İMO: Kentler depreme hazırlanmalı

Son günlerde gerçekleşen depremlere ilişkin açıklama yapan İMO İstanbul Şubesi, kentlerin depreme hazırlanması gerektiğini belirtti.

İMO İstanbul Şubesi: “Olası İstanbul depremi için beklenen büyüklük, açık ki İstanbul’da telafi etmenin mümkün olmayacağı düzeyde can ve mal kaybına yol açacaktır.”

Son günlerde meydana gelen depremler nedeniyle yazılı açıklama yayınlayan İMO İstanbul Şube Yönetim Kurulu, Türkiye’nin deprem ülkesi olduğu gerçeğinin altını bir kere daha çizerek, kentlerin depreme göre hazırlanması gerektiğini belirtti.

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği’ne (TMMOB) bağlı İnşaat Mühendisleri Odası (İMO) İstanbul Şube Yönetim Kurulu, Elazığ merkezli 5,6 büyüklüğündeki depreme ilişkin yazılı bir açıklama yayınladı.

‘Gereği yerine getirilmiyor’

Depremin hissedildiği yerlerdeki yurttaşlara geçmiş olsun dileklerinin yer aldığı açıklamada, 24 Ocak’ta Elazığ’da yaşanan 6,5 büyüklüğündeki depremde 41 yurttaşın hayatını kaybettiği hatırlatıldı. 30 Ekim’de Ege Denizi’nde yaşanan depreminin de anımsatıldığı açıklamada, “Her deprem Türkiye’nin bir deprem ülkesi olduğu gerçeğini bir kez daha ortaya çıkarıyor. Bu gerçeği kabul etmeyen yok; ancak gereğinin yerine getirildiğini söyleyebilmek mümkün değil” denildi.

‘İstanbul’da telafisi imkansız can ve mal kaybı olacak’

“Türkiye bir deprem ülkesidir ve İstanbul’u da içine alan Marmara depremi olası depremler arasındadır” ifadelerinin yer aldığı açıklamada şunlar kaydedildi:  “Olası İstanbul depremi için beklenen büyüklük, açık ki İstanbul’da telafi etmenin mümkün olmayacağı düzeyde can ve mal kaybına yol açacaktır. Başta İstanbul olmak üzere Türkiye deprem tehdidi altındadır. Bir an önce kentlerimiz depreme göre düzenlenmeli, yapılarımız güvenli hale getirilmelidir. Hiç şüphe yok ki bunun için ulusal seferberlik ilan edilmeli; merkezi yönetim, yerel yönetim, üniversiteler, meslek odaları ve vatandaş işbirliği sağlanmalıdır. Mevcut yapı stokunun depreme dayanmasının mümkün olmadığı ortaya çıktığına göre işe buradan başlamak ve olanca hızla yapıların deprem güvenliğini sağlamak kaçınılmazdır. Eğer bu yapılmazsa vebali merkezi ve yerel yönetimlerin üzerinde olacaktır.”

MA