Cumartesi Anneleri, istinafa taşınan Abdülmecit Baskın davasında ‘adalet’ istedi

Cumartesi Anneleri, eylemlerinin 810’uncu haftasında, gözaltına alındıktan sonra cansız bedeni bulunan Abdülmecit Baskın’ın istinafa taşınan davasında sanıkların insanlığa karşı suç kapsamında cezalandırılmasını istedi.

Fotoğraf: PİRHA

Cumartesi Anneleri’nin adalet arayışı 810’uncu haftasında. Her hafta Cumartesi günü saat 12.00’de Galatarasay Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şubesi önünde bir araya gelen Cumartesi Anneleri, salgın nedeniyle kayıplarının akıbetlerini sosyal medya üzerinden canlı yayınla soruyor.

Cumartesi Anneleri, bu hafta Ankara’da Altındağ Nüfus Müdürü iken 2 Ekim 1993 tarihinde özel harekat polisleri tarafından iş yerinden çıktıktan sonra gözaltına alınan, 4 Kasım 1993 tarihinde cansız bedenine ulaşılan Abdülmecit Baskın’ın faillerinin yargılanması istendi.

Eren Baskın: Eşit bir dünya bırakmak bizlerin borcu olsun

Eren Baskın, babası Abdülmecit Baskın öldürüldüğünde 4 yaşında olduğunu belirterek, hak arama mücadelesinin çok erken yaşlarda başladığına vurgu yaptı. Baskın, şöyle konuştu:

“Ölüm, öldürme, Mehmet Ağar, Tansu Çiller gibi olgularla da çok erken yaşta tanıştım. Bunun benim ve benim gibi çocuklar üzerinde bıraktığı etkiyi tahmin bile edemezsiniz. Babamın dosyası yıllarca tozlu raflarda bekletildi. 20 yılık zaman aşımının bitmesine 4 gün kala dava açıldı. Bu tüm gerçekliklere rağmen tanık sandalyesinde bulunan Mehmet Ağar ve avenelerine ödül gibi beraat kararları verildi. Ama tarihe de not geçmek isterim. Her ne kadar aradan 27 yıl geçse de bu hukuk tanımaz zihniyetle savaşım çok daha güçlü olacaktır. Başka bir çocuğun annesiz, babasız büyümemesi için adil ve eşit bir dünya bırakmak bizlerin borcu olsun.”

Melek Baskın: Failleri vicdanımızda mahkum ettik hukuk önünde de mahkum olmalarını istiyoruz

Melek Baskın da babası Abdülmecit Baskın’ın 27 yıldır faillerin yakalanması ve yargılanması için çaba gösterdiklerini ancak bütün çabalarına rağmen faillerin dışarıda dolaşmaya devam ettiğine dikkati çekti. Melek Baskın, şunları ifade etti:

“Etrafımızda çözümsüzlük duvarı örenler bilsinler ki biz asla faillerin bulunup yargılanma talebinden vazgeçmeyeceğiz. İsteğimiz faillerin hakkaniyete göre yargılanmaları. Biz evlatlar, katilleri ve katilleri koruyanları vicdanımızda mahkum ettik. Artık hukuk önünde de mahkum olmalarını istiyoruz. Hiç kimse unutmasın ki kayıplarımızı aramaktan vazgeçmeyeceğiz.”

Avukat Ekinci: Soruşturma 4 yıl sürdü

Baskın ailesinin avukatı Sertaç Ekinci, hukuki sürecin 2011 yılında Ayhan Çarkın’ın medyaya verdiği itiraflar neticesinde başladığını hatırlatarak, “Bu itiraflar önemliydi zira Ayhan Çarkın katledilen kişilerin yerlerini doğru biliyordu ve kullanılan silahları doğru tarif ediyordu.” dedi. İtiraflar neticesinde açılan soruşturmanın 4 yıl sürdüğünü ve davanın da bu 4 yılın sonunda açıldığını belirten Ekinci, davanın 4 savcısının değiştiğini, bu süreçte 20’ye yakın hakimle muhatap olduklarını söyledi.

‘Tüm sanıklar beraat etti’

Ekinci, şunları ifade etti: “Davadaki çok ciddi deliller hakimler tarafından ciddiye alınmadı. Davanın üçüncü duruşmasından itibaren tüm sanıklar hakkında duruşmalarda vareste tutulma kararı verildi. Çok ciddi delillere rağmen tüm sanıklar hakkında 2020 yılı başında beraat kararı verildi. Bizler bunu İstinaf’a götürdük. Verilecek karara göre davayı bir üst mahkemeye taşıyacağız. Bu dava devletin direkt içerisinde bulunduğu önemli davalardan birisidir.”

‘Sanıklar insanlığa karşı suç kapsamında cezalandırılmalı’

Bu haftaki açıklamayı Cumartesi Anneleri adına Leyla Yıldırım okudu. Gözaltında kaybetme suçlarının devletin sağladığı yetkiler ve olanaklar kullanılarak işlendiğine vurgu yapan Yıldırım, “Dolayısıyla gözaltında kaybetmelerden sadece bizzat suçu işleyenler değil, devlet de sorumludur. Bu nedenle kaybetme davalarında adaletin ve gerçek bir yüzleşmenin sağlanması ancak kendini yargılayacak bir devlet iradesi ile mümkün olabilir.” diye konuştu.

Abdülmecit Baskın’ın kimlerin talimatı ile gözaltına alındığı ve kimler tarafından sorgulandıktan sonra infaz edildiğinin kuşkuya yer bırakmayacak biçimde açık olduğuna işaret eden Yıldırım, şunları ifade etti:

“Hukukun gereği olarak sanıklar insanlığa karşı suç kapsamında cezalandırılmalıdır. Aileler tarafından istinafa taşınan bu davada üst mahkemeyi yapacağı istinaf incelemesi neticesinde evrensel hukuka ve adalete uygun yeni bir karar tesis edilmesi için göreve çağırıyoruz. Kaç yıl geçerse geçsin Abdülmecit Baskın ve tüm kayıplarımız için adalet istemekten vazgeçmeyeceğiz.” 

MA – İSTANBUL