EŞİTİZ Kadın Grubu: HSYK şiddet uygulayan erkeklerin sağlıklarını önceledi

EŞİTİZ Kadın Grubu HSYK’nın “tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi” kararına tepki gösterdi.

Grup, kararla kadına şiddet uygulayan ve/veya uygulama tehlikesi bulunan erkeklerin sağlıklarının öncelendiğine dikkat çekti.

Grup, infaz düzenlemeleri paketi ile kadınların ve çocukların, potansiyel katillerle ve tecavüzcülerle tekrar karşı karşıya kalmalarına daha kötüsü aynı evde yaşamak zorunda kalmalarına izin vermeyeceklerini belirtti.

Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu’nun (HSYK) “Salgın riskine karşı alınan tedbirler kapsamındaki 11. madde ile 6284 Sayılı Kanun kapsamında verilen tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi gerektiği” kararını verdi. EŞİTİZ-Eşitlik İzleme Kadın Grubu HSYK’nın bu kararına ve Covid-19 salgını nedeniyle infaz düzenlemesi adı altında af konusunun tekrar gündeme getirilmesine ilişkin yazılı açıklama yaptı.

‘Türkiye’deki cezaevleri tehlikeli derecede doluluk oranına sahip’

Açıklamada, tüm dünyayı ve Türkiye’yi etkisi altına alan Covdi-19 salgınının cezaevlerinde çok ciddi etkilerinin olacağı belirtildi. Türkiye’de 389 cezaevinin yüzde 121 ile kapasite üstü ve tehlikeli derecede doluluk oranında olduğuna işaret edilen açıklamada, bu nedenle tutuklu ve hükümlülerin, beslenme, temizlik, tıbbi tedaviye ulaşım bakımından son derece dezavantajlı durumda olduğuna dikkat çekildi. Açıklamada, cezaevlerinde bir çok yerde mesafe koyabilmenin ve kendini izole edebilmenin imkansız olduğu belirtildi.

‘Kadın ve çocuklara şiddet uygulayanlara af getirilmek isteniyor’

Covid-19 salgını nedeniyle infaz düzenlemesi adı altında af konusunun tekrar gündeme getirildiğine dikkat çekilen açıklamada, “Bu kapsamda üç ya da beş yıl içinde defalarca suç işleyen mükerrer suçlulara, kadın ve çocuklara karşı şiddet uygulayanlara af getirilmek istenmektedir.“ denildi.

‘Çıkarılacak affın şiddet ve istismar tehdidi göz önüne alınarak tartışılmalı’

Türkiye’de günde en az 3 kadın cinayetinin işlendiği, kadına ve çocuğa karşı şiddet ve istismarın ciddi boyutlarda olduğuna vurgu yapılan açıklamada, “Ülkemizde çıkarılacak bir affın, COVID-19 sebebiyle önemli bir süre evlerinde yaşamak zorunda kalacak olan kadın ve çocuklara yönelik şiddet ve istismar tehdidi göz önüne alınarak tartışılması gerekir. “ diye kaydedildi.

‘Korkunç sonuçlara yol açabilir’

Açıklamada, şöyle denildi: “Koruma emirlerinin bile kadın cinayetleri ve kadınlara karşı şiddetin önüne geçemediği gerçeği karşısında, bu suçları işlemiş ya da işleme eğilimindeki suçluların serbest kalmaları, intikam duygularının daha da artmış olma olasılığı da düşünüldüğünde korkunç sonuçlara yol açabilecektir.”

‘Ev karantinası ev içi şiddeti ciddi boyutta yükseltti’

Açıklamada, salgının etkilerini Türkiye’den önce deneyimlemiş ülkelerde sosyal mesafelenme ve ev karantinası günlerinde evlerinde yaşamaya mecbur kalan kadınlara ve çocuklara karşı ev içi şiddetin ciddi boyutta yükseldiğine dikkat çekildi. Açıklamada, bu çerçevede gündemdeki infaz düzenlemelerine ilişkin önerilere de yer verildi. Önerilerden bazıları şöyle;

1- Herhangi bir nedenle, geniş kapsamlı bir düzenleme yapılacaksa, öncelikle tutuklu ve hükümlü çocukların, gebe veya çocuklarıyla birlikte kalmak zorunda olan kadınların; kronik hastalıkları olanların; yaşlıların ve muhalif kimlikleri nedeniyle cezaevlerindeki avukat, gazeteci, siyasetçi gibi siyasi tutukluların tahliye edilmeleri sağlanmalıdır.

