Eğitim Sen üyeleri, kayyım sistemine karşı “demokratik özyönetim” modelini benimsediklerini belirterek, “Boğaziçi’ne yeni bir kayyım göndermeyi aklınızdan geçirmeyin” dedi.
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen) İstanbul 6 No’lu Şubesi, “üniversitelerde kayyımlara karşı demokratik özyönetim” talebiyle Boğaziçi Üniversitesi’nde açıklama yaptı. Eğitimciler, üniversitenin Güney ve Kuzey kampüslerinde yapmak istedikleri açıklamanın polisler ve Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB) tarafından engellenmesi üzerine kampüs içerisine geçti. Kamu Emekçileri Sendikası Konfederasyonu (KESK) Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik, Eğitim Sen Genel Başkanı Necla Kurul, sendika yöneticileri ve çok sayıda üniversite akademisyeni açıklamaya katıldı. Polisler, sık sık çekim yapmalarını engellediği gazetecileri kampüse almadı.
Kayyım uygulaması
Eğitim Sen İstanbul 6 No’lu Şube yöneticilerinden Arzu Acar, 15 Temmuz askeri kalkışması sonrası hayata geçirilen Olağanüstü Hal (OHAL) uygulamalarıyla üniversite bileşenlerinin kendi yöneticilerini seçme konusundaki sınırlı katılımlarının bile ortadan kaldırıldığını ifade etti. Acar, üniversitelerin kayyım sistemiyle yönetilmeye başlandığını söyledi. Üniversitelerin AKP eliyle “cübbeleri polis postallarıyla ezilen, kapılarına kelepçe vurulan, siyasi iktidar karşısında el pençe durmaya zorlanan, akademisyenleri ihraç edilen, emekçileri güvencesiz çalışmaya mahkum edilen, öğrencileri hapse atılan” yerlere dönüştürüldüğü vurgulayan Acar, Boğaziçi direnişi ve kayyım rektör Melih Bulu’nun istifasına varan süreci anlattı.
Özerk üniversite
Tüm bileşenlerin katılımıyla oluşturulacak kurulları esas alan demokratik özyönetim ve özdenetime dayalı bir üniversite modelini benimsediklerine söyleyen Acar, “Yönetsel özerklik, bilimsel özgürlük, demokratik özyönetim üniversiteler için vazgeçilmez ilkelerdir. Sermayenin ihtiyaçları ve siyasal iktidarın politik çıkarları uğruna kayyumlar eliyle ve baskı politikalarıyla niteliksiz kurumlara dönüştürülen üniversitelerde artık yeni bir mücadele dönemi başlamak zorundadır. Boğaziçi direnişi bize yolu göstermektedir” dedi.
Acar, şöyle devam etti: “Boğaziçi’ne yeni bir kayyım göndermeyi aklınızdan geçirmeyin. Boğaziçi bileşenlerinin iradesine saygı gösterin. Üniversiteler bizimdir, tek adam rejimine ve onun kuklalarına asla teslim etmeyeceğiz. Tüm bileşenlerin ortak mücadelesiyle üniversitelerde özgür ve demokratik özyönetimleri inşa edecek, insan, toplum, doğa yararına üniversiteyi hep birlikte yaratacağız.”
Kampüs önünde açıklama
Daha sonra KESK Eş Genel Başkanı Mehmet Bozgeyik ile Eğitim Sen Genel Başkanı Necla Kurul, Kuzey Kampüs girişi önünde kısa bir açıklama daha yaptı. Kurul ve Bozgeyik, kampüs içerisinde yaptıkları açıklamanın detaylarına ilişkin bilgilendirmelerde bulunarak, her koşulda örgütleneceklerini ve mücadeleye devam edeceklerinin mesajını verdi.
Kampüste fişleme
Bu sırada bir öğrenci ile Özel Güvenlik Birimleri (ÖGB) arasında tartışma yaşandı. Öğrenci, ders çalışmak üzere girdiği kampüste yeşil tişörtlü bir sivil polisin telefonuyla fotoğrafını çektiğini söyledi. Bir akademisyenin olaya ilişkin tutanak tutmasını önermesi üzerine öğrenci, daha önce de benzer bir olay yaşadığını ve tutanak tuttuğu için hakkında soruşturma açıldığını ifade etti. Öğrenci, ÖGB sorumlusuna yaşananların sistematik olduğunu, fotoğrafı çekenin ÖGB ile birlikte hareket ettiğini söyleyerek tepki gösterdi.
MA / İSTANBUL