CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, partisinin grup toplantısında yaptığı konuşmada koronavirüs tedbirleri ile ilgili olarak hükümeti eleştirdi.
Kılıçdaroğlu, “Adama ‘Dükkanı, manavı, kahveyi, pastaneyi, sinemayı, AVM’leri her şeyi kapat.’ diyorsun. Güzel. Peki bu adam nasıl geçinecek? Bununla ilgili tek cümle kurulmadı.
Rakamlara hiç kimse inanmıyor
Kemal Kılıçdaroğlu, resmi rakamlara göre 13 bin 746 vatandaşın hayatını kaybettiğini, gerçek rakamların bunun çok üstünde olduğunu savundu.
Belediyelerin defin işlemini yaptığını, doktorların raporları da olduğunu aktaran Kılıçdaroğlu, şöyle devam etti:
“Salgın hastalık, Kovid-19 dolayısıyla ölümler… Topluyorsunuz, bu rakamı katlıyor. Baştan şunu söyledim, hükümetseniz ve gerçekten toplumda saygınlığınızın olması gerekiyorsa rakamları doğru açıklayın. Sağlık çalışanlarımız zaten ellerinden gelen bütün çabaları gösteriyorlar. Devlet dediğiniz kurum yalan söyler mi? ‘Biz karar aldık, rakam açıklamıyoruz.’ dersiniz, onu da anlayışla karşılarım ama yanlış rakam açıklamak kadar Türkiye’nin itibarını dünyada sarsan başka bir şey yoktur. Türkiye’nin rakamlarına hiç kimse inanmıyor, güvenmiyor. Türkiye’yi bu halen niye düşürüyorsunuz? Ayıp değil mi, yazık değil mi?”
“Ana ilke salgının yayılmasını engellemektir”
Daha önce Türk Tabipleri Birliği’nin (TTB) Kovid-19 rakamlarının doğru olmadığına ilişkin açıklama yaptığını anımsatan Kılıçdaroğlu, şöyle konuştu:
“Türk Tabipleri Birliği’ni terörist ilan ettiler. Akıl dışı. Böyle devlet yönetimi olabilir mi? Bir kişinin hastalığını kim bilir? Kaymakam mı, vali mi, bakan mı, cumhurbaşkanı mı bilir? Esnaf mı, manav mı bilir? Doktor bilir. Doktor da ‘Bunun hastalığı budur, sayısı da budur.’ diyor. ‘Vay efendim, sen bunu nasıl söylersin?’ Ana ilke salgının yayılmasını engellemektir. Tedavi zaten hastanelerde yapılacak. Hükümet olarak sana düşen görev, salgının yayılmasını engellemek için her türlü önlemi alacaksın. Bu yapılmadı. Şu anda geldiğimiz nokta acı, salgın yönetiminde dünyanın en kötü yönetilen dördüncü, Avrupa’nın da birinci ülkesiyiz. Peki ülkeyi yönetenler bu sonuçtan dolayı utanıyorlar mı? Utanmazlar. ‘Yalan söyledim.’ diyor.”
“Ekonomiyle ilgili tek satır yok”
Kovid-19’la mücadeleye ilişkin yeni tedbirlere değinen Kılıçdaroğlu, dün Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın açıkladığı önlemler arasında ekonomiyle ilgili tek satır olmadığını bildirdi. Kılıçdaroğlu, “Adama ‘Dükkanı, manavı, kahveyi, pastaneyi, sinemayı, AVM’leri her şeyi kapat.’ diyorsun. Güzel. Peki bu adam nasıl geçinecek? Bununla ilgili tek cümle kurulmadı. Sevgili esnaf kardeşim, böyle yapıyorlar, sen bunları gayet iyi tanıdın. Önümüzdeki süreç içinde sandık gelecek. Demokratik yollarla bunlara ders vermek senin boynunun borcudur. Bunlara oy vermeyeceksin.” diye konuştu.
Kovid-19 tedbirleri kapsamında 383 bin iş yerinin kapanacağına, aileleriyle beraber 2 milyon 100 bin kişinin gelir elde etmeyeceğine dikkati çeken Kılıçdaroğlu, şunları kaydetti:
“Esnaf kardeşimiz Ahi Evran Ocağı’ndan gelir. Ciddi bir kültür derinliği vardır. Bunun sonucudur ki Anayasa’mız esnaf ve sanatkar için özel bir düzenleme yapmış. Bakın, sanayici için yok ama esnaf ve sanatkarımız için özel bir düzenleme yapmış. Anayasa Madde 173. ‘Devlet, esnaf ve sanatkarları koruyucu ve destekleyici tedbirleri alır.’ diyor, ‘Alabilir.’ demiyor. Pandemi döneminde sizi korudu, destekledi mi? Hayır. Anayasa’yı ihlal etti, Anayasa’nın gereğini yapmadı.
5 maskeyi dağıtmaktan aciz olanlar, bizim belediyelerin yapmak istedikleri yardımların önüne engel çıkardılar. Aş evleri için toplanan paralara bile el koydular. Vatandaşın, fakir fukaraya verilsin diye belediyelere vermek istedikleri paralara el koydular. Esnafa yardım için yapacakları maddi imkana da el koydular. Dolayısıyla ben bütün esnaf kardeşlerime şunu söylemek isterim, ‘Dükkanı kapat.’ dediler, kapatmaları doğrudur ama devlet bu talimatı veriyorsa sosyal devlet olarak ona o geliri sağlamak zorundadır. Orada çalışan binlerce kişi var. Bu gelir sağlanmıyor.”
“Bir kalemde 90 milyon dolar indirdiler”
CHP Genel Başkanı Kılıçdaroğlu, pandemi döneminde esnafın krediyle borçlandırıldığını belirterek, “Sana bir gelir vermiyorlar ama futbol karşılaşmalarını 500 milyon dolara ihaleyle alan bir Katar firması, ‘Dolar çok yükseldi. Türk Lirası eriyor. Ben futbol kulüplerine para ödemeyeceğim.’ dedi. Yargı var, mahkemeye gitseler kazanacaklar çünkü ödemek zorunda. Kimse korkudan mahkemeye de gidemiyor. Ne yaptılar? Bir Katar firması için bir kalemde 500 milyon dolardan 90 milyon dolar indirdiler.” diye konuştu.
Firma sahibinin “Dolar sürekli artıyor. Bunu Türk lirasına çevirin ve sabitleyin.” dediğini de aktaran Kılıçdaroğlu, “Düşünebiliyor musunuz? Erdoğan’a talimat veriyor. Türkiye Cumhuriyeti’ne talimat veriyor. Bunlar hemen ‘Emredersiniz.’ diyorlar ve doları 5,80’e sabitliyorlar. Dolar 7 lira ama onun için 5,80. Bunu da kabul ettiler. Gençlik ve Spor Bakanı, bunu büyük bir başarıymış gibi Twitter hesabından yayımladı.” sözlerini sarf etti.
“Bu hükümet kime çalışıyor?”
Kemal Kılıçdaroğlu, esnafın kendisini yalnız, sahipsiz hissettiğini dile getirerek, “Kendini hiç sahipsiz hissetme, umutsuzluğa da kapılma. Bu devran değişecek. Esnaf Bakanlığı kurduğumuz zaman derdini anlatacak, sorunu çözecek bir bakan bulacaksın. Bunlar bunu yapamazlar.” dedi.
Yalnızca esnafın değil çiftçilerin de aynı durumda olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, sözlerine şöyle devam etti:
“Esnaf kardeşim sana sormak isterim, 18 yıldır iktidarda olan bu hükümet kime çalışıyor? En çok kaynağı, parayı kime veriyor? Fabrika kurana mı, çiftçiye, esnafa, sanayiciye, turizmciye, istihdam yaratana mı? Hayır. En çok parayı tefecilere veriyor. Son 18 yılda tefecilere ödenen faiz 192 milyar 70 milyon dolar. 192 milyar dolarla, tefecilere ödenen faizle yeni bir Türkiye’yi inşa edebilirdik. Türkiye’nin her tarafını fabrikalarla donatabilirdik. Türkiye’de işsizlik, üretimsizlik diye bir olay kalmazdı. Herkesin işi, aşı olurdu.
18 yılda dışarıya ödenen faiz 192 milyar dolar. Bunlar beceriksiz bir yönetimdir. Doktorlar, sağlık çalışanları, vatandaşlar ölüyor bunların yüzünden. Bir pandemi sürecini bile yönetemediler, bir maskeyi bile dağıtamadılar. Niçin? Her şey bir kişiye bağlı da ondan. O bir kişi kararı vermediği sürece doktorun da esnafın da sanayicinin de bakanların da kararı bir işe yaramıyor. Koskoca Türkiye Cumhuriyeti bir kişi tarafından adeta esir alınmış durumda. Yaşadığımız tablo budur.”
AA