Eğitim Sen’in “Pandemi Koşullarında Eğitim” araştırmasına göre katılımcıların yüzde 96,4 pandemi sürerken eğitim öğretimin başlatılması halinde, kendisi ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünüyor.
Kovid-19 salgını dünya çapında hızla yayılmaya devam ederken sağlık, eğitim ve çalışma yaşamı başta olmak üzere toplumsal yaşamın bütün alanlarını olumsuz etkilemeye devam ediyor. 150’den fazla ülkede okul öncesinden yükseköğretime kadar tüm kademelerde eğitim kurumları hızla kapatılarak eğitim ve öğretime ara verildi.
Bu yıl bir milyarın üzerinde öğrenci, geleneksel yüz yüze eğitim ortamlarından uzaklaştı. Türkiye’de ise eğitim öğretime ara verilmesinden 18 milyondan fazla öğrenci, 1 milyonu aşan öğretmen ve eğitim emekçisi etkilendi.
Eğitim Sen 2 bin 239 kişinin katılımıyla “Pandemi Koşullarında Eğitim” başlıklı bir araştırma yaptı.
Eğitime devam edilirse sağlık tehdit altında olacak
Araştırmanın en dikkat çekici sonucu, katılımcıların yüzde 96,4’ü, Kovid-19 salgını sürerken eğitim öğretimin başlatılması halinde, hem kendi sağlığının ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünüyor.
Araştırmaya katılan eğitim emekçileri, kalabalık sınıf sorunu, okullardaki fiziki altyapı ve donanım eksiklikleri sürerken fiziki mesafe ve diğer tedbirlerin hayata geçirilmesinin mümkün olmadığını düşünüyor. Ankete katılan eğitimcilerin tamamına yakını pandemi döneminde eğitime ayrılan bütçenin ve okulların ihtiyacı olan ödeneklerin arttırılması gerektiğini ifade etti.
Okulların açılmasında ısrar salgının yayılmasını artırır
Eğitim Sen pek çok ülkenin nüfusundan fazla öğrenciye sahip olan Türkiye’de koronavirüs salgını gibi yüzyılın en ciddi tehdidi sürerken okulların açılmasında ısrar etmek, salgının öğrenciler, eğitim emekçileri ve aileleri arasında yayılması riskini kaçınılmaz olarak artıracağını bildirdi.
MEB, sendikalar, Sağlık Bakanlığı ve TTB ile koordineli olmalı
Eğitim Sen, MEB’in, eğitim iş kolunda örgütlü sendikalarla acilen bir araya gelmesini ve süreci Sağlık Bakanlığı, sendikalar ve Türk Tabipleri Birliği (TTB) gibi meslek örgütleri ile koordineli bir şekilde hareket ederek yönetmesi gerektiğini kaydetti. İşte Eğitim Sen’in araştırmasının sonuçları…
Öğrencilerin yüzde 85’i okula servisle geliyor
Ankete katılanların yüzde 85’i öğrencilerin okula servis ile geldiğini ifade etmiştir. Okul servislerinin fiziki mesafenin korunması açısından ciddi bir risk oluşturuyor.
Ankete katılanların yüzde 43’ü çalıştığı okulda sınıf mevcudunun 20-30 arası, yüzde 36,4’ü ise 30-40 arası olduğunu ifade etti. 10-20 mevcutlu sınıfların oranı sadece yüzde 14,6 olduğu ortaya çıktı.. Eğitim sisteminin en önemli sorunlarından birisi olan ‘kalabalık sınıflar’ sorunu pandemi koşullarında fiziki mesafeye uyarak eğitim-öğretim yapılmasının zor olduğunu gösteriyor.
Mevcut haliyle fiziki mesafe sağlanamaz
Okulların açılması durumunda halihazırdaki sınıf mevcudunu koruyarak dersliklerde öğrenciler arası gerekli fiziki mesafenin sağlanmasının mümkün olmadığını ifade eden eğitimcilerin oranı yüzde 92,7’ye kadar çıkıyor.
