Cumartesi Anneleri, adalet arayışının 780’inci haftasında 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle gözaltında kaybedilen kadınlar için bir araya geldi.
Cumartesi Anneleri’nin adalet arayışı 780’inci haftasında devam etti. Galatasaray Meydanı yasak olduğu için bu haftaki eylem de İHD İstanbul Şube binasının olduğu sokakta yapıldı. Yoğun güvenlik önlemi alınan sokakta yapılan eyleme Cumartesi Anneleri kayıplarının fotoğraflarını taşıyarak katıldı. Eyleme HDP Milletvekili Musa Piroğlu, TİHV Genel Başkanı Şebnem Korur Fincancı da destek verdi.
‘Gözaltında kaybedilen kadınları unutma’
Bu hafta 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü nedeniyle gözaltında kaybedilen kadınların akıbeti soruldu. Bu haftaki açıklamayı İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyon adına İHD İstanbul Şube Başkanı Gülseren Yoleri okudu. 780’inci buluşmalarını 8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar öncesi gerçekleştirdiklerini hatırlatan Yoleri, gözaltında kaybedilen kadınları “unutma” demek için buluştuklarını söyledi.
‘Ayrımcılığa karşı yüksek sesle itiraz ediyor’
Bir kez daha gözaltında kaybedilen kadınları andıklarını belirten Yoleri, “Kayıplar için dünyanın her yerinde mücadele eden kadınları selamlıyoruz.” dedi. Yoleri, 8 Mart’ta kadınların baskıya ve eşitsizliğe karşı yükselttikleri sese kendilerinin de inkara, cezasızlığa ve adetsizliğe karşı yükselttiği sesle katıldıklarını söyledi.
Yoleri, “Erkek egemen sistemin beslediği cinsiyet imtiyazlarına, ayrımcılığa, adaletsizliğe, cezasızlığa, kısacası tüm ezme biçimlerine karşı yüksek sesle itiraz ediyoruz.” dedi.
‘Hakikat mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz’
Yoleri, kamuoyunda sahip oldukları kimlik nedeniyle gözaltında kaybedilen kadınların tek tek isimlerini okuyarak, “unutmayacağız” dedi. Yoleri, açıklamasını şöyle tamamladı:
“Gözaltında kaybedilen kadınların akıbetlerinin açıklanması ve faillerinden yargı önünde hesap sorulması talebimiz karşılanıncaya kadar, 81 haftadır hukuka aykırı bir biçimde bize kapatılan Galatasaray üzerindeki abluka kalkıncaya kadar hakikat ve adalet mücadelemizden vazgeçmeyeceğiz.”
Yoleri’nin açıklamasının ardından gözaltında kaybedilen gazeteci Ferhat Tepe’nin annesi Zübeyde Tepe konuştu. Tepe, Cumartesi Anneleri olarak, çocuklarını kaybetmiş ve çocuklarının mezarlarını bulmadan hayatını kaybeden anneler için mücadelelerine devam edeceklerini söyledi.
‘İnsan hakları mücadelesinin öncüsü kadınlardır’
TİHV Genel Başkanı Prof. Dr. Şebnem Korur Fincancı insan hakları mücadelesinde hep en önde koşanların kadınlar olduğunu söyledi. Fincancı, sadece Türkiye’de değil bütün dünyada insan hakları mücadelesinin öncülerinin kadınlar olduğuna işaret etti. Fincancı, “Bu mücadelede İHD’nin kuruluşundan Cumartesi Anneleri’ne kadınlar mücadele ile hesap sorma ve suç işleyen failin hesap verebilmesi için yol açmaya çalışmışlardır.” dedi.
Yoleri, gözaltında kaybedilen kadınların kaybedilme tarihleri ve olaylarını şu şekilde paylaştı:
• 1991’da Cizre’de gözaltına alındıktan sonra 18 yıl sonra yol yapını çalışması sırasında kemikleri bulunan Makbule Ökdem.
• Ayten Öztürk, 27 Temmuz 1992’de Dersim’de gözaltına alındı. 8 gün sonra işkencede tanınmaz haldeki bedeni Elazığ Karşıyaka Kartepe’de gömülü bulundu.
• 14 Ağustos 1992’de Mardin/Derik’te iki kişi ile birlikte gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Rıdda Yavuz.
• Şefika Dal, Eylül 1993’de Hizbullah tarafından Nusaybin ilçesinin Selahaddin Eyyubi Mahallesi’nde başına çuval geçirilerek kaçırıldı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
• Hamide Şarlı, 24 Aralık 1993’de Bitlis Tatvan Vanik köyündeki evlerinden kardeşi Ramazan ile birlikte askerler tarafından gözaltına alındı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
• Hatun Işık, Yeter Işık, Elif Işık, Gülizar Serin ve onun 3 yaşındaki kızı Dilek Serin’den 24 Eylül 1994’de Dersim Mirik’te köye yapılan askeri operasyon sonrası bir daha haber alınamadı.
• Lütfiye Kaçar, 05 Ekim 1994’de İstanbul’da gözaltına alındı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
• Gülnaz Katu ve Kadriye Katu, 17 Ekim 1994’te Muş’un Hasköy ilçesine bağlı Ortaç köyünde hayvanlarını sağmak için gittikleri yaylada askeri bir operasyonun ortasında kaldı. Ve kendilerinden bir daha haber alınamadı.
• Ayşenur Şimşek, 24 Ocak 1995’te Ankara’da gözaltına alındı. İşkence görmüş bedeni 76 gün sonra Kırıkkale Kimsesizler Mezarlığı’nda kimliği meçhul kişi olarak gömülü bulundu.
• 1 Mayıs 1995 tarihinde Diyarbakır/Bismil’de gözaltına alındıktan sonra kendisinden bir daha haber alınamayan Hatice Şimşek.
• Şükran Taş, 07 Eylül 1996’da Diyarbakır’ın Bağlar ilçesinde bulunan bir eve Diyarbakır Emniyet Müdürlüğü’ne bağlı sivil polisler tarafından yapılan baskında gözaltına alındı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
• Fahriye Mordeniz, 28 Kasım 1996’da Diyarbakır’da eşi Mahmut ile birlikte gözaltına alındı. 2 yıl sonra Cizre Asri Mezarlığı’na kimliği meçhul kişi olarak gömüldüğü anlaşıldı. Ancak mezarına hala ulaşılamadı.
• Zozan Eren, 26 Eylül 1997’de Kulp-Diyarbakır yolunda otomobilleri durdurularak eşi Orhan ile birlikte beyaz bir Toros ile kaçırıldı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
• Neslihan Uslu, 31 Mart 1998’de İzmir Çeşme Alaçatı’da 3 arkadaşı ile birlikte gözaltına alındı. Kendisinden bir daha haber alınamadı.
• Konca Kuriş, 16 Temmuz 1998 gecesi derin devlet bağlantılı Hizbullah tarafından Mersin’de kaçırıldı. 21 Ocak 2000 tarihinde işkence edildikten sonra Konya Meran’daki bir villanın bodrumunda cansız bedenine ulaşıldı.