Türkiye Gazeteciler Sendikası, Ankara Gazeteciler Cemiyeti, İzmir Gazeteciler Cemiyeti, Basın Konseyi gazetecilere “basın kartını” meslek örgütlerinin seçeceği mesleki bir komisyon tarafından verilmesinden yana. Türkiye Gazeteciler Cemiyeti ise bu konudaki görüşünü bu akşam yapacağı toplantıda netleştirecek.
İrfan Uçar – Hasan Akbaş
Dünyadaki uygulamalardan farklı olarak gazetecilere Sarı Basın Kartları daha önce Başbakanlık Basın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü tarafından veriliyordu. Buna rağmen Basın Kartları Komisyonu’nda meslek örgütlerinin temsilcileri ağırlıktaydı. Bu nedenle pek çok gazeteci sarı basın kartı almayı ret ediyordu.
Basın kartı sorunu AKP döneminde çıktı
Ancak AKP hükümeti bu alana müdahale etti ve Basın Kartları Yönetmeliği’nde değişiklik yaparak Basın Kartları Komisyonu’nda meslek örgütlerinin temsiliyetini sınırlandırdı. Bu değişikliğe yönelik açılan davalar sonuçlanmazken hükümet bir değişiklik daha yaparak Basın ve Enformasyon Genel Müdürü’ne hiçbir objektif kural ve kaideye bağlı olmama anlamına gelen “takdir yetkisi” tanındı.
Son yıllarda Genel Müdür bu takdir yetkisini alabildiğine kullandı. Basın Kartları Komisyonu’nun kart verdiği gazetecinin kartını iptal etti. Kimi zaman da Komisyon’un kart vermediği kişilere kart vermeye başladı.
Meslek örgütleri tamamen devre dışı
Türkiye’nin Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ne geçmesi ve Başbakanlık Makamı’nın lağvedilmesi üzerine Basın Yayın ve Enformasyon Genel Müdürlüğü de “İletişim Dairesi Başkanlığı” adıyla Cumhurbaşkanlığı’na bağlandı. 2018’de Basın Kartları Yönetmeliği’nde bir değişiklik daha yapılarak basın meslek örgütlerinin temsilcileri tamamen devre dışı bırakıldı. Sarı Basın Kartları bu kez Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın çok sevdiği renk olan “turkuaz”a çevrildi.
Turkuazı verilmedi, sarısı iptal edildi
Ancak değişiklik sadece renkte olmadı, bir yıl içinde bin gazetecinin Sarı Basın Kartı ve Sürekli Basın Kartı yenilenmedi. Öte yandan polis, sokakta gazetecilik yapana “Basın Kartı” sormaya başladı, Sarı Basın Kartı olmayanın çalışmasını engellemeye başladı.
Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı ise, yüzlerce gazetecinin Turkuaz Basın Kartı’nı başvurusuna yanıt vermezken, geçen hafta içinde mevcut Sarı Basın Kartlarını da iptal etti. Oluşan kriz üzerine Türkiye Gazeteciler Sendikası, İletişim Daire Başkanlığı’nın bulunduğu Cumhurbaşkanlığı Sarayı önünde eylem kararı aldı. Konunun yoğun tartışılması üzerine 26 Ocak Pazar günü İletişim Daire Başkanlığı Sarı Basın Kartları’nın kullanıma yeniden açtı.
Durmuş: TGS kart verme sürecine öncülük edecek
Görüşlerine başvurduğumuz önde gelen basın meslek örgütleri, gazetecilere basın kartlarını kendi aralarında seçecekleri komisyon eliyle verilmesi düşüncesinde.
Türkiye Gazeteciler Sendikası Genel Başkanı Gökhan Durmuş, uzun yıllardır basın kartının meslek örgütleri tarafından verilmesini savunduklarını belirterek, “Savunmak yetmiyordu o yüzden Ekim ayında yaptığımız Genel Kurul’da basın kartını konusu tartışıldı ve meslek örgütlerinin vermesi, bu sürece TGS’nin öncülük etmesi konusunda karar alındı. Mevcut yönetimimiz bu konuda Genel Kurul tarafında görevlendirildi” dedi.
Aralık ayında 5 meslek örgütüne çağrı yaptıkları ve bu fikri tartışmaya açtıklarını belirten Durmuş, önümüzdeki günlerde 8 meslek örgütü ile toplantılara devam edeceklerini söyledi. “Tüm Avrupa’da olduğu gibi Türkiye’de de basın kartını meslek örgütlerinin oluşturacağı bir komisyon verecek” diyen Durmuş, “Kimse şimdi kart konusunda sıkıntı var kartlarını alınca vazgeçerler diye düşünmesin” diyerek kararlılıklarına vurgu yaptı.
TGS Başkanı Durmuş, önümüzdeki günlerde yıpranma payından yararlanmanın sarı basın (turkuaz) kartı taşımaya bağlayan yönetmeliğin iptali için de dava açacaklarını bildirdi ve “Gazeteci onayını okurundan, izleyicisinden ve meslek örgütünden alacak sadece” şeklinde konuştu.
