Kanal İstanbul Çalıştayı’nın açılış konuşmasını yapan İBB İmamoğlu, Türkiye’nin birçok önemli ve hayati sorunu olduğunu belirterek, “Türkiye, Kanal İstanbul’a mecbur bir ülke değildir.” dedi. Çalıştaya katılan CHP Lideri Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Akşener, konuşmalarında Cumhurbaşkanı Erdoğan’a eleştirilerde bulundu.
HABER MERKEZİ – İstanbul Büyükşehir Belediyesi’nin (İBB), “Kanal İstanbul Çalıştayı” İstanbul Kongre Merkezi’nde başladı. Çalıştayda farklı disiplinlerden bilim insanları, hukukçular ve finans uzmanları bir araya geldi.
Çalıştayda, 4 farklı salonda 8 ayrı panelde, 40 bilim insanı Kanal İstanbul’la ilgili fikirlerini paylaşacak. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ve İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener de çalıştaya katılanlar arasında yer aldı. İmamoğlu’nun çağrısı ile HDP Yerel Yönetimlerden Sorumlu Eş Genel Başkan Yardımcısı Salim Kaplan, Ekoloji Komisyonu Üyesi Beyza Üstün, HDP’li milletvekilleri Hüda Kaya ve Oya Ersoy da çalıştaya katıldı. Milletvekilleri, siyasi parti temsilcileri, belediye başkanları, sendika yöneticileri, meslek odaları üyeleri, İBB üst yönetimi ile çok sayıda vatandaş çalıştaya katılanlar arasında yer aldı.
Medya kuruluşları yoğun ilgi gösterdi
Yerli ve yabancı medya kuruluşlarının yoğun ilgi gösterdiği çalıştayda, ilk konuşmayı, “Kanal İstanbul’un Dünü Bugünü” başlığıyla, İBB İmar ve Şehircilik Daire Başkanı Gürkan Akgün yaptı. Çalıştayın açılış konuşmasını ise İBB Başkanı Ekrem İmamoğlu gerçekleştirdi. İmamoğlu, sözlerine, çalıştayı izleyen medya mensuplarının “10 Ocak Dünya Çalışan Gazeteciler Günü”nü kutlayarak başladı.
Projeye riskli ameliyat benzetmesi
İmamoğlu, “İstanbul öyle kıymetli, öyle eşsiz bir şehirdir ki, ona tek bir kazma vuracak olanın bile çıkıp bunu niye yapmak zorunda olduğunu anlatmak mecburiyeti vardır” dedi. Kanal İstanbul’u riskli bir ameliyata benzeten İmamoğlu, şöyle konuştu: “Tamamıyla yanlış bir ameliyat. İstanbul kesip biçilecek. İstanbul’un hayati sistemleri zarar görecek. İstanbul’un bazı bölgeleri felç olacak. Kimi yerleri sakat kalacak. Bir şehri böyle riskli, böyle ölümcül bir ameliyata sevk edenler, ‘Siz ne derseniz deyin, bu ameliyat yapılacaktır’ diyemezler. Bunu yapmayı kafalarını koymuş olanlar, bu ameliyata neden mecbur olduğumuzu mutlaka anlatmak zorundalar.”
“Hepimiz, İstanbul’a dayatılan bu büyük ameliyatın riskleri konusunda her şeyi bilmek ve her detayı öğrenmek zorundayız.” diyen İmamoğlu, öğrendikten sonra hep birlikte karar vereceklerini söyledi.
‘Bilim insanları ne diyorsa ona kulak vereceğiz’
Bilim ve bilim insanları ne diyorsa, ona kulak vereceklerini vurgulayan İmamoğlu, konuşmasına şöyle devam etti: “Anlamaya, öğrenmeye ve sorgulamaya çalışacağız. Kanal İstanbul’un yaratabileceği bütün riskleri bileceğiz ve sonra her birimiz kendimize şu soruyu soracağız: Bütün bu riskleri almaya değer mi? Kanal İstanbul’a gerçekten mecbur muyuz? Bize anlatılanlar doğru mu? Bu şehrin ve bu ülkenin bunca sorunu varken, sıkıntıları, dertleri bunun sırası mı şimdi? Bizim Kanal İstanbul’la ilgili tavrımız siyasi değil, hayatidir.”
