Eski HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş, eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Kocaman’a yönelik sözleri nedeniyle “hakaret” “tehdit” iddialarıyla yargılandığı davayı “kumpas” olarak değerlendirdi.
Yaptığı savunmalardan birinin bu davanın iddianamesinde yazılı olan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığı savunma olduğuna işaret eden Demirtaş, “Bu savunmayı aklı başındaki hiçbir hukukçu suç olarak bana yöneltemez.” dedi.
Demirtaş, mahkemeye bu davada yapılması gereken tek şeyin beraat kararı olduğunu söyledi.
Eski HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş hakkında, eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’a “hakaret” ve “terörle mücadelede görev almış kişileri tehdit” iddiasıyla açılanan davanın karar duruşması başladı.
Ankara 25’inci Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmaya Demirtaş tutuklu bulunduğu Edirne F Tipi Kapalı Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) ile katıldı. Duruşmayı avukatlarının yanı sıra HDP milletvekilleri Kemal Peköz ve Hüseyin Kaçmaz da takip etti.
İddia makamı 8 yıl hapis talebini yineledi
Kimlik tespitinin ardından başlayan duruşmada, iddia makamının mütalaası soruldu. İddia makamı bir önceki duruşma verdiği mütalaayı tekrarlayarak, Demirtaş’ın “tehdit” ve “terörle mücadelede görev alan kamu görevlilerini hedef göstermek” suçlarından 8 yıla kadar hapisle cezalandırılmasını istedi.
‘Yargı iktidarın amacına hizmet eden kararlar alıyor’
Mütalaaya dair söz alan Demirtaş, açılan davayı “kumpas” olarak değerlendirdi. Demirtaş, “Şu anda Türkiye’de otoriter tek adam rejimi var. Bir demokratik rejim yok. Recep Tayyip Erdoğan’ın tüm yetkileri kendisine aldığı bir otoriter rejim söz konusu. Halk desteğini her gün kaybediyor. Yeni bir politik vizyon oluşturamadığı için de muhalefeti baskı altına alarak, iktidarını baki kılmayı amaçlıyor. Bize yönelik baskının esas nedenlerinden biri de budur. Yargı da bu konuda kurumsal olarak iktidarın amacına hizmet eden kararlar alıyor.” ifadelerini kullandı.
‘Bu savunmayı hiçbir hukukçu suç olarak bana yöneltemez’
Bazı yargı mensuplarının süreci büyük bir istekle yürüttüğünü dile getiren Demirtaş, şunları ifade etti:
“Bunların hesabı yine yargı önünde mutlaka sorulacak. AKP-MHP’ye laf söyletmeyen, savunmama müdahale eden yargıçlara tanıklık ettim, gördüm. Mevcut iktidarlar ideolojik ve iktidarla ilgili organik bir bağı olmamakla birlikte, iş kaygısı olduğu için bu adaletsizliğe dahil olan yargıçlar var. Bir diğeri de her şeye rağmen hukuku korumaya çalışan bir grup yargı mensubu var. Yaptığım savunmalardan biri bugün huzurunuzdaki iddianamede yazılı olan Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’nde yaptığım savunmadır. Bu savunmayı aklı başındaki hiçbir hukukçu suç olarak bana yöneltemez.”
‘Sadece 22. ACM’deki iddianame 3 bin 500 sayfa sıfır delil’
İddianamelerin sayfa sayısı itibariyle kapsamlı olduğuna işaret eden Demirtaş, şöyle devam etti: “Sadece 22. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki iddianame 3 bin 500 sayfadan oluşuyor. Ama orada benle Figen Yüksekdağ sıfır delille tutuklandık. Hakkımızdaki gizli tanık ifadeleri de biz tutuklandıktan aylar sonra alınıp dosyaya konulmuş. Yargılanmamıza neden olan iddianamelerdeki delilleri bile koymamışlar, sıfır delil. Bu Ankara Cumhuriyet Başsavcılığı’nın görevlendirdiği savcı tarafından yapılmış. Ama bu savcı aynı zamanda benim duruşma savcımdı. Duruşmada savunmamı dinliyor, duruşmadan çıkıp kendi odasına gidip yaptığım savunmalara göre başlattığı diğer soruşturmaya yön veriyormuş meğer. AİHM 2. Dairesi benimle ilgili, ‘serbest bırakılma’ kararı verildiğinde, Erdoğan ‘karşı hamlemizi yapar işi bitiririz’ diyor. Ve aynı akşam Yüksel Kocaman da bu açıklamayı sosyal medyasında paylaşıyor.”
