HABER MERKEZİ – Adalet Bakanlığı Ceza İşleri Genel Müdürlüğü 6284 Sayılı Kanunun uygulanmasına ilişkin Başsavcılıklara genelge gönderdi. Genelgede, zorlama hapsi kararlarının kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği, koşullu salıverme ve denetimli serbestliğin ise infaz uygulamalarına konu edilemeyeceği belirtildi. Genelgede ‘Gizli’ yürütülen soruşturma delillerin sosyal medyada paylaşılmasının önüne geçilmesinin istenmesi dikkat çekti.
Aile içi şiddet ve kadına yönelik şiddet suçlarının soruşturmaları ile 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun’un uygulanmasına ilişkin Adalet Bakanı Abdulhamit Gül imzalı beş sayfalık bir genelge başsavcılıklara gönderildi. Genelgede, kanun kapsamında verilen önleyici ve koruyucu tedbir kararlarının güncellenmesinde fayda bulunduğu belirtildi. “Aile kurumu” nun önemine vurgu yapılan genelgede, 6284 sayılı kanunun 20 Mart 2012 tarihinde yürürlüğe girdiği hatırlatıldı
Genelgede, “Aile içi ve kadına karşı şiddet suçlarına ilişkin yürütülen soruşturmalarda” ve “Tedbir karar ve uygulamalarında uluslararası sözleşmeler ve ulusal mevzuat hükümleri gözetilerek” iki ayrı başlık altında dikkat ve özen gösterilmesi istenen konular 23 madde olarak sıralandı. Özen gösterilmesi istenen önlemlerin çoğu ‘yeni’ olmazken, “Gizlilik kararı verilen soruşturmalar” ile “Failin koşullu salıverme ve denetimli serbestlik” yeni bir talep olarak genelgede yer aldı.
Şiddet bürosu kurulacak
Cumhuriyet başsavcılıkları bünyesinde, “Aile İçi ve Kadına Yönelik Şiddet Bürosu” kurulması ve bu bürolarda çalışan Cumhuriyet savcılarının uzmanlaşmalarının sağlanarak zorunlu durumlar dışında farklı işlerde görevlendirilmemesi ve sık işbölümü değişikliği yapılmaması istendi. Mağdurun daha önce başka şikâyetinin bulunup bulunmadığının mutlaka kontrol edilmesinin istendiği genelgede, süregelen şiddet vakalarının tespiti halinde şüpheli hakkında zincirleme eylemlerle orantılı koruma tedbirlerine başvuru hususunun da göz önünde bulundurulması gerektiği belirtildi.
Gizli olan soruşturmaların paylaşılması engellenecek
Gizli olan soruşturma evresiyle ilgili ifade, tutanak, belge, ses ve video kaydı gibi delillerin internet ve sosyal medya gibi platformlarda paylaşılmasının önüne geçilmesinin istendiği genelgede, kanuni zorunluluk nedeniyle gizli tutulan bilgilerin üçüncü kişilere verilmesinin TCK’nın 285 inci maddesi uyarınca “Gizliliğin ihlali” suçundan sorumluluk doğuracağı belirtildi.
Genelgede, mağdurun hayatî tehlikesinin bulunması halinde, talebinin bulunup bulunmadığına bakılmaksızın yaşama hakkının korunmasını sağlamak amacıyla geçici koruma altına alma tedbiri hususunda karar verilmek üzere gereğinin yapılması için mülkî amire bildirilmesi istendi.
Raporu kimin hazırlayacağı muğlak bırakıldı
Cumhuriyet savcılığı veya kolluk birimlerine müracaat eden kişinin beyanları alındıktan sonra talebi hâlinde kolluk marifeti ile ŞÖNİM’e gönderilmesinin istendiği genelgede, mağdurun ve şiddet uygulayana ilişkin ayrıntılı sosyal araştırma raporlarının mahkemeye sunularak uygun tedbirlere hükmedilmesi hususunda talepte bulunulması istendi. Ancak, bu raporların kim tarafından hazırlanacağı muğlak bırakıldı.
Genelgede, korunan kişiye yapılacak tebligatlarda ŞÖNİM’e ait adres bilgilerinin kullanılması hususunun dikkate alınmasın kaydedildiği genelgede, korunan kişi ve diğer aile bireylerinin bilgileri ve adreslerinin resmi kayıtlarda gizli tutulması hususuna riayet edilmesine özen gösterilmesi istendi.
Denetimli serbestlik infaz uygulamalarına konu edilmeyecek
Zorlama hapsi kararlarına ilişkin genelgede şu şekilde yer aldı: “İtiraz kanun yoluna tabi olması ve kesinleşmeden infaz edilememesi hususları dikkate alınarak mahkeme tarafından ilgilisine tebliğ edilmesi, Açık Ceza İnfaz Kurumlarına Ayrılma Yönetmeliğinin 8 inci maddesi uyarınca, kapalı ceza infaz kurumlarında infaz edilmesi gerektiği, Koşullu salıverme ve denetimli serbestlik gibi infaz uygulamalarına konu edilemeyeceği.”