2- Bu kapsamdaki hükümlülere, infaza ara verme, adli denetim mekanizmalarını etkin kullanma gibi tedbirler uygulanmalıdır.

3- Tutuklu ve hükümlüler ile cezaevlerinde görev yapan tüm personelin COVID-19 testleri yapılmalı. Pozitif olanlar karantina koşullarına alınmalı. Tüm cezaevlerinin uzman kişi ve birimlerce dezenfekte edilerek hijyen koşulları iyileştirilmeli. Yeterli, dengeli ve bünye güçlendirici beslenmenin tüm tutuklu ve hükümlülere sağlanmalı. Avukat ve ziyaretçilerin maske, dezenfektan ve benzeri malzemeler sağlanarak görüşe alınması gerekmektedir.

Avukatlarla telefonla görüşmeleri sağlanmalı, aileler ile telefonla görüş süreleri artırılmalı. Video konferans düzeneklerinin kurulması, bilgisayar kullanımı ve e-postaya izin verilmesi gibi önlemler acilen alınmalıdır.

4 – Kadın cinayeti, kadınlar ve çocuklara karşı şiddet ve cinsel istismar suçluları, insanlığa karşı suç işleyenler, bombalı saldırı gibi şiddet eylemleri nedeniyle birden çok kişinin ölümüne neden olanlar gibi toplumsal açıdan yüksek risk oluşturan suçlular, hiçbir surette tahliye edilmemelidir. İçlerinden kronik hastalıkları olan veya 60 yaşın üstünde olanların, koşulları değiştirilerek, cezaevinde veya bunun mümkün olmaması durumunda, sağlıklı ve güvenlikli şekilde gözetim altında başka mekanlarda tutulmaları sağlanmalıdır.

‘Hiçbir koruma tedbirinden söz edilmeden af tartışılıyor’

İstanbul Sözleşmesindeki koruma tedbirlerine değinilen açıklamada, “Hiçbir koruma tedbirinden söz edilmeden bir af tartışması yürütülüyor olması bizzat kadınları bekleyen tehlikelerin bir habercisidir.” denildi.

‘Çocuk istismarı suçlularına ayrı bir af yasası’

Öte yandan, çocuk istismarı suçlularına ayrı bir af yasası çıkarılacağının açıklandığına işaret edilen açıklamada, şöyle denildi: “Ayrı bir af yasası olarak ya da infaz düzenlemeleri paketi ile kadınların ve çocukların, potansiyel katillerle ve tecavüzcülerle tekrar karşı karşıya kalmalarına, daha da kötüsü aynı evde yaşamak zorunda kalmalarına ya da tecavüzcü ile evlendirilmelerine neden olacak hiçbir girişime izin veremeyiz.“

‘HSYK şiddet uygulayan erkeklerin sağlıklarını önceledi’

HSYK’nın dün aldığı “tedbir kararlarının yükümlülerin koronavirüs kapsamında sağlığını tehdit etmeyecek şekilde değerlendirilmesi” kararının hatırlatıldığı açıklamada, kararın şiddete maruz kalan kadınların değil, şiddet uygulayan ve/veya uygulama tehlikesi bulunan erkeklerin sağlıklarının öncelendiğinin bir kez daha gösterildiği kaydedildi. Açıklamada, “Bu karar, yapılan ve yapılması planlanan düzenlemeler nedeniyle kadın ve çocukların yeni risklerle karşı karşıya bırakılması anlamına gelmektedir.” denildi.

İktidar partisine bu girişimden uzak durması çağrısı

Açıklamada, iktidar partisini kadınları, çocukları ve toplumu ciddi bir biçimde tehdit eden bu tür tüm girişimlerden uzak durmaya; muhalefeti hiçbir toplumsal soruna çözüm olmayacak, tam tersine yeni sorunlar doğuracak bu tür girişimlerin parçası olmamaya; tüm kamuoyunu bu tür girişimleri durdurma konusunda duyarlı olmaya çağrıldı.

Cezaevlerindeki acil sorunların çözümü için, tutuklu ve hükümlülerin temel haklarının tanınmasının istendiği açıklamada, gerekli önlemlerin alınmasını; salgın günlerindeki tüm düzenlemelerin siyasi partiler, meslek örgütleri ve kadın örgütleri gibi ilgili sivil örgütlenmeler ile birlikte yapılması talep edildi.