Kocaman’ın AKP yöneticileriyle fotoğraflarını gösterdi
Eski Ankara Cumhuriyet Başsavcısı Yüksel Kocaman’ın “karşı hamleyi yapar işi bitiririz” diyen Erdoğan ile görüşmesini hatırlatan Demirtaş, “Yargı mensubu neden görüştüğünü açıklamak zorunda. Ben ‘bunun hesabı yargı önünde sorulacak’ deyince neden suç oluyor? Aynı savcı AKP Zonguldak seçim çalışmalarına da katılmış. Bu savcı benimle ilgili soruşturma yürütüyorsa, aynı zamanda bunu dile getirmenin neresi açık hedef gösterme olabilir?” diye konuştu.
Demirtaş, ardından Kocaman’ın AKP yöneticileriyle çıkan fotoğraflarını SEGBİS ekranından göstererek, “Bu başsavcı zaten evlendiği zaman eşi kendi hesabından bulundukları otelin ismiyle birlikte fotoğraf yayınlamış. Yani şimdi ben mi ifşa etmiş oluyorum savcıyı, zaten biliniyor. Kocaman aynı zamanda helikopterle tatile gittiğinde yine ismiyle fotoğraf paylaştı. Kocaman, evlendikten hemen sonra Erdoğan ailesiyle fotoğraf çekti.” diye belirti.
‘Kocaman AHİM’in tahliye kararını verdiği gün Erdoğan’la görüştü’
Kocaman’ın AİHM Büyük Dairesi’nin “tahliye” kararını verdiği gün Erdoğan’la görüştüğünü aktaran Demirtaş, şunları ifade etti:
“Yargı organının başı neden bir partinin genel başkanını görmeye gider, fotoğraf çeker, neden saraya gider? Güçlü bir siyasi rant devşirmeye, arkasında kimlerin olduğunu herkese hatırlatmak istiyor. Bunları kendileri yayınlıyor, gazeteciler ortaya çıkarmadı. Başsavcının baldızı avukat olmamasına rağmen avukat sıfatı kullanarak bir sürü iş yapıyor. Bir gazeteci bunu ortaya çıkarınca, hemen hesabını kapatıyor. Sonra ortaya çıkıyor ki kendisi avukat değil. Eniştesi başsavcının nüfuzunu kullanarak bazı olaylara avukat olarak katılmış. Bu kadının aynı zamanda AKP Çaycuma yöneticisi olduğu ortaya çıkıyor. Bunların hepsi belgeli ortada. Bununla ilgili soruşturma açılmıyor ve hemen üstü kapatılıyor. Ben de bu belge ve bilgilerin hepsini Ankara 19. Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki davada tek tek ortaya koydum.”
‘Ben ölsem çocuklarım hesabımı soracak’
Devlet içindeki pisliklerin patlayarak ortaya saçıldığını ifade eden Demirtaş, “Öyle görünüyor ki hukuk önüne çıkmaları da yaklaşıyor. O zaman biz Yüksel Kocaman’dan hesap soracağız. Böyle iktidara böyle başsavcı.” dedi.
“Hukuk katliamı” olarak değerlendirdiği davada beraat kararı verilmesi gerektiğini söyleyen Demirtaş, “Ben sözlerimi bir ağır ceza mahkemesi duruşma salonunda ifade etmişim. Sosyal medya hesaplarında yayınlanmamış. Nerede haber olmuş, nasıl olmuş, bunlar beni ilgilendiren hususlar değil. Hukuk, parlamento önünde bu kumpasların hesabı sorulacak. Ben vazgeçsem, avukatlarım susmayacak; ben ölsem, çocuklarım hesabımı soracak. Mahkemeniz de her şeye rağmen cesur davranacaksa, bu davada yapılması gereken tek şey, beraat kararı vermektir, ben de bunu talep ediyorum.” dedi.
Duruşma avukatların savunmalarıyla devam ediyor.