Maskeli ders anlatımında ders süresi 20 dakika olmalı
Ankete katılanların yüzde 70’i maske kullanarak ders anlatımı olması halinde ders sürelerinin “20 dakika” ile sınırlandırılması gerektiğini ifade etti. Ders süresinin “30 dakika” olması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 28,5 oldu.
Okulların fiziki durumu 4 metrekareye 1 öğrenci kuralına uymuyor
Ankete katılanların yüzde 90,8’i, Sağlık Bakanlığı’nın okullar için belirlediği ilkelere göre, çalıştıkları okulun yeterli alana sahip olmadığını ifade ediyor. Yeterli fiziki alana sahip olduklarını söyleyenlerin oranı sadece yüzde 9 ile sınırlı kaldı.
Katılımcıların yüzde 61,7’si okulunun ikili eğitim için uygun koşullara sahip olduğunu belirtirken, yüzde 38,3’ü okulunun ikili eğitime uygun olmadığını ifade etti. Okulunda üçlü eğitim yapılabilmesinin koşullarının olmadığını söyleyenlerin oranı ise yüzde 80,4 gibi yüksek bir orana çıkıyor.
Tuvaletler ve ortak kullanım alanları yetersiz
Ankete katılanların yüzde 87’si çalıştığı okulda öğrenci tuvaletlerinin, sayı ve büyüklük açısından fiziki mesafeyi korumak için yeterli olmadığını ifade etti. Katılımcıların yüzde 88’i çalıştığı okullarda bulunan diğer ortak kullanım alanlarında öğrenciler arasında fiziki mesafenin korunacağı yeterli alanın olmadığını kaydetti.
Yüzde 96,4’ü okullar açılırsa sağlık tehdidi altında olduğunu düşünüyor
Katılımcıların yüzde 96,4 gibi çok büyük bir bölümü, pandemi sürerken eğitim öğretimin başlatılması halinde, kendisi ve ailesinin sağlığının tehdit altında olacağını düşünüyor. Sadece yüzde 3,6’lık bir bölüm tehdit olarak görmüyor.
Ankete katılanların yüzde 92,9’u okullardaki sosyal etkinliklerin fiziki mesafe kurallarına ve sağlık koşullarına uygun olarak yapılmasının mümkün olmadığını belirtti.
Yeterli bütçe ve personel bulunmuyor, artırılmalı
Okullarda düzenli olarak dezenfekte ve temizlik yapılabilmesi için yeterli bütçe olup olmadığına ilişkin soruya, katılımcıların yüzde 84,4’ü okul bütçesinin yetersiz olduğu yanıtını verdi. Ankete katılanların yaklaşık yüzde 93’ü, okullarında eğitim öğretimin sağlıklı bir şekilde yapılabilmesi için ek personele (öğretmen, yardımcı hizmetli vd.) ihtiyaç olduğunu düşünüyor. Eğitimcilerin yüzde 99,3’ü pandemi döneminde eğitime ayrılan bütçenin arttırılması gerektiğini ifade etti.
Uzaktan eğitim de nitelikli yapılmıyor
Ankete katılanların yüzde 93,8’i uzaktan eğitimin nitelikli bir şekilde yapılmadığını ifade etti. Uzaktan eğitimin nitelikli olduğunu belirtenlerin oranı sadece yüzde 6,2 oldu.
Uzaktan eğitimin sadece pandemi döneminde dair istisnai bir yöntem olması gerektiğini düşünenlerin oranı yüzde 62,5 oldu. Yüzde 16,1’i kimi derslerin uzaktan eğitim şeklinde yapılması gerektiğini düşünüyor. Uzaktan eğimin asla eğitimin bir aracı olarak asla kullanılmaması gerektiğini düşünenlerin oranı ise yüzde 14,1 oldu.