HDP Sözcüsü Günay, “Sayın İmamoğlu belediyelerimizi ziyaret etmiş, bu şekilde suçu ve suçluyu övmüş! Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanını ziyaret etmekten daha doğal ne olabilir? Suç olan, bir belediyeyi ziyaret etmek değil belediyeyi kayyımla gasp etmektir.” dedi.
HDP Sözcüsü Ebru Günay, partisinin Genel Merkezinde basın toplantısı düzenledi. Dersim Tertelesinin yıldönümü olduğunu hatırlatan Günay, Dersim Tertelesi’nde hayatını kaybedenlerin anısını mücadeleyi yükselterek anlamlandırmaya çalıştıklarını söyledi. Günay, “Bu ülkede bütün hakikatler ortaya çıkana, sorumlular tarih karşısında hesap verene kadar da bu mücadelemiz edecektir.” dedi.
‘Denizlerin idam edilmesi barış mücadelesine kanlı bir cevaptı’
6 Mayıs 1972’de Deniz Gezmiş, Hüseyin İnan, Yusuf Aslan’ın idam edilmesinin üzerinden tam 49 yıl geçtiğini hatırlatan Güney, “Denizlerin idam edilmesi, halkların eşitlik, özgürlük, barış mücadelesine verilen kanlı bir cevaptı ve o tarihten beri benzer saldırılar hiç eksik olmadı.” dedi.
‘Halkımız bayramı zor koşullarda karşılıyor’
Ülkenin acıları ve sevinçlerinin iç içe geçmiş durumda olduğuna vurgu yapan Günay, Hıdırellez bayramının bütün halka kutlu olmasını, bayramın bahar gibi toplumsal yaşamın da canlanmasına vesile olmasını diledi.
Halkın Ramazan Bayramı’nın pandemi koşullarında, açlık, savaş ve yoksulluk şartlarında karşılayacağını belirten Günay, “İnsanlar açlıktan, geçim sıkıntısından intihar ediyor, kepenk kapatan esnaf, aşısız ve yurttaşlar korumasız ve pandemi ile açlık arasında ikileme sürüklenmiş durumda.” şeklinde konuştu.
‘AKP-MHP iktidarının panzehri HDP’dir’
İktidarın tüm bunları görünmez kılmanın yolu olarak HDP’ye saldırdığını belirten Günay, “Evet, bekalarını partimize saldırarak ayakta tutmaya çalışan aciz bir iktidar var karşımızda. Ancak onlar saldırdıkça biz güçleniyoruz. Onlar saldırdıkça halk, HDP’nin Türkiye için ne kadar elzem olduğunu daha iyi anlıyor. İzmir Aliğa’da, Rize İkizdere’de, Diyarbakır Bağlar’da, İstanbul’da, İzmir’de, Cizre’de görüyoruz bunu. Bu yüzden diyoruz ki; nasıl ki faşizmin panzehri demokrasi ise AKP-MHP iktidarının panzehri HDP’dir.” dedi.
‘Suç olan belediyeyi ziyaret etmek değil belediyeyi kayyımla gasp etmektir’
İstanbul Belediye Başkanı İmamoğlu hakkında, HDP belediyelerini ziyaret ettiği gerekçesiyle soruşturma başlatıldığını belirten Günay, şunları ifade etti:
“İçine düştükleri çürümeyi halktan gizlemek için ne yapacaklarını, nereden tutacaklarını bilmiyorlar artık. Nedir soruşturma gerekçesi? Sayın İmamoğlu belediyelerimizi ziyaret etmiş, bu şekilde suçu ve suçluyu övmüş! Gerçekten bu iktidar kötülükte sınır tanımıyor, rezalette kendisiyle yarışıyor. Şirazeden çıkmış bir iktidar ve onun genelgeci bakanı Soylu durdurulamıyor artık. Halkın oylarıyla seçilmiş bir belediye başkanını ziyaret etmekten daha doğal ne olabilir? Suç olan, bir belediyeyi ziyaret etmek değil belediyeyi kayyımla gasp etmektir.”
‘Suç arıyorsa İçişleri Bakanının fotoğraf albümlerine baksın’
Sadece Mardin kayyımının tarihin gelmiş geçmiş en büyük “kent soygunlarından” birine imza attığını, belediyeyi milyonlarca lira dolandırdığını ifade eden Günay, “O kadar çok çaldılar ki atadıkları kayyımlara kayyım atamak zorunda kaldılar. Neden? Yolsuzluktan, dolandırıcılıktan, organize suçlardan. Yani iktidar suçlu arıyorsa, kayyımlarına, kayyımlarının yaptıklarına baksın. İktidar suçlu arıyorsa kendi belediyelerinin gri pasaportla yurtdışına nasıl insan kaçırdığına baksın. İktidar suçlu arıyorsa, dolandırıcı, çete, kadın katili arıyorsa İçişleri Bakanı’nın fotoğraf albümlerine, onunla fotoğraf çektirenlere baksın.”
