Cumartesi Anneleri, adalet arayışının 777’inci haftasında işkence edilerek katledilmiş halde bulunan Rıdvan Karakoç’un faillerinin yargılanmasını istedi.
Cumartesi Anneleri’nin adalet arayışı 777’nci haftasında devam etti. Bu haftaki eylem de Galatasaray Meydanı yasak olduğu için İHD İstanbul Şube binasının olduğu sokakta yapıldı. Yoğun güvenlik önlemi alınan sokakta yapılan eyleme Cumartesi Anneleri üzerinde kayıplarının fotoğraflarının basılı olduğu tişörtleri giyerek ve kayıplarının fotoğraflarını taşıyarak katıldı.
Eyleme HDP Eş Genel Başkanları Pervin Buldan ve Sezai Temelli, HDK Eş Sözcüleri İdil Uğurlu ve Sedat Şenoğlu, İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin, HDP İstanbul İl Eşbaşkanı Elif Bulut, CHP İstanbul İl Başkanı Candan Kaftancıoğlu destek verdi. Bu haftaki eylemde Rıdvan Karakoç’un faillerinin yargılanması talep edildi.
Eylemde İHD İstanbul Şubesi Gözaltında Kayıplara Karşı Komisyonu adına Besna Tosun, Rıdvan Karakoç’un kaybedilme hikayesini anlattı. Tosun, 34 yaşındaki Rıdvan Karakoç’un İstanbul’da yaşadığını, Kürt siyasi partileri ile sanat ve kültür kurumlarında çalışmalar yürüttüğünü söyledi.
‘Aile Rıdvan Karakoç’u öldürmekle tehdit edildi’
Karakoç’un, 1994 yılında gözaltında bir kişinin verdiği ifade doğrultusunda hakkında yakalama kararı çıkartıldığını belirten Tosun, şunları kaydetti: “Bunun üzerine Karakoç ailesinin evi polis tarafından ablukaya alındı. Defalarca polis baskın düzenledi. Baskın esnasında polisler aileyi, ‘Rıdvan’ı getirin getirmezseniz gördüğümüz yerde öldürürüz’ diyerek tehdit etti. Eve giremeyen Rıdvan avukatı ve ailesiyle düzenli haberleşir. Gözaltına alınması halinde kullanılmak üzere avukatı Eren Keskin’e maille vekalet gönderir.”
’15 Şubat 1995’ten sonra haber alınamadı’
Ailenin ve avukatının 15 Şubat 1995 tarihine kadar Karakoç ile görüşmelerinin devam ettiğini belirten Tosun, bu tarihten sonra Karakoç ile bağlantının kesildiğini, evdeki polis ablukasının kalktığını ve eve polis baskınlarının son bulduğunu söyledi.
‘Gözaltına alındığı inkar edildi’
Karakoç ailesinin tüm mercilere başvuru yaptığını ancak sonuç alamadığını belirten Tosun, “Gözaltına alındığı inkar edilen Rıdvan Karakoç için aileye ‘devletin tüm kurumları bize yok cevabı verdi. 110 günlük ısrarlı arayışın ardından Karakoç’un ağır işkence izleri taşıyan bedenine kimsesizler Altınşehir Kimsesizler Mezarlığı’nda ulaşıldı.” dedi.
‘Gizlice kimliği meçhul kişi olarak gömüldü’
Tosun, Karakoç ailesinin her yerde aradığı Rıdvan Karakoç’un cansız bedeninin savcılık dair tüm resmi kurumlardan geçerek günlerce Adli Tıp Kurumu’nda bekletildiğini ve gizlice “kimliği meçhul” kişi olarak gömüldüğünü anlattı. Tosun, Rıdvan Karakoç’u gözaltına alanların ve sorgulayanların tespit edilmesi mümkünken hukukun işletilmediğini ve faillerin korunduğunu belirtti.
‘Adalet talebinde ısrar etmeye devam edeceğiz’
Beykoz Cumhuriyet Savcılığı’nın takip ettiği dosyada rutin yazışmalar dışında anlamlı gelişme olmadığını söyleyen Tosun, şöyle konuştu: “Adaleti tesis etmeyen bir yargı gerçek anlamda yargılama faaliyetini yerine getirmiyor demektir. Savcılık makamı, adalet makamını 25 yıldır sürüncemede bırakılan Rıdvan Karakoç dosyasındaki maddi gerçeği açığa çıkartacak, sorumluların cezalandırılmasını sağlayacak etkinlikte bir davaya dönüştürülmesi için göreve çağırıyoruz.” Tosun, hakikat ve adalet talebinde ısrar etmeye devam edeceklerini söyledi.
‘Abimin dosyası 25 yıldır tozlu raflarda tutuluyor’
Tosun’nun açıklamasının ardından Rıdvan Karakoç’un abisi Hasan Karakoç konuştu.
Abisine ulaşamayınca kendisinin gözaltına alınarak 15 gün boyunca işkence gördüğünü anlatan Hasan Karakoç, “Abime düşman gözüyle bakıldı, kardeşime, bize düşman muamelesi yapıldı.” dedi.
25 yıldır kendilerine yapılan haksızlığı, zulmü dile getirmeye çalıştıklarını söyleyen Hasan Karakoç, şöyle konuştu: “O gün de bugün de başka anneler ağlamasın, başka acılar yaşanmasın, başka evlatlar babasız annesiz kalmasın diye bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Kayıplarımız için mücadeleyi sürdürüyoruz, kayıpların akibeti ortaya çıkarılsın diye bu mücadeleyi sürdürüyoruz. Çeyrek yüzyıldır bu onurlu haysiyetli insanlık mücadelesini veriyoruz. Ama bütün feryatlarımıza haykırmalarımıza, ortaya sunduğumuz delillerimize rağmen devletin etkili yetkili makamları bir adım atmıyor. Abimin dosyası 25 yıldır Beykoz savcılığının tozlu raflarında tutuluyor.”
‘Bu mücadeleyi asla bırakmayacağız’
Bu mücadeleyi asla bırakmayacaklarını belirten Hasan Karakoç, “25 yıldır kayıp ailelerinin sesi vicdanı olmaya çalıştık. Bin yıl da geçse vazgeçmeyeceğiz. Yargılanmaktan kurtulamayacaksınız. Ne zamanki kayıpların akıbetini ortaya çıkardınız, sorumlular katiller ortaya çıktı, ne zaman ki sanık sandalyesine oturdunuz, ne zaman ki bu halktan özür dilediniz o zaman belki sizi affedeceğiz.” dedi.
Keskin: Kaybetme politikası bir kez daha dönüyor
İHD Eş Genel Başkanı Eren Keskin de, Rıdvan Karakoç olayı ile ilgili tanık olduklarını paylaştı. 1915 yılından bu yana devletin kaybetme politikası sürdürdüğünü belirten Keskin, şöyle konuştu: “Devlet aklı maalesef bu coğrafyada hiç değişmiyor. 90’larda kaybedilmekten, öldürülmekten korkardık şimdi ise tutuklanmaktan korkuyoruz. Ama öyle görünüyor ki, bu kaybetme politikası bir kez daha geri dönüyor. Çünkü o dönemin kirli savaş aktörleri bugün iktidarın yanında. Katillerin hepsi aramızda dolaşıyor.”
Hasan Ocak’ın abisi Hüseyin Ocak da, kayıpların faillerin yargılanması çağrısında bulundu. Gözaltında kaybedilen Murat Yıldız’ın annesi Hanife Yıldız’ın gönderdiği mektup okundu.