EŞİK’in hazırladığı TBMM İzleme Raporu – 8’e göre; son bir ayda Meclis’te kadına karşı şiddet, kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi sözcükleri her zamankinden az duyuldu.
EŞİK, Meclis’in bu ayki performansının çok zayıf olduğunu belirterek, “Haklarımıza ve hayatlarımıza bu kadar kastedilirken, İstanbul Sözleşmesi’nin bu kadar kolay unutuluyor olmasına itiraz ediyoruz.” dedi.
Eşitlik İçin Kadın Platformu (EŞİK), “TBMM İzleme Raporu -8” yayımladı. Rapora ilişkin yapılan açıklamada, TBMM’nin Cumhurbaşkanı’nın bir gece yarısı yayınladığı bir kararla İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme girişiminin şokunu atlatmış göründüğü belirtilerek, “Çünkü 16 Nisan-15 Mayıs 2021 tarihlerini içeren son bir ayda Meclis’te kadına karşı şiddet, kadın cinayetleri ve İstanbul Sözleşmesi sözcükleri her zamankinden az duyuldu.” denildi.
Açıklamada, Meclis’te hiç genel görüşme istenmediğine, kanun teklifi verilmediğine, genel kurullarda sadece 16 milletvekilinin içinde kadın ya da İstanbul Sözleşmesi geçen konuşmalar yaptığına, 7 grup toplantısından sadece 1’inde bu konuya değinildiğine dikkat çekildi.
‘En azından muhalefet partileri TBMM’nin iradesine sahip çıkmalı’
EŞİK olarak haftalardır “İstanbul Sözleşmesi’nden vazgeçmiyoruz” dediklerinin belirtildiği açıklamada, şöyle denildi:
“Bu durumu kabul etmiyoruz. En azından muhalefet partilerinin bir araya gelerek, İstanbul Sözleşmesi’ni onaylamış olan TBMM’nin iradesine sahip çıkması talebimizi yineliyoruz. İstanbul Sözleşmesi’ni oy birliğiyle kabul eden TBMM’nin, tek adam kararının geri alınması, Sözleşme’nin 1 Temmuz’dan sonra da yürürlükte kalması ve etkin uygulanması için daha çok çaba harcamasını bekliyoruz. Bu hukuksuz kararla 6284 Sayılı Şiddetten Koruma Yasası’nın da kaldırılmasını, nafaka hakkının kısıtlanmasını, hatta Medeni Yasa’nın da gözden geçirilmesini, çocuklara istismara af getirilmesini isteyenlere cesaret verilmesini kabul etmiyoruz.”
‘Kazanılmış hakların ne kadar hayati olduğunu tüm siyasiler görmeli’
Türkiye’nin İstanbul Sözleşmesi’nden çekilme kararından sonra kadına yönelik şiddetin artış gösterdiğine, koruma önlemlerinde ise gerilemeler yaşandığına vurgu yapılan açıklamada, bunlar göz önüne alındığında, kadınların kazanılmış haklarının ne kadar hayati olduğunu tüm siyasilerin görmesi gerektiğinin altı çizildi.
‘Ayşe’yi yaşatmayanlar aslında İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatmayanlardır’
İstanbul Sözleşmesi kararından sonra bir sabah Samsun’da bir kadının (Ayşe Canikli), işine giderken evinin önünde hakkında uzaklaştırma kararı olan bir erkek tarafından katledildiğinin hatırlatıldığı açıklamada, “Ayşe ve katledilen, şiddet ve istismara maruz kalan tüm kadınlar adına soruyoruz: İstanbul Sözleşmesi’ni yırtıp atarken vicdanınızı da mı çöpe attınız? Ayşe’nin canına kıyanlar, onu yaşatmayanlar aslında İstanbul Sözleşmesi’ni yaşatmayanlardır!” diye kaydedildi.
‘Kaçıncı komisyona havale?’
Kadına karşı şiddeti önleme amaçlı İstanbul Sözleşmesi’nden çıkış girişimini unutturmaya çalışırcasına konunun TBMM’de kurulan bir komisyona “havale edildi”ğine işaret edilen açıklamada, şu ifadeler yer aldı:
“9 Mart 2021 tarihinde ‘Kadına Yönelik Şiddetin Sebeplerinin Tüm Yönleriyle Araştırılarak Alınması Gereken Tedbirlerin Belirlenmesi’ amacıyla kurulan araştırma komisyonunun, bu isim ve amaçla kurulan kaçıncı komisyon olduğunu artık biz de sayamıyoruz! EŞİK olarak yayınladığımız basın açıklamasında da belirttiğimiz gibi, şiddetin nedenlerini de çözüm yollarını da yeniden keşfediyor gibi yapmanın hiçbir gereği yok. Önceki komisyonların raporlarını açıp okumak; halen yürürlükte olan yasaları ve genelgeleri uygulamak yeterli.”
‘İnsan Hakları Kurulu’nda bir tek kadın üye bile yok’
Açıklamada, Cumhurbaşkanlığı Genelgesi ile açıklanan “İnsan Hakları Eylem Planı” çerçevesinde, Cumhurbaşkanı tarafından bir “İnsan Hakları Eylem Planı İzleme ve Değerlendirme Kurulu” oluşturularak başkanlığına da Cumhurbaşkanlığı tarafından Cumhurbaşkanı’nın getirildiğine işaret edilerek, şöyle denildi:
“Bu anlaşılması zor cümlenin ortaya koyduğu gerçek şu: Cumhurbaşkanı, içeriğini ve üyelerini kendisinin belirlediği kurula kendisini başkan olarak atadı. Bir tek kadın üyenin bile olmadığı bu kurulun, toplumun yarısını oluşturan kadınların insan haklarını kullanıp kullanamadığını izlemesi ve değerlendirmesini beklemek için hiçbir neden bulamıyoruz. Kaldı ki Sözleşmeden çıkış kararı ile açılan kadınsız kurullar, kadınsız atamalar döneminde, kabinedeki kadın bakan sayısı da 1’e indirildi ve aile ile sınırlandırılmış oldu.”
‘Meclis’in bu ayki performansı çok zayıftı’
11 Mayıs’ın İstanbul Sözleşmesi’nin 10. Yıldönümü olduğunun hatırlatıldığı açıklamada, “11 Mayıs’ta Türkiye ve dünyadan binlerce kadın Sözleşme’ye hep bir ağızdan sahip çıkarken ve Sözleşme’den vazgeçmeyeceğini haykırırken, Meclis’in bu ayki performansı çok zayıftı. Haklarımıza ve hayatlarımıza bu kadar kastedilirken, İstanbul Sözleşmesi’nin bu kadar kolay unutuluyor olmasına itiraz ediyoruz.” diye kaydedildi. 16 Nisan-15 Mayıs 2021 tarihlerini kapsayan TBMM İzleme Raporu’na göre;
- Meclis Genel Kurulu’nda sadece 17 milletvekili, içinde kadın ya da İstanbul sözleşmesi geçen konuşmalar yaptı.
- 7 grup toplantısından sadece 1’inde kadınlar ve İstanbul Sözleşmesi anıldı.
- 84 Meclis araştırma önergesinin sadece 2’sinde ‘kadın yoksulluğu ve şüpheli kadın ölümleri’ vardı.
- 476 soru önergesinden sadece 10’u kadınlarla ilgiliydi.
- 80 basın toplantısından sadece 6’sında kadının adı geçti.
Yeni1Mecra