Kazdağları nöbetine 100’den fazla jandarma gönderildi / Çadırlar tahliye edildi

Kazdağları Kirazlı mevkiinde 425 gündür nöbet tutan yaşam savunucularının çadırları jandarma tarafından tahliye edildi, gözaltılar yapıldı.

Cansu Erginkoç

Kazadağları’nda yaşam savunucularının nöbetine bu sabah erken saatlerde Valilik emriyle yüzden fazla jandarma müdahale etti, çadırları tahliye edip gözaltılar yaptı.

Ekoloji inisiyatiflerinin ortaklaşa yaptıkları basın açıklamasında ‘Müdahale sırasında arkadaşlarımızın aileleri ve avukatları ile görüşmelerine, hatta tuvalete gitme isteklerine ve görüntü almalarına izin verilmedi. Jammer’larla internet erişimini de kestiler’ ifadeleri yer aldı.

Geçen hafta Cengiz Holding’le bağlantılı Truva Bakır Maden İşletmeciliği şirketinin ÇED halkın katılımı toplantısı, bölge halkının ve yaşam savunucularının protestolarıyla Covid gerekçesiyle iptal edilmişti.  Yaşam savunucuları iptal edilen toplantıdan tam bir hafta sonra bugün, erken saatte yapılan jandarma baskınını manidar bulduklarını belirttiler.

Anayasa’nın 169. Maddesine gönderme yapıldı

Açıklamada Anayasa’nın 169. Maddesi hatırlatılarak şu ifadelere yer verildi: “Anayasa’nın 169. Maddesinde “…ormanlara zarar verebilecek hiçbir faaliyet ve eyleme müsaade edilemez…” deniliyor. Ama son iki ayda 68 ilde 766 maden ruhsatı verildi. Ormanlarımız maden şirketleri tarafından tarumar ediliyor. Ormanlar, ağaçlandırma sahaları, özel koruma bölgeleri, milli parklar, meralar, sit alanları, su havzaları, kıyı alanları, turizm bölgeleri, askeri yasak bölgeler ve şahsa ait özel alanlar, yani her yer madencilik faaliyetine açılmaya devam ediyor.”

‘Şirketlere teşvik ve muafiyet sağlanıyor’

İnisiyatif açıklamasına şöyle devam etti: “İktidar, maden şirketlerine bir sürü teşvik ve muafiyet sağlıyor. KDV istisnası, gümrük vergisi muafiyeti, kurumlar ve gelir vergilerinde indirimler, hazine arsalarının yatırım yeri olarak tahsisi, ayrıca düşük faizli kredi desteği… İktidar şirketlere bütün kolaylıkları sağlarken zenginliğine zenginlik katan şirketler olurken, halk da suyundan, merasından, köyünden oluyor.”