‘Proje üzerinden yeni bir siyasi kampanya üretiliyor’
İmamoğlu, projenin sahiplerinin maalesef konunun ekonomik boyutuna gerçek bir yatırımcı ciddiyetiyle yaklaşmadıklarına işaret etti. İmamoğlu, proje üzerinden yeni bir siyasi kampanya üretildiğine dikkat çekerek, “Gündelik siyasete ve birtakım ticari bağlantılara, rant ilişkilerine dayalı olduğu görüntüsü veren bu proje ve bu proje üzerinden yürütülen bu dalgalı, ne yazık ki bu yanar döner siyasete ihtiyacımız yoktur. Kaybedecek bir anı da yoktur.” dedi.
‘Türkiye Kanal İstanbul’a mecbur bir ülke değil’
Ülkenin birçok önemli ve hayati sorunu olduğunu kaydeden İmamoğlu, “Türkiye, Kanal İstanbul’a mecbur bir ülke değildir.” dedi. İmamoğlu, İstanbul’un trafik sorununu çözmeye, metro yatırımları, yeşil alanlar, su kaynakları, çocukların beslenme eğitim hakkı, gençlere iş, kadınlara huzur ve güven içerisinde toplumsal hayata katılma imkanlarını sunmaya mecbur olduğunu sıraladı. İmamoğlu, “Görevlerimizden ve hukuki sorumluluklarımızdan asla geri kalmayacağız” diyerek, çalıştaya katılanlara teşekkür ederek konuşmasını bitirdi.
Kılıçdaroğlu: Bir kişinin dayatması üzerine tartışıyoruz
Daha sonra CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu konuştu. “Türkiye açısından büyük sorunlar doğuracak bir olayı tartışıyoruz. Bir kişinin dayatması üzerine tartışıyoruz” diyen Kılıçdaroğlu, projenin önceliklerini de bir kişinin belirlediğini söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın “Kanal İstanbul’a karşı çıkıyorsanız bizi ikna edeceksiniz.” sözlerini hatırlatan Kılıçdaroğlu, “Güzel bir cümle aslında. Bildiğim kadarıyla İBB Başkanı’mız beyefendiyi davet etti. ‘Ben de dinleyeceğim, siz de dinleyin. Belki bilim insanları sizi ikna ederler’ dedi. Ama gelmedi.” dedi.
Kılıçdaroğlu’ndan Erdoğan’a TÜBİTAK raporu tavsiyesi
Erdoğan’a TÜBİTAK’ın projeye ilişkin raporuna bakmasını tavsiye eden Kılıçdaroğlu, “Eğer bulamazsan o raporu ben sana göndereceğim. Ama diyorsan ki, ‘Sen gönderdiğin zaman ben inanmıyorum, ee Putin’e göndereyim o sana göndersin!” dedi. Türkiye’nin yönetilmediğini ve savunulmadığını sık sık söylediklerini belirten Kılıçdaroğlu, “Ama asla hiçbirimiz umutsuz değiliz; asla. Bu ülkeye, bütün güzellikleri getireceğiz.” dedi.
Akşener: İstanbullulara ders verme eylemidir
Kılıçdaroğlu’nun konuşmasının ardından İYİ Parti Genel Başkanı Meral Akşener, konuştu. Kanal İstanbul’un Türkiye’ye ve İstanbul’a katkısı olmayacağını belirten Akşener, “Kanal İstanbul’un 9 senedir üzerinde durulmuyordu, bugün niçin birden bire önümüze getirildi? Anlamak mümkün değil.” dedi. Akşener, konuşmasını şöyle sürdürdü: “Bunlar niye oluyor biliyor musunuz? 31 Mart’ta Ekrem Başkanı seçtiğiniz için. Beyefendinin sinirini bozdunuz. 23 Haziran’da, bütün İstanbullu, 804 bin oy farklıya Ekrem İmamoğlu’nu yeniden seçti. Beyefendinin sinirini iki kere bozdunuz. Bu, İstanbullulara ders verme eylemidir.”
Akşener, “Bu Kanal işi nereden çıktı? Sebebi sensin başkan. Kazanmasaydın, olmayacaktı.” diyerek, bunun bir yönetim anlayışı olduğuna dikkat çekti. Bu durumu İstanbulluyu cezalandırmak olarak değerlendiren Akşener, “Bu, ‘Ben bu ülkenin her şeyiyim’ diyen bir bakış açısının tezahürüdür. Bu, ‘Güç benim elimde. Canım isterse, herkesin kafasına o çekici vururum’ demenin tezahürüdür.” dedi. İstanbulluların bu “ne olduğu belirsiz projeye” hayır diyerek geçit vermeyeceğine dikkat çeken Akşener, “Ben buna inanıyorum. İstanbullu, bu cezalandırmanın karşılığını oyuyla karşılık verecek.” diye konuştu.