TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu, çocuk cinsel istismarcılarına yönelik affın toplumun gündeminden çıkarılmasını istedi.
Platform üyesi Gülbahar, söz konusu teklifle 264 kişinin affından bahsetmediklerini, milyonlarca kız çocuğunun geleceğinden, ülkenin geleceğinden bahsettiklerine dikkat çekti.
Affın Meclis’e getirilmemesi için “bize uyku yok, nefes almak yok çalışmaya devam edeceğiz” diyen Gülbahar, muhalefet partilerinin de net bir mücadele vermesi gerektiğini söyledi.
TCK 103 Çocuk Cinsel İstismar Affına Karşı Kadın Platformu, çocuk cinsel istismarcılarına yönelik af girişimleri ile İstanbul Sözleşmesi ve 6284 sayılı Şiddet Yasasına yönelik karalamalara karşı basın toplantısı düzenledi. 276 kadın örgütünün yer aldığı ve 92 kuruluşun destek verdiği platform, basın toplantısını video konferans yöntemiyle yaptı. Toplantıya çok sayıda kadın örgütü temsilcisi ile gazeteciler katıldı. Basın toplantısı youtube üzerinden canlı yayınlandı.
‘Her gün yeni bir kazanılmış hakkın tehdit edildiği ortamda yaşıyoruz’
Platform üyesi Eşitlik İzleme Kadın Grubundan hukukçu Hülya Gülbahar, yıllardır kadın hareketi olarak alarm halinde yaşadıklarını anlattı. Kadınlar için her gün yeni bir kazanılmış hakkın tehdit edildiği bir ortamda yaşamanın çok zor olduğunu belirten Gülbahar, şunları ifade etti:
“Bu tehditler yeri geliyor otobüste bizimle hareket eden yolcudan, yeri geliyor en üst düzeyde siyasetçilerden geliyor. Özellikle kadın erkek eşitliğinin sağlanmasına yönelik devlet politikalarının terk edildiği günden beri belki de 200 yıllık kazanılmış haklar tehdit altında Türkiye’de. Bu tehdidin güncel konularından bir tanesi de çocuk cinsel istismarcılarına af getirilmesi girişimi.”
‘Türkiye kamuoyu karşı çıktı teklif geri çekildi’
Çocuk istismarcılarına affın gündeme getirilmesi sürecine değinen Gülbahar, şunları aktardı: “2016 yılında Kasım ayında bir gece yarısı operasyonuyla 5-6 milletvekili apar topar hazırladığı bir teklifi Meclis’e getirdi. Teklif Meclis’te muhalefetin en az olduğu saatlerde iktidar partisinin çoğunluk sağlayıp yasayı geçirecek koşullar oluşturularak yasalaştırılmak istenmişti. Buna karşı sadece kadın örgütleri değil bütün Türkiye kamuoyu her görüşten kadınlar ve erkekler cinsel istismarcılara af girişimine karşı çıkmıştı. Ve bu nedenle de geri çekilmişti.”
‘Nisan’da bir takım milletvekilleri af çıkarmak için uğraştılar’
Ancak teklifin asla geri çekilmediğini 2016 yılından beri sürekli olarak gündemde tutulduğuna dikkat çeken Gülbahar, “En son 2020 yılının Nisan ayında Meclis’te infaz yasası görüşülürken, Covid-19 nedeniyle bir takım hükümlülerin tutukluların serbest bırakılması konusu tartışılırken bir takım milletvekilleri ceplerinde yeni bir taslakla girişimlerde bulunup bu çocuk cinsel istismarcılarına af çıkarmak için uğraşmışlardı.” hatırlatmasında bulundu.
‘Tecavüz ve istismara evlilik kılıfı’
Gülbahar, söz konusu teklifin ayrıca çocuk cinsel istismar suçuna karışan herkesin hakkında açılan kamu davalarının da düşmesi anlamına geldiğini, dehşet bir teklif olduğunu söyledi. Teklifin, tecavüz ve cinsel istismarın evlilik kılıfı altında cezasız bırakılması anlamına geldiğine vurgu yapan Gülbahar, Nisan’da teklifin protestolar sonucu geri çekildiğini hatırlattı.
‘AK Parti üst düzey yöneticileri affın çıkarılacağını ilan etti’
AK Parti Grup Başkanvekili Özlem Zengin gibi üst düzey siyasetçilerin bayramdan sonra ya da Meclis’in kapanacağı 15 Temmuz’dan önce bu affın çıkartılacağını ilan ettiklerini söyleyen Gülbahar, buna karşı Türkiye’nin her yerinden, her kesimden 276 kadın örgütü olarak bir araya gelerek bu platformu oluşturduklarını belirtti.
‘İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesi gündeme getirildi’
AK Parti üst düzey yöneticilerinden Numan Kurtulmuş’un kadın haklarına yönelik yeni bir saldırı cephesi açtığını belirten Gülbahar, kadınları ve kız çocuklarını şiddetten koruyacak, Türkiye’nin ve Dünyanın en önemli mekanizmalarından biri olan İstanbul Sözleşmesi’nden imzanın çekilmesini gündeme getirdiğini söyledi.
