Sel nedeniyle Bursa’da 5 kişinin yaşamını yitirmesi üzerine açıklama yapan Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Baran Bozoğlu, yaşanan sellerin doğal afet olmadığını, çarpık kentleşme ve yetersiz altyapının sellere neden olduğunu söyledi.
Dr. Bozoğlu Meteoroloji verilerine dayanarak Bursa’da son 24 saatte en fazla 20 mm yağış düştüğüne işaret etti ve yağan yağmurun emilemediğini dikkat çekti.
Başta Bursa olmak üzere çeşitli kentlerde meydana gelen sellere ilişkin olarak Çevre Mühendisleri Odası Başkanı Dr. Baran Bozoğlu açıklama yaptı.
Dr. Bozoğlu, Hükümetlerarası İklim Değişikliği Panelinin (IPCC) güncel iklim öngörülerine göre, Türkiye’nin de içinde yer aldığı Doğu Akdeniz Havzası’nın, iklim değişikliğine karşı en duyarlı alanlar arasında bulunduğuna dikkat çekti. “İklim Değişikliğinin 2 temel göstergesi Sıcaklık ve Yağıştır” diyen Dr. Bozoğlu, “Artması öngörülen sıcaklıkların yanı sıra, yağışlarda da düzensizliklerin yaşanması beklenmektedir” dedi.
Türkiye yıllık ortalama sıcaklıklarının 2000’li yıllardan itibaren ortalamaların üzerinde gerçekleştiğine işaret eden Dr. Bozoğlu, en sıcak yılların son 10 yıl içinde gerçekleştiğini söyledi. Dr. Bozoğlu şöyle devam etti:
Doğa kaynaklı afetler 3’te birden fazla oluştu
“Yağışlarda yaşanacak düzensizlikler, kısa sürede yüksek miktarda yağış bırakan şiddetli hava olaylarının sıklıklarında artışlar şeklinde kendini göstermektedir. Meteoroloji Genel Müdürlüğü tarafından yıllık olarak hazırlanan meteorolojik karakterli ve doğa kaynaklı afetler raporlarına göre 2000’li yıllardan itibaren afet sayılarında önemli artışlar yaşandığı belirtilmektedir. 2018 yılı verilerine göre Şiddetli Yağış ve Seller, meteorolojik karakterli ve doğa kaynaklı afetlerin 3’te 1’inden fazlasını oluşturmaktadır.”
Bursa’nın Kestel ilçesinde şiddetli yağış sonucu yaşanan meydana gelen selden 5 yurttaşın hayatını kaybettiği, 1 yurttaşın da kayıp olduğunu üzüntüyle öğrendiklerini belirten Dr. Bozoğlu, şöyle devam etti:
Bursa’da en fazla 20 mm yağış oldu
“Ölçümlere göre, son 24 saatte Bursa Kestel’de sadece 14,4 mm yağış düşmüştür. Bursa ilinde ölçülen en yüksek yağışlar ise; Yenişehir ve Gürsu’da 20 mm civarında gerçekleşmiştir.
Şehir sellerinin gerçek nedeni, yere düşen yağış miktarından ziyade, düşen yağışın büyük bir bölümünün toprağa süzülememesi sonucunda yüzey akışına geçmesidir. Özellikle yapılaşmanın, asfalt ve beton zeminlerin çok yoğun olduğu yerleşimlerde; düştüğü noktada 3-5 cm yüksekliğe sahip olan yağışlar, asfalt ve beton zemin üzerinde yüzey akışına geçerek daha alçak noktalara veya altgeçitlere ulaştığında metrelerce yüksekliğe erişerek sel ve taşkınlara neden olmaktadır.”
Kentlerdeki sel çarpık kentleşme ürünüdür…
Yaşanan son afetin, kentlerin iklim krizine karşı daha dirençli hale getirilmesi gerektiğini gösterdiğini vurgulayan Dr. Bozoğlu, “İklim değişikliği uyum çalışmaları yapılarak yaşanan sellerin etkisi azaltılabilir, can ve mal kayıpları en az seviyeye indirilebilir” dedi.
Dr. Baran Bozoğlu “Ancak, özellikle son yıllarda yerleşim birimlerinde yaşanan sel felaketlerinin temel nedenleri, iklim değişikliğinden ziyade plansız ve çarpık kentleşme, yetersiz altyapı ile merkezi ve yerel yönetimlerin kentleri rant politikalarına teslim etmesidir” diye konuştu.
Dr. Bozoğlu, kentlerdeki park ve yeşil alanların yok edilerek, beton ve asfalt yoğunluğu arttırıldıkça sel ve taşkınların olmasının kaçınılmaz olduğuna dikkat çekti ve şunları dile getirdi:
Çözüm önerileri…
“➢Çarpık kentleşme sonucu, dere taşkın alanları ve dere yatakları yapılaşmaya açılmıştır. Dere yatakları acilen rehabilite edilmeli, üzerindeki yapılar kaldırılmalı ve tekrar yapılaşmaya açılmaması için Anayasal korumaya alınması gerekmektedir.
➢ Kentsel alanların büyük bölümü asfalt ve betonla kaplandığı için, düşen yağış toprak tarafından emilememekte ve doğrudan akışa geçmektedir. Beton ve asfalt ekonomisi terk edilerek, insan ve çevre merkezli yerleşim politikaları hayata geçirilmelidir.
➢ Hızlı nüfus artışından dolayı kentlerimizin altyapısı yetersiz kalmaktadır. Özellikle büyük kentlerimizde bulunan birleşik kanalizasyon sistemleri aşırı yağışlarda yetersiz kalmaktadır. Büyükşehirler başta olmak üzere, tüm yerleşim birimlerinde ayrık sistem kanalizasyon altyapısı oluşturulması için yerel yönetimlere yeterli kaynak ayrılmalıdır.
Kentlerimizdeki park ve yeşil alanlar yok edilerek, beton ve asfalt yoğunluğu arttırıldıkça sel ve taşkınların olması kaçınılmazdır.