Kadın Cinayetlerini Durduracağız Platformu’nun (KCDP) raporuna göre; Temmuz ayında erkekler 36 kadını öldürdü, 11 kadın şüpheli şekilde ölü bulundu.
Kadınlar en çok evlerinde ve sokakta katledildi.
Kadınların, 24’ü ateşli silahla, 13’ü kendi hayatına dair karar vermek istediği için öldürüldü.
KCDF, basına yansıyan ve doğrudan kendilerine gelen başvuruların derleyerek hazırladığı “2020 Temmuz Raporu”nu yayımladı. Tüm dünyada ve Türkiye’de koronavirüs ile birlikte olağanüstü bir dönemden geçmeye devam edildiğine işaret edilen raporda, “Dünyanın pek çok yerinde olağanüstü koşullara, olağanüstü önlemler alındı. Herkesin evde kalması gerektiği bu süreçte, bu koşullar kadınlar için zorluklar da ortaya çıkardı.” denildi.
‘İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılar arttı’
Bu ay Türkiye’de İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açıldığı ve sözleşmeye yönelik saldırıların arttığına vurgu yapılan raporda, “Kadınların modern haklarına yönelik saldırılar söz konusu olduğunda kadın cinayetleri ve kadına yönelik şiddet, eşit ve özgür yaşam hakkımıza yönelik saldırılar artmaktadır. Kadınları yaşatan İstanbul Sözleşmesi’nin tartışmaya açılması bir yana, Sözleşmenin tam ve etkin uygulanması için kadınlar mücadeleye devam ediyor.” diye kaydedildi.
‘13 kadın hayatına dair karar vermek isterken öldürüldü’
Bu ay 36 kadın cinayetinin işlendiğinin tespit edildiği raporda, şu veriler yer aldı: 11 kadın şüpheli bir şekilde ölü bulundu. Öldürülen 36 kadından 18’inin neden öldürüldüğü tespit edilemedi, 5’i ekonomik bahaneyle, 13’ü de boşanmak istemek, barışmayı reddetmek, ilişkiyi reddetmek gibi kendi hayatına dair karar almak isterken öldürüldü.”
‘Önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor’
Raporda, 18 kadının hangi bahaneyle öldürüldüğünün tespit edilememesinin, kadına yönelik şiddetin ve kadın cinayetlerinin görünmez kılınmasının bir sonucu olarak değerlendirildi. Raporda, “Kadınların kim tarafından, neden öldürüldüğü tespit edilmedikçe; adil yargılama yapılmayıp şüpheli, sanık ve katiller caydırıcı cezalar almadıkça, önleyici tedbirler uygulanmadıkça şiddet boyut değiştirerek sürmeye devam ediyor.” denildi.
‘11 kadın evli oldukları erkekler tarafından öldürüldü’
Rapora göre; öldürülen 36 kadının 3’ünün kim tarafından öldürüldüğü tespit edilemedi. 11’i evli oldukları erkek, 5’i birlikte olduğu erkek, 5’i tanıdığı biri, 4’ü eskiden evli olduğu erkek, 2’si akrabası, 2’si babası, 2’si eskiden birlikte olduğu erkek ve 2’si de oğlu tarafından öldürüldü.
‘Kadınlar en çok evlerinde ve sokak ortasında öldürüldü’
Kadınların 18’i evinde, 6’sı sokak ortasında, 2’si arabada, 2’si arazide, 2’si otelde, 1’i ıssız bir yerde ve 1’i de iş yerinde öldürüldüğünün belirtildiği raporda, “4 kadının nerede öldürüldüğü tespit edilememiştir. Bu ay öldürülen kadınların yüzde 50’si evlerinde, yüzde 17’si sokakta öldürüldü.” diye kaydedildi.
’24 kadın ateşli silahla öldürüldü’
24’ü ateşli silahlarla, 5’i kesici aletle, 3’ü de boğularak, 1’i darp edilerek ve 1’i de yüksek atılarak öldürüldü. 2 kadının nasıl öldürüldüğü tespit edilememiştir. Öldürülen kadınların 33’ünün koruma kararının olup olmadığının bilinmediğinin belirtildiği raporda, yalnızca 3 kadının polis şikayeti, boşanma başvurusu, uzaklaştırma veya koruma kararı gibi adli başvurusu olduğunun bilindiği kaydedildi.
’33 kadının çalışma durumu bilinmemekte’
Kadınların çalışma durumlarını tespit etmenin çok zor olduğuna vurgu yapılan raporda, kadınların 3’ünün bir işyerinde çalıştığı ve 33’ünün çalışma durumunun bilinmediği belirtildi. Raporda, bu durum şu şekilde değerlendirildi:
“Önemli olan bu verinin de basın mensupları tarafından dikkate alınması gerektiğini düşünüyoruz. Bu ay TÜİK’in açıkladığı verilere göre, ‘ev işleriyle meşgul’ kadınların sayısı bir önceki yıla göre 459 bin azaldı. Böylece TÜİK’e göre işgücü dahi sayılmayan kadınların sayısı Nisan 2020’de 10 milyon 597 bin oldu. TÜİK’in verileri bu şekilde açıklaması, kadın işsizliğinin gerçek boyutunun üzerini örtmeye çalışmaktır.” denildi.
‘Cinayetlerin artış sebebi İstanbul Sözleşmesi ve 6284’ün etkin uygulanmaması’
İstanbul Sözleşmesi’ne yönelik saldırılara da yer verilen raporda, kadınların #İstanbulSözleşmesiYaşatır demeye devam ettiğine vurgu yapıldı. Raporda, kadın cinayetlerinde gözlemlenen bütün artışların sebebinin, İstanbul Sözleşmesi’nin ve 6284’ün tüm kurum ve kuruluşlar tarafından etkin ve bütünlüklü olarak uygulamaması, kadın ve çocuk düşmanı söylem ve uygulamaların tüm hızıyla devam etmesi olduğuna dikkat çekildi.
‘Şüpheli kadın ölümleri derhal aydınlatılmalıdır’
Raporda, “İntihar” veya “doğal ölüm” gibi sunulan şüpheli kadın ölümleri ve şüpheli bir şekilde ölü bulunan kadın sayısında pandemi süreciyle birlikte çok ciddi bir artış yaşandığına işaret edildi. Şüpheli kadın ölümlerinin, kadın cinayetlerinden daha da zorlu olabildiğinin belirtildiği raporda, şunlar kaydedildi:
“Kadınların öldürülüp öldürülmediği, gerçekten kaza ile mi
öldükleri, intihar edip etmedikleri veya intihara sürüklenip
sürüklenmediklerinin açığa çıkarılması gerekmektedir. Örneğin Rabia Naz’ın
dosyası şüpheler giderilmeden kapandı. Bizler tüm şüpheler giderilene kadar #NadiraKadirovayaNeOldu, #RabiaNazaNeOldu diye
sormaya devam edeceğiz.
Bu durum şüpheli kadın ve çocuk ölümlerinin önünü açabilir. Her bir şüpheli
ölümün üzerine gidilmeli, tüm gerçekler açığa çıkarılmalıdır. Temmuz ayında
öğrendiğimiz 11 kadının şüpheli ölümleri bir an önce açığa çıkarılmalıdır.”