‘Her iki girişimden acilen vazgeçin’
Gülbahar, şöyle devam etti: “Tüm siyasetçilere ve özellikle de iktidar partisine mutlaka ve mutlaka her iki girişimden acilen vazgeçin talebimizi iletmek istiyoruz. Çünkü kulislere yansıtılan bilgilere göre ki bu bilgiler kamuoyunu ve kadınları yatıştırmak için olabilir. Bu bilgilere göre ‘Meclis kapanana kadar çocuk cinsel istismarıyla ilgili af tasarısı gündeme gelmeyecek bu af Meclis’e geri dönüldüğünde tartışılacak’ deniyor.”
’Bu af teklifi getirilmesin diye gözümüzü Meclis’ten ayırmayacağız’
Kesinlikle her gece meclis açık olduğu sürece gözlerini meclisten ayırmayacaklarını söyleyen Gülbahar, “Bir son dakika kararıyla af Meclis’ten çıkarılmasın diye nöbetimiz 15 Temmuz’a kadar sürecek. 15 Temmuz’a kadar bize uyku yok, nefes almak yok çalışmaya devam edeceğiz. Bu af teklifi getirilmesin diye.”
‘Teklif tamamen toplumun gündeminden çıkarılmalı’
Sadece teklifin geri çekilmesini istemediklerini tamamen toplum gündeminden de çıkarılmasını istediklerine vurgu yapan Gülbahar, şöyle konuştu:
“Çünkü biz kadınlar olarak biliyoruz ki bu af girişimi sadece ve sadece iddia edildiği gibi 264 ‘mağdur aileyle’ ilgili bir konu değil. 264 mağdur ailenin bir bölümü Covid-19 izinleri sayesinde serbest bırakılmış bile olabilir. Mesele çocuk yaşta evlendirmek, evlilik yaşını 9 gibi 12 gibi yaşlara indirip Medeni Kanunu devre dışı bırakmak. Aynı şekilde çocuklarla cinsel ilişki yaşını 15 değil 12’ye kadar indirerek ve 12 yaşın üstündeki bütün çocuklarda rıza tartışmasını gündeme getirerek bunu düzenleyen TCK’nın maddelerini de devre dışı bırakmak. Paralel ikinci hukuku devreye sokmak”
‘Milyonlarca kız çocuğunun geleceğinden bahsediyoruz’
Sadece 264 kişinin affından bahsetmediklerini, milyonlarca kız çocuğunun geleceğinden, ülkenin geleceğinden bahsettiklerine vurgu yapan Gülbahar, “Anayasa mahkemesi örneğin taraflar arasında 15 yaş olmasın 16 yaş fark varsa da bu evlilik halinde cezasızlık geçerli olsun dediği anda 12-13 yaşındaki kız çocuklarının 70 yaşındaki erkeklerle evlilik adı altında törenle tecavüz ettirilmesine tanık olabiliriz.” dedi.
‘Muhalefet partilerinin apolitik muhalefet tarzından vazgeçmesi gerekiyor’
Teklifin yoksul ve emekçiler için yıkım anlamına gelecek bir toplum projesi olduğuna vurgu yapan Gülbahar, şöyle konuştu:
“Bu nedenle hep beraber bu toplum projesine karşı çıkmak gerekiyor. Muhalefet partilerinin de bu konuda kadın örgütleriyle birlikte çok net bir mücadele vermesi gerekiyor. ‘Marjinal bir kesimin oyunu alacağım’ diyerek bir ülkenin geleceğini feda edecek apolitik bir muhalefet tarzından vazgeçmesi gerekiyor.”
‘Kız çocuklarının 18 yaşında evliliğine toplumun yüzde 91’8’i hayır diyor’
Gülbahar’ın konuşmasının ardından Platformun Bilgi Dosyası Çalışma Grubu üyesi Zelal Ayman, 70 sayfalık oluşturdukları bilgi dosyasına ilişkin sunum yaptı. Platformun da üyesi olan Havle Kadın Derneği’nin “Erken Yaşta Evlilik Araştırma Sonuçlarını” paylaşan Ayman, “Araştırmada, kız çocuklarının 18 yaşında evlendirme yaşına toplumun yüzde 1,1’i ‘evet’, yüzde 7,1’i ‘emin değilim’, yüzde 91,8’i ise ‘hayır’ yanıtını verdi.” dedi.
‘Dünyada sadece İran’da yasal evlilik yaşı 13’
Dünyada sadece İran’da 13 yaşın yasal evlilik yaşı olduğunu Ayman, “15 yaş 4 ülkede, 16 yaş 11 ülkede, 17 yaş 5 ülkede, 18 yaş 132 ülkede yasal evlilik yaşı olarak tanımlanıyor” bilgilerini paylaştı.
Süheyla Doğan ise, platform olarak Cumartesi günü Türkiye genelinde alanlarda olacaklarını aynı zamanda Meclis’te de siyasi partilerle sürekli temas halinde olacaklarını söyledi.
Toplantı gazetecilerin sorularının yanıtlanmasıyla devam etti.