Edebiyatçı, yazar Cem Savran, yazarın kuramsal bir şeyden söz edemiyorsa acemilik içinde olduğunu öne sürüyor. Savran, şiir ninniden, öykü masaldan, roman destandan türediğini belirtiyor.
Cem Savran, Yeni1mecra’dan Celal İnal’a öz yaşam öyküsünden yayıncı ve edebiyat serüvenini anlatıyor.
Bereketli Çukurova’da içinde acıların da olduğu büyülü bir çocukluk yaşadığını ifade eden Cem Savran, halka karşı sorumluluk duygusuyla hareket ettiğini söylüyor.
Başarı ile Diyarbakır Anadolu Lisesi’ne girdiğini ancak siyasi gerekçelerle atıldığını anlatan Cem Savran, “Sonra Ankara’ya geldim. Çevremdekilere yazar olmaya karar verdiğimi söyledim. Çünkü duygularımı, düşüncelerimi ifade etmek istiyordum. Bilinçli bir süreç gibi gözüküyor ama çocuksu bir süreçti aslında” diyor.
Silgi, Promete dergi serüvenini anlatan Cem Savran, “Yazar, şair kuramsal bir şeyden söz edemiyorsa henüz deneyselliğin ve acemiliğin içindedir demektir” diyor.
Cem Savran, “Bizim yaptığımız tıpkı Yeni1mecra’nın yaptığı gibi şovalyelikti belki. Çünkü biz göbekten sermayeye bağlık değil tam tersi çabalarımızı, ortak emeklerimizi koyarak bir şeyler yapmaya çalıştık” şeklinde konuşuyor.
Savran, 1970’li 1980’li yıllarda edebi metinlerin politik yönden değerlendirilme hatasına girildiğini anlatıyor. Savran, “Şiirin ninniden kaynaklandığını, öykünün masaldan geldiğini, romanın da destandan türediğini” söylüyor.
Detaylar video söyleşide…
