işsiz yarattılar. İşten, aştan, gelecekten umudunu kesen gençlerin sayısı sadece son bir yılda 1 milyon 300 bine yükseldi. Vatandaşın sırtındaki yük her geçen gün artıyor. AKP zenginleştikçe halk fakirleşiyor. Kurdukları bu bozuk düzende gelir adaletsizliği uçurumu her geçen gün büyüyor. İşçi, emekçi, emekli, esnaf, çiftçi, üretici kan ağlıyor. İflaslar artıyor, her gün yeni kepenkler kapatılıyor. Hatırlayalım; AKP, iktidara gelirken ne demişti? ‘Üç Y’ ile yani ‘yolsuzlukla, yoksullukla ve yasaklarla mücadele edeceğiz’ dediler. Sözlerini tutmadılar. Mücadele etmediler, sadece yediler. Şimdi halk, AKP’nin 3 Y’siyle, yani iktidarın yolsuzluğuyla, yoksulluğuyla ve yasaklarıyla mücadele ediyor.”
‘Ayasofya’yı siyasetlerine alet etmekten geri durmadılar’
“Vatandaş iş ve aş istiyor, bunlar Ayasofya’yı gösteriyor. İnsanlar adalet diye haykırıyor, bunlar fetih diyor” diyen Buldan, iktidarın Ayasofya gibi tarihsel bir mirası ve inançları siyasetlerine alet etmekten bir dakika bile geri durmadığını söyledi. Buldan, “Bu işi siyasi bir şova dönüştürdüler. Ayasofya ibadete açıldı. Peki, halka adaletin, refah ve huzurun kapısını ne zaman açacaksınız? Açım diyen vatandaşa ekmek kapısını ne zaman açacaksınız?” diye sordu.
‘Çoklu baro çoklu AKP yasasıdır’
Meclis’ten geçen “çoklu baro” yasasını hatırlatan Buldan, yasanın savunmayı çöktürmeye dönük olduğunu ifade etti. Buldan, şunları kaydetti:
“Çoklu baro dedikleri yasa aslında çoklu AKP yasasıdır. Bunlarınki AKP’ye biat etmeyen tüm alanları kuşatma, ele geçirme ve AKP’lileştirme çabasıdır. Hukuksuzlukları ve suçları öyle çoğaldı ki bunları savunmak için Burhan Kuzu ve Feyzioğlu yetmiyor. 80 ilde yeni Kuzu ve Feyzioğlu yaratacaklar. Biz bu hukuksuzlukları Demirtaş, Yüksekdağ, Baluken ve tutuklu tüm arkadaşlarımızın davasından biliyoruz. Ne dediyse tersini yapan Erdoğan’ın filmini çekseler Netfliks’e 18 yıllık dizi çıkar.”
‘Aytaç ve Ünsal tahliye edilmeli’
Adil yargılanma talebiyle ölüm orucunda olan ÇHD’li avukatlar Ebru Timtik ve Aytaç Ünsal’ın sağlık durumlarının kritik aşamada olduğuna işaret eden Buldan, avukatların bir an önce tahliye edilmeleri ve adil yargılama taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini ifade etti.
‘İstanbul Sözleşmesi’ni yok saymak karanlığı dayatmaktır’
AKP’nin İstanbul Sözleşmesi’nden imzayı çekeceğine yönelik tartışmalara değinen Buldan, şöyle konuştu:
“Sözleşmeden çekilmeyi tartışıyorlar. İstanbul Sözleşmesini yok saymak çağ dışılıktır. Karanlığı dayatmaktır. Amaçları kadınların kazanımlarını ortadan kaldırmak, eril iktidarlarını kadınlardan korumaktır. Günde en az 3 kadının katledildiği bir ortamda kadınların yaşamını güvence altına alacak adımlar atmak yerine, İstanbul Sözleşmesi gibi kadın kazanımlarını ortadan kaldırmaya çalışmak kadın düşmanlığından başka bir şey değildir. Siz faşizm sözleşmesini dayatabilirsiniz ama kadınlar İstanbul Sözleşmesi’nden ve mücadele sözleşmesinden asla geri adım atmayacaktır.”
‘15 Temmuz sonrası darbe el değiştirdi’
15 Temmuz’un darbe girişiminin yıl dönümü olduğunu hatırlatan Buldan, “Bu darbe girişimi AKP’yle cemaat arasındaki iktidar çatışmasının sonucu olarak ortaya çıkmıştır. AKP-cemaat iktidar kavgası Türkiye’yi bir darbe ortamına sürüklemiştir. 15 Temmuz sonrasında yaşananlar ise darbenin el değiştirmesi, girişimin başka bir darbeye evrilmesidir. Yeni statükonun inşası bu darbe sürecinin aşamalarıdır.” ifadelerini kullandı.
’10 bin siyasetçi tutuklandı’
2009’da cemaat tarafından yürütülen KCK operasyonlarıyla 10 bin siyasetçinin gözaltına alınıp tutuklandığını ifade eden Buldan, şöyle konuştu:
“15 Temmuz sonrası gözaltına alınan, büyük çoğunluğu tutuklanan siyasetçi, belediye eş başkanı, gazeteci, aydın, yazar sayısı 15 binin üzerindedir. Dikkat edilirse HDP milletvekillerinin dokunulmazlıklarının kaldırılması, 15 Temmuz öncesidir. Bunlar demokratik siyasete yönelik darbenin hazırlığını çok daha öncesinden planladılar. Dolayısıyla 15 Temmuz’u değerlendirirken, asıl 16 Temmuz’dan itibaren Türkiye’nin içine sürüklendiği gerçek darbe ortamının görülmesi ve net anlaşılması gerekmektedir.”
‘Belediye Eşbaşkanımız ters kelepçe takılarak darp edilerek gözaltına alındı’
Buldan, Ağrı Diyadin Belediye Eş Başkanı Betül Yaşar’ın evine ve belediye binasına kapısı kırılmak suretiyle baskın yapıldığını ve ters kelepçe takılarak, darp edilerek gözaltına alındığını söyledi. Diyadin Belediyesine hukuksuzca kayyım atandığını ifade eden Buldan, “Bu zorbalıklar; AKP’nin seçimle kazanamadığı yerel yönetimleri siyasi hırsızlıkla ele geçirmesi sürecidir. Bölgede Anayasa ve yasalar tamamen ortadan kaldırılmıştır. Orada özel hukuk uygulanmaktadır” dedi.
‘Kayyım atadıkları 50’ye yakın belediyemizi yolsuzlukların merkezi haline getirdiler’
Kayyım atanan 50’ye yakın belediyelerinin hırsızlıkların ve yolsuzlukların merkezi haline getirildiğini belirten Buldan, “O belediyelerde yolsuzluk çarkı ve düzeni kurdular. Elbette tüm bunların hesabı hukuk ve demokrasi içerisinde mutlaka iktidardan sorulacaktır” ifadelerini kullandı.
Demokratik Mücadele Programı’nın ikinci aşamasını geçen hafta Meclis’te yaptıkları açıklama ile başlattıklarını hatırlatan Buldan, buluşmalarının devam edeceğini belirtti.
Kaynak: MA