Yeniden görülen Gezi Davası’nda tutuklu bulunan Osman Kavala tahliye edilmedi. Mahkeme başkanı, karara muhalefet şerhi koydu.
Gezi Davası’nda verilen beraat kararlarının İstinaf Mahkemesi tarafından bozulmasının ardından aralarında iş insanı Osman Kavala, Can Dündar ve Memet Ali Alabora’nın da bulunduğu 7 sanığın yargılandığı davanın ilk duruşması görüldü. Çağlayan’da bulunan İstanbul 30’uncu Ağır Ceza Mahkemesi görülen duruşmada, sanıkların savunmalarının ardından savcılık mütalaa verdi. Savcılık, Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verilmesini talep etti.
Kavala: Telif FETÖ’ye ait
Mütalaaya karşı savunma yapan Osman Kavala, “Davaların birleştirilmesiyle, Gezi olaylarının hükümeti devirmeye yönelik bir komplo olduğu senaryosu temelinde 3,5 yıl önce başlayan yargı süreci yeni bir aşamaya girecek. Daha önce hatırlattığım gibi Gezi iddianamesi senaryosunun telifi FETÖ üyeliğinden yargılanan emniyet ve yargı mensuplarına ait. İddianamenin ekinde bulunan 14 ve 15 Haziran 2013 tarihli yazılardan görüleceği gibi, Gezi olaylarının benim baş aktörlerinden olduğum bir komplo olduğu kurgusu Kaçakçılık ve Organize Suçlarla Mücadele Daire Başkanlığı’nda üretilmiş” dedi.
‘Savcı itiraf ediyor’
Hukuksuz dinlemeleri yapanların da aynı ekip olduğuna vurgu yapan Kavala, şöyle devam etti: “Gezi protestolarının bir komplo olduğu kurgusu iktidarca benimsendiği ve siyaseten kullanıldığı için, bu anlatıya ters düşen beraat kararlarının bozulması benim için şaşırtıcı olmadı. Gene bu anlatı gereği, bir komplo olarak Gezi protestolarını planladığım, yönettiğim ve finanse ettiğim algısının canlı tutulması için; aleyhime hiçbir delil olmamasına rağmen Gezi davasından beraat etmiş olmama rağmen, AİHM’nin tutuklanmamın hak ihlali olduğuna hükmetmesi ve derhal serbest bırakılmamı talep etmesine rağmen, cezaevinde tutulmam gerekli görüldü. Suçlamalar değişiyor, bayrak yarışlarında bayrağın elden ele geçmesi gibi farklı yargıçlar ve mahkemeler yere düşürmeden tutukluluğumu birbirlerine geçiriyorlar. AİHM kararının etrafından dolanmak için icat edilmiş olduğu aleni hale gelmiş olan casusluk suçlamasıyla ilgili hiçbir bulgu olmadığını iddianameyi hazırlayan savcı da biliyor, hatta itiraf ediyor. AİHM’nin tespit ettiği gibi yetkiyi kötüye kullanarak kişiyi özgürlüğünden mahrum bırakmak ve bu davranışı devam ettirebilmek için yasaların dışına çıkarak adaleti yanıltmak da, yukarıdaki değerlendirmeyi düşündürmektedir. Bu eyleme son vermenizi ümit ediyorum.”
Ne kadar sürecek?
Kavala’nın ardından avukatı Köksal Bayraktar söz aldı. Av. Bayraktar, müvekkilinin bin 811 gündür tutuklu olduğuna işaret ederek, müvekkilinin hem fiziken hem de ruhen yıprandığını belirtti. Bayraktar, “O zaman bu mantıkla gidersek Osman Kavala 15 yıl tutuklu kalacak. Böyle mantık olur mu? Bu mantık bizi çağdaş adalet anlayışından uzaklaştırıyor. AİHM, bu tutukluluğun dayandığı eylemde şiddete başvurma yöntemi görülmemektedir diyor. Uzatılmış tutukluluk terimini kullanıyor AİHM. Bu terim içinde kast vardır, objektiflikten uzaklaşma vardır. Bir kişinin cezaevinde tek bir odada tek başına bırakılması daha ne kadar sürecek?” diye sordu.
Mahkeme, 30 dakikalık bir aranın ardından kararını açıkladı. Mahkeme, oy çokluğuyla Kavala’nın tutukluluk halinin devamına karar verdi. Mahkeme başkanı karara muhalefet şerhi koydu.
Duruşma 6 Ağustos’a ertelendi.