‘Camiye biber gazıyla saldırmaları insanlığın vicdanını yaraladı’
Furkan Vakfı üyelerine Antep’te camideki polis müdahalesine değinen Günay, “İbadethanelere bu şekilde saldırmak faşizmin geldiği boyutları göstermesi açısından çarpıcıdır. Lebalep kongreler yapan AKP iktidarının, pandemi yasağı gerekçesiyle camilerde ibadet halinde olan yurttaşlara biber gazıyla saldırması, şiddet uygulaması sadece İslam dünyasının değil insanlığın vicdanını yaraladı. Bu görüntüleri kabul etmek mümkün değil.” dedi.
‘Pandemi gerekçesiyle 1 Mayıs’ı kutlamak yasaklandı’
Benzer şiddetin, 1 Mayıs’ta alanlara çıkmak isteyenlere karşı da uygulandığına işaret eden Günay, “Gene pandemi yasağı gerekçesiyle bu kez 1 Mayıs’ı kutlamak yasaklandı. Kongre salonlarına giremeyen virüs 1 Mayıs meydanlarına, camilere girebilirdi demek. Çözümü de 1 Mayıs’ı kutlayan işçiye, camide ibadet eden yurttaşa işkence etmekte buldular.” ifadelerini kullandı.
Sınır ötesi operasyona dikkat çekti
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’nde olan bölgelere yönelik sınır ötesi operasyonlara dikkati çeken Günay, “Bu son operasyonda da yine köyler boşaltıldı. Afrin’den Qamışlo’ya, Şengal’den İran sınırına kadar bin 200 kilometreyi aşkın Bölgesel Kürdistan Yönetimi sınırında oluşturulmak istenen tampon bölgenin asıl gerekçesi Kürt düşmanlığıdır.” dedi.
Kürdistan Bölgesel Yönetimi’ne seslenen Günay, “Beklentimiz Kürtleri karşı karşıya getirmeye yönelik politikalara alet olunmaması, bu kazanımların çeşitli bölgesel işbirliklerine kurban edilmemesidir. Bu Kürt halkına karşı tarihi sorumluluğun gereğidir.” çağrısında bulundu.
‘Savaş politikaları geleceği heba ediyor’
Türkiye halklarına da çağrıda bulunan Günay, “Ekonomik krizin bunca derinleştiği, insanların evine ekmek alamadığı, yoksulluktan dolayı her gün yurttaşlarımızın intihar ettiği Türkiye’de savaşın hiçbir yurttaşımıza faydası yok. Bu savaş politikasının ağır faturasını iktidar Türkiye’nin yoksullarına ödetiyor. Savaş politikaları halkların dününü heba ettiği gibi, bugününü ve geleceğini de heba ediyor.” şeklinde konuştu.
‘İmralı’nın kapılarını açın’
Abdullah Öcalan’ın 22 yıldır ağır tecrit altında tutulduğunu ifade eden Günay, “Avukat görüşü yok, aile görüşü yok, telefon görüşü yok. Öcalan çözüm modellerinden söz ettikçe, yol haritaları hazırladıkça, somut adım atıp hazır olduğunu ifade ettikçe ve kangrenleşmiş Kürt sorununa dair nihai çözüm masasını işaret ettikçe tecrit ağırlaşıyor, tecrit derinleşiyor.” dedi.
Cezaevlerinde tecridin kaldırılması için 162 gündür açlık grevinde olan tutukluların sesine ve uyarısına kulak verilmesini isteyen Günay, “İmralı’nın kapılarını açın.” diye konuştu.
‘İktidar tam kapanma değil güvencesiz kapatma günleri başlattı’
Günay, iktidarın pandemiye karşı uyguladığı politikaları eleştirerek konuşmasını sürdürdü. 3’üncü dalgası yaşanan pandemide iktidarın, “tam kapanma” değil “güvencesiz kapatma” günleri başlattığını söyledi. Günay, “Yani ne sağlık ne de ekonomik güvence veremeyen bu aciz iktidar, esnafı, işsizi, işçiyi, çiftçiyi eve kapatarak yaşama ihtimalini şansa havale ediyor. Bazı sektörlerde işçiler aşı yapılmadan işyerlerine kapatıldı.” dedi.
‘Bu bölgelere ne zaman sıra gelecek?’
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu’nun aşıda öncelliği turizm bölgelerine vereceğini söylediğini aktaran Günay, “Yani bu anlayış her şeye para, kazanç ve kar gözü ile bakıyor. Peki ya iç Anadolu, Doğu ve Güneydoğu ne olacak? Soruyoruz, Karadeniz ve diğer bölgelere ne zaman sıra gelecek?
AKP iktidarının ülkeyi yönetemediğini, sağlık ve ekonomik güvence sağlayamadığını, işsizliğin önüne geçemediğini, enflasyonu ve kuru durduramadığını belirten Günay, şunları ifade etti:
“Her gün milyonlarca dolar faiz ödemesini engelleyemiyor. Bu acizlik dünyanın başka ülkesinde olsaydı Sağlık Bakanı ve Genelge Bakanı bir gün görevde kalmaz, istifa ederdi. Biz tekrardan diyoruz ki, bir ülkede herkes kendi başının çaresine bakacaksa, o ülkedeki iktidarın işlevi ve meşruiyeti kalmamıştır. O yüzden bu durumu değiştirme sorumluluğu bizdedir, muhalefette ve toplumdadır.”
Yeni1Mecra