TGC görüşlerini bu akşamki toplantıda netleştirecek
Türkiye Gazeteciler Cemiyeti Genel Sekreteri Sibel Güneş ise kartların meslek örgütü tarafından verilmesi yönündeki görüşlerinin 27 Ocak Pazartesi akşamı Yönetim Kurulu’nda görüşüleceğini ve görüşlerinin 28 Ocak Salı günü kamuoyuyla paylaşacaklarını bildirdi.
Kanlı: Kimin kart alacağına meslek örgütleri karar vermeli
Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Yusuf Kanlı ise Basın Kartları’nın meslek örgütleri tarafından verilmesinin isabetli olacağını belirterek, “Dünyadaki bu uygulamaya biz de katılmış oluruz. Dünyanın hiçbir yerinde basın kartı artık devletlerin gözetiminde verilmiyor” dedi.
Daha önce gazeteci örgütlerinin çoğunlukta olduğu bir yapılanma olduğunu hatırlatan Kanlı, “Ama son zamanlarda gördüğümüz devlet artık gazetecilerin kim olması gerektiğine de karar vermeye başladı. Sanırım en büyük sıkıntımız da bu” diye konuştu.
Çok sayıda gazetecinin son zamanlarda kartlarının iptal edildiğini hatırlatan Kanlı, “Ne olacağını kimse bilmiyor şimdi. Bu durum bize bir gerçeği bir kez daha hatırlattı” dedi ve şunları ekledi:
“Gazetecinin bir kere kim olduğuna gazeteciler karar verir. Devlet değil. Meslek örgütleri karar verir. Sendikaların, cemiyetlerin oluşturacağı komisyonla objektif uluslararası kriterlerle kart verilmeli. Her ne kadar bazı çevrelerde gazetecilik bir hobi gibi görünse de bu bir meslek. Bu meslekte de kurallar vardır. Etik ilkeleri vardır. Bunların uygulanması gerekir. Bunları da gazetecilerin belirlemesi gerekir.”
‘Devlet isterse sekretaryasını yine yapsın’
“Biz gazeteci örgütlerinin bu işe sahip çıkması gerekiyor” diyen Ankara Gazeteciler Cemiyeti Başkan Yardımcısı Kanlı, görüşlerini şu şekilde özetledi:
“Basın kartlarını yine devlet isterse eski sistemde olduğu gibi sekretaryasını yapsın. Devlete karşı bir lafımız da yok. Ama gazeteci örgütleri karar versin buna. Kimin gazeteci olduğuna gazeteci örgütleri karar vermeli artık. Kimin kartı olması gerektiğini, kime kart verilmesi gerektiğine kadar. Bir kişinin gazeteci kartı iptal edilecekse de yine ona karar verecek olan gazeteci örgütlerinin oluşturduğu bir komisyon olmalıdır. Buna bir devlet memur değil gazeteciler karar vermeli diyoruz.”
Dikmen: Kartları meslek örgütleri vermeli
İzmir Gazeteciler Cemiyeti Başkanı Misket Dikmen ise şimdiki Cumhurbaşkanlığı İletişim Daire Başkanlığı bünyesindeki komisyonun tartışılır bir komisyon olduğunu söyledi. Daha önceki Sarı Basın Kartları Komisyonu’nun yapısında meslek örgütlerinin temsilcilerinin bulunduğunu hatırlatan Dikmen, “Dünyanın birçok ülkesinde basın kartları basın örgütleri tarafından verilir. Bu anlamda da daha objektif bir dağılım söz konusu oluyor. Ama bugün Türkiye’de bundan söz etmemiz mümkün değil” diye konuştu.
Gazetecilere kart verilmesi konusunda ciddi sıkıntılar yaşandığını ifade eden Dikmen, mevcutların da iptal edildiğini hatırlatarak, “Bunların siyasi bir görüş doğrultusunda olduğu ortada” dedi. Misket Dikmen, basın kartlarının basın meslek örgütleri tarafından verilmesi gerektiğini vurguladı.
Türenç: Komisyon gazetecilerden oluşmalı, kartı sendika vermeli
Basın Konseyi Başkanı Pınar Türenç de gazetecilere basın kartının meslekte yetkin, tarafsızlığı ile bilinen deneyimli gazetecilerden oluşan bir komisyon tarafından verilmesi gerektiğini söyledi. Türenç, komisyonun karar vermesi gerektiğini, basın kartının ise sendika tarafından verilmesinin daha doğru olabileceğini kaydetti.
Ağustos 2019’da İzmir’de yaptıkları Basın Konseyi Yüksek İstişare Kurulu toplantısında konuyu değerlendirdiklerini belirten Türenç, bu toplantıda hem yeni Basın Kartları Komisyonu’nu hem de turkuaz rengini kabul etmediklerini kamuoyuna açıkladıklarını